|Pinokyo|

25 6 0
                                    

İyi okumalarr!

Gözlerimi güneş ışığından dolayı acıyla ovuşturarak açtım. Zorlanmadan bakabilmek için gözlerimi kıstım, bakışlarım masaya yığılıp uyuyakalmış Jimin'i buldu.

Ayağa kalktım, pencereye yanaştım ve perdeyi çektim. Sandalyeyi Jimin'in yanına çekip oturdum. Masum duran yüzünü inceledim bir süre, yorgun görünüyordu.

Gözaltı morluklarını, çizgilerini ve yorulmuş hâlini gördüğümde üzülüyorum. Bazılarına önemsiz gelen bu gözaltı morlukları konu Jimin ise benim için gerçekten önemli. Bahsettiğimiz kişi Jimin ise çok hassasım, hayatımı adayacağım tek kişi o.

Daldığımı fark ettiğim an düşüncelerimden ayrıldım. Saat kaç olabilirdi? Masadaki telefonuma uzandım, açtığım an ekrandaki 07.49 sayılarıyla karşılaştım. Araştırmak için erken olabilir mi? Bana kalırsa şimdiden araştırmaya başlamak iyi olacaktır, uzun sürebilir.

İstemesem de Jimin'i uyandırmak için omzuna dokundum birkaç kez, bin evi türttüm.

"Jimin kalk hadi, araştırmaya başlayalım."

Bir şeyler mırıldandı ama anlamadım. Ne kadar zor uyuyorsa o kadar da zor uyanıyordu. Uyanmamakta gerçekten ısrarcı.

"Öyle mi? Ben de tek giderim o hâlde."

Gözlerini açtı ve kaşlarını çatmış, uykulu bir suratla baktı bana.

"Gitmiyorsun bir yere."

Uyanır uyanmaz bunu demesi kıkırdamama sebep olmuştu. Hafifçe kafasına vurdum bir tane.

"Uyanmasaydın gidecektim. Saat.."

Elimi tekrar telefona attım, açıp ekrandaki saate baktım.

"07.55"

"Geç bile kalmışız lan."

Göz devirip telefonu cebime attım.

"Abartma, hadi."

Jimin gözlerini ovaladı, sandalyeden yavaşça kalkıp masadaki anahtarları aldı eline.

"Giderken bir şeyler alalım, açım ben."

Kafasını sallayarak beni onayladı. Memnun bir gülümse ile kapıyı açtım, Jimin yanımdan geçip çıkınca kapattım kapıyı.

"Dur, yıkanmamış yüz ile mi araştırma yapacağız?"

Önümden gittiği için sorduğum soru ile bana döndü.

"Doğru."

Jimin koridordaki yönünü lavabonun olduğu tarafa çevirdi. Peşinden ilerledim, lavaboya ulaştığımızda yüzümüzü yıkayıp duruladık.

Birbirimize tek kelime etmeden işimizi hallettik ve lavabodan çıktık.

Hızlı adımlarla koridordan geçtik, gördüğümüz çalışanları selamlayarak karakoldan çıktık.

"Atla benim arabaya."

Kendi arabama ilerleyecekken başımı sallayıp arkasından onun arabasına adımladım.

Kilidi açtı, kapıyı açtım ve koltuğa attım kendimi. Jimin de kapıyı açıp koltuğuna yerleşti. Arabayı çalıştırdı, olayın yaşandığı yer olan kilise için yola çıktık.

Yol kenarındaki bir fırına uğradık yiyecek bir şeyler almak için. İkimiz de birer kuruvasan ve ayran aldık, parasını ödeyip çıktık. Yoldayken yemeye başlayıp bitirdik.

Kilisenin yanında park için uygun bir alan bulduk, Jimin oraya park etti ve kapılarımızı açıp arabadan indik. Telefonu cebimden çıkardım ve Joon'un attığı pusula fotoğrafını Jimin'e göstermek için ona yanaştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 18, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Say My Name | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin