Sene 2008 ATAMAR ÇOCUK ESİRGEME KURUMU
"Eşyan falan yok mu hiç? Kıyafet yada başka bir şey? Annen bize yüklü miktarda para vermiş olabilir ama şimdi hepsi sana alacağımız kıyafetlere gidecek.."
Kız, kadın kendi kendine konuşurken etrafına bakınıyordu. Dışarıdan görüldüğü kadar pis olmasada insanın içini boğan bir atmosferi vardı binanın.
"Ha bu arada, adın neydi senin?"
İşte bu soruya verecek cevabı yoktu küçük kızın. Annesi asla ona bir isimle seslenmemişti. Sonuç olarak kız ismini bilmiyordu. Kadının sorusunu cevapsız bıraktı mecburen. Kadın buna sinirlenmiş olacak ki kızın kolundan sertçe tutup kendine çevirdi.
"Bak küçük, burada öyle nazlı davranamazsın anladın mı? Sana bir şey deniliyorsa yapacaksın. Laflarımızı ikiletmeden,soruları tekrarlatmadan. Anladın mı beni?"
Kız korkuyla kafasını bir aşağı bir yukarı salladı. Korkudan yada hayatında ilk defa annesi ve bakıcıları dışında biriyle konuştuğu için gelen utanç hissinden olsa gerek dili tutulmuştu.
"Hadi gel çabuk arkamdan"
Sonunda katı olarak bahsedilen yere geldiler ve küçük kızı diğer küçük çocukların yanında yalnız bıraktılar.
Diğer çocukların hepsi kızla aynı yaştalardı. Sadece bir tanesi ya boyu uzun olduğundan ya da gerçekten büyük olduğundan onlardan bir kaç yaş büyük duruyordu. Küçük kız onların yanına gitmeye çekinerek kenarda pencereye bakan bir tabureye oturdu.
Onlardan bir kaç büyük olan çocuk kızın yanına gelerek kollarını birleştirdi.
"Kaybedenler katına hoş geldin. Genelde bu kata ebeveynleri tarafından gönüllü bırakılan çocukları yerleştirirler. Şuan yüzünde duran inkar edici bakıştan annenin ya da babanın seni gönüllü olarak buraya bıraktıklarını yeni öğrendiğini anlayabiliyorum. Üzgünüm,gerçekler canını acıtmış olmalı. Kaybedenler katına hoş geldin tekrardan."
"Şimdi sana despot annenin bir kaç belli başlı kurallarını açıklayayım da sonradan kulağının çekilmesin ve sağır olma. Öncelikle söylediği her lafın yapılmasını ister aksi taktirde hiç çekilir kişi değil bunu da bil. Eee başka? ıııı, sanırım despot annenin tek kuralı bu. Ama tek diye hafife almamanı öneririm. Bu tek kuralı kulağına küpe et ve asla da çektirme."
Kız çocuğun dediği tek bir kelimeyi anlamamıştı. Despot anne lafını duyduğunda bile içine bir korku salınmıştı. Çocukta bunu fark etmiş olacak ki onu yalnız bırakmak için diğer çocukların yanına gitti.
***
"Selam. Uzun zamandır yeni kişi gelmiyordu katımıza. Son gelen 2 yıl önce bendim ama şimdi sensin. Nedense seninle iyi arkadaş olacağız gibi geliyor. En sevdiğin renk ne? Benimki Mavi. Normalde annemler beni erkek bekliyormuş ama kız olmuşum tabii erkek beklenince de her kıyafetim mavi alınmış. Buraya gelmeden önce hep mavi giydirirlerdi bana. Ama bir gün sadece beyaz renkte şeyler giydirerek buraya getirdiler. Ne olduğunu kavrayamadım Pamir anlattı. Karşısındakine çok gerçekçi davranır Pamir. Bugün nasıl öyle güçlü kalabildin hala anlamadım. Ben ailemin beni istemediği için buraya bırakıldığımı öğrendiğimde 1 ay her gece ağlamıştım. Ah, şey yine dozu fazla kaçırdım değil mi ? Özür dilerim. Adın ne? Benim Emel."
Küçük kız ilk defa bir çocuğun çok az sürede bu kadar fazla kelime kullanabildiğini görmüştü. Hoş,hayatında daha ikinci kez bir akranıyla konuşuyordu. Ama olsun. Şu zamana kadar çok çocuk görseydi bile bu kız kadar hızlı konuşabileceklerini sanmıyordu. Ha, kız ona ne sormuştu? Adını.
Ah, adı... Küçük kızın hala bir adı yoktu. Şuan annesine neden ona isim koymadı diye bağırmak istiyordu. Bir de onu neden bıraktığını sormak...
"Şey,adım..... şey... benim adım yok."
Emel'in gözleri birden büyüdü ve hayranlıkla kaplandı. Ellerini önünde çarparak yerinde hafifçe sıçramaya başladı. Küçük kız Emel'in bu hareketlerine anlam verememiş olsa da soran gözlerle ona baktı kafasını sallayarak.
"Yaşasıın, sana bir isim bulacağım. Nasıl bir isim olsun? Mesela bir kuş adı olabilir. Yada sevdiğin her hangi bir şey? Hadii çabuk gel öbür çocuklara da soralım. Ah,çok eğlenceli olacak. Hadi gel"
Kız onun bu birden bire gelen heyecanına katılmadan edemedi. Küçüklük dürtüleri bu olsa gerek. Küçük kız hayatında bir kere bile sevinçten kahkaha atamamıştı ki bunları bilsin.
Emel kızın elinden tutarak diğer çocukların olduğu tarafa götürdü. Önce heyecanını bastırarak küçük kızın sabah tanışmaya fırsat bulamadığı kalan diğer 3 çocuğu tanıttı.
Birinin adı Özlem'di, küçük kız Özlem'i gördüğünde ondan daha utangaç olduğunu anlamıştı. Küçük kız gülümse bile o karşılık vermemişti. Göz teması kuramıyordu kimseyle. Küçük kız sanki kendine acıması bitmiş gibi bir posta da Özlem'e üzüldü. Onun çektiği ne olabilirdi acaba? diye düşündü. Aklına bir şey gelemedi. Çocuk aklıyla ne gelebilirdi ki?
Diğer çocuğun adı Kuzey'di o ise asi serseri gibi takılmayı seviyordu. Ama söz konusu Emel olunca ona hep içten cevaplar vermişti. Nedense küçük kızın gözünden kaçmadı bu detay.
Bir de yaşca hepsinden küçük olan ve onların dilini konuşamayan Zac vardı. Gözlerindeki yaşam pırıltısı görülmeye değerdi. Küçük kızın daha önce kimsede görmediği bir hüzün vardı gözlerinde.
Pamir'i zaten tanıyordu. Ona sabah acı veren bir hoşgeldin konuşması yapan çocuktu.
Emel herkesi küçük kıza tanıttıktan sonra büyük sorunu, yani küçük kızın bir isminin olmadığını, ona yakışan ve güzel bir isim bulabilecekleri konusunda onlara danıştı. Fakat diğer çocukların hiç biri Emel gibi şen şakrak değillerdi ve bu büyük soruna pek ilgi göstermediler. Emel üzüldüğünü pek belli etmeyerek
"Peki o zaman, Pamir sen aramızda en büyüğümüzsün. Bari sen bir isim söyle de ona hitap edecek bir şeyimiz olsun. Lütfen?"
Pamir çözdüğü yaşına göre bayağı ağır yapbozundan kafasını kaldırarak küçük kızı inceledi. İncelerken gözü kızın bileğindeki lila renginde tokaya ilişti.
"Lila olsun adı. Tokanın annen tarafından verildiğini sezdim nedense. Bu nedenle kolundan da çıkarmazsın sen onu. Lila olsun." diyerek yapbozuna geri döndü.
Lila...
Küçük kız bu ismi sevmişti birden. Hem çocuk nasıl anladı tokasının annesi tarafından verildiğini?
Lila
Benim adım Lila.....
Oy ve yorumlarınız benim için önemli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEK RENKLER
ChickLitİsimleri bile olmayan iki genç Hayatları yaşanamayacak kadar acı dolu Ama onlar gerçek Bu hikaye Siyah'ın Bu hikaye Lila'nın Bu hikaye gerçek olanların