Ben hâlâ boş boş tavanı izlerken saat çoktan 3'ü bulmuştu.
Oflarcasına bir nefes vererek yerimden kalktım, madem uyuyamıyordum biraz bahçede dolaşacaktım.
Odadan çıkıp sessiz adımlarla alt kata ilerledim. Mutfağın ışığı açık olduğuna göre uyanık birileri olmalıydı, kimseye görünmemek adına daha yavaş adımlarla bahçeye çıktım. Bir de neden uyanık olduğumu anlatmakla uğraşamazdım.
Havuzun yanına ilerledim ve oralarda yavaşça dolaşarak etrafı inceledim. Havuz baya geniş ve derin görünüyordu. Uzaktan hoş görünse de yüzme bilmediğimden yakınında durmak beni biraz germişti, bu sebeple havuzdan biraz uzaklaşarak şezlonglardan birine oturdum.
O sırada yanımdaki şezlonga oturan bir beden daha görmemle anlık olarak yerimden hareketlensem de bu kişinin Namjoon olduğunu görmemle göz devirerek geri oturdum.
Elindeki suyla havuza bakıyordu, demek ki mutfaktaki oydu. "Uyku mu tutmadı?"
Sessizce baş salladım.
O da bir şey demeden öylece durdu, suyunu bitirirken de yerinden kalkmıştı ve yine bir şey demeden gitti.
Gerçekten garipti, saatler öncesinde o olayları yaşayan sanki biz değildik.
Ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre daha orada boş boş oturdum, sonrasında güneş doğmaya başlarken yerimden kalkıp odaya gitmiştim.
Odaya girmemle ablamın bakışları beni bulurken uyanık olduğunu gördüm. "Neredeydin?"
"Su içmeye gitmiştim."
"3 saattir odada değildin Junghee, koca evde seni bulamam diye nerede olduğuna da bakamadım. Ne kadar endişelendim senin haberin var mı?"
Derin bir nefes vererek yanına gidip yatağa uzandım. "Endişelendirdiğim için üzgünüm, uyku tutmamıştı."
O da derin bir nefes verdi. "Peki ama bir daha habersiz gitme."
Baş salladım. "Uyu sen hadi, benim yüzümden uyuyamamışsın."
Bir şey demeden gözlerini kapatıp uyudu, ben de uyuyamasam da gözlerimi kapamıştı. En azından biraz da olsa dinlenmiş olurdum.
Birkaç saat sonra ablamın uyandırmasıyla uyandım, uyuyamayacağımı sansam da uyumuştum. Üzerimizi giyinip aşağıya indik ve kahvaltı yapıldıktan sonra da evimize dönmüştük. Kahvaltı sırasında Namjoon bize katılmamıştı ve onu o gün bir daha görmemiştim.
O günden sonraki bir ay boyunca da aileler aşağı yukarı her hafta bazen onların evinde bazen de bizim evimizde buluşmuştu. Namjoon bizim evdeki buluşmalara asla katılmamıştı, onların evdekilerine de bazen katılıyordu.
O gün bana tehdit edici şekilde konuşsa da o günden sonra benimle o konu hakkında hiç konuşmamış, arada başbaşa kaldığımızda da yine her zamanki gibi ters ters konuşup durmuştu.
Bugün ise yine onların evlerinde buluşulacak ve haftaya yapılacak olan nişanla ilgili son hazırlıklar hakkında konuşulacaktı.
Yine her zamanki gibi onların şoförleri bizi alıp eve kadar götürmüştü ama bu sefer akşam yemeğinden önce konuşmak için daha erken gitmiştik.
Oraya vardığımızda yine havuza bakan terasa giderek bu sefer koltuklara oturmuştuk. Ben ise tuvalet bahanesiyle yanlarından ayrılmış o günden sonraki gelişimizde alt katta varlığını öğrendiğim tuvalete gelmiştim, sürekli aynı konuların konuşulmasından sıkılmıştım.
Aynada kendime bakarken sıkıntılı bir nefes verip elimi yüzümü yıkamıştım, buraya son zamanlarda o kadar sık gelir olmuştuk ki nişandan sonra bunun azalacağı düşüncesi sinirlerimi bozuyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/318654254-288-k836826.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jealousy-KNJ
FanfictionKıskançlıkla verilen ani kararlar genç kızı daha önce hiç keşfetmediği duygulara sürüklemişti..