astronomy

2.1K 60 3
                                    



smut one shot

seke (semjk)

conan gray - astronomy, memories











𝙗𝙪𝙩 𝙣𝙤𝙬 𝙬𝙝𝙚𝙣 𝙞 '𝙢 𝙝𝙚𝙧𝙚 𝙛𝙖𝙘𝙚 𝙩𝙤 𝙛𝙖𝙘𝙚 𝙮𝙤𝙪'𝙧𝙚 𝙟𝙪𝙨𝙩 𝙖 𝙨𝙩𝙧𝙖𝙣𝙜𝙚𝙧 𝙩𝙤 𝙢𝙚 𝙩𝙝𝙖𝙩 𝙞 𝙤𝙣𝙘𝙚 𝙠𝙣𝙚𝙬















sekiz yıl önce

paris,

"bayım!"

taehyung, duyduğu ince tınıyla kendisine mi sesleniliyor diye arkasına dönüp parisin ışıltılı sokağındaki kalabalıkta gezdirdi koyu kahve gözlerini. etraf oldukça kalabalık olduğundan biri ona seslense bile o kadar kişi arasından seslenen kişiyi bulması imkânsızdı.

kaldırımın köşesinde sağa sola hareket eden gözleriyle etrafa bakarken sıralı, ince dişleriyle gülümseyen çocuk ona yaklaştığında taehyung kaşlarını çattı anlamsızca. onunla aynı dili konuşması bir yana dursun, taehyung'u nereden tanıyordu ki onun da fransız olmadığını biliyordu?

taehyung boş bakışları ve aklındaki düşünceleriyle karşısındaki kişiye bakarken tavşan dişleriyle gülümseyen çocuk boynunda asılı duran fotoğraf makinesini eliyle tutmayı bırakıp aşağı indirdi. karşısındaki adamın sorgulayan suratını gördüğünde ensesindeki saçları dağıtıp adamın fransız olduğunu düşündüğü için bozuk fransızcası ile konuşmaya çalıştı.

"puis-je prendre votre photo, monsieur? avec le paysage derrière toi tu as l'air plutôt gentil."
(resminizi çekebilir miyim bayım? arkanızdaki manzara ile oldukça hoş görünüyorsunuz.)

halbuki taehyung buralarda ilk defa kendi dilinden birini görmenin şaşkınlığını yaşıyordu. onu tanıdığını düşünmüştü ama çocuğun sadece ağız alışkanlığı olarak kendi dilini konuştuğunu çocuğun gergin ve utangaç tavırları sayesinde anlamıştı.

taehyung, çocuğun bozuk fransızcasına gülümsedi. bir an 'fransızlara mı benziyorum acaba?' diye düşünse de benzemediğini biliyordu. taehyung da aynı onun gibi, fakat daha iyi olan telaffuzu ile "bien sûr." diye mırıldandı.
(elbette.)

jeongguk gülümseyip adamın yanına gidip tanışmak için elini uzatacakti ki taehyung ondan önce davrandı. çocuğa elini uzatıp "taehyung." dediğinde jeongguk şaşırdığını belli eden ifadesi ile karşısındaki adamın yüzüne bakmaya başladı.

fransızlara benzemediğini yakınına gelince fark etmişti. fazlasıyla güzeldi, kare şeklindeki kalp gibi duran dolgun dudakları, koyu kahve gözleri, kasket şapkasının altına sıkışmış siyah kıvırcık saçları, esmer teniyle ve boynunu süsleyen takılarıyla oldukça güzeldi. kaldırımların kenarlarında duran sokak lambalarından çıkan ışıklar yüzüne vuruyordu ve minik benleri parlıyordu âdeta.

fransızları geçmiş, bu dünyadan olduğuna inanmak bile güç gelmişti jeongguk'a.

jeongguk ilk defa karşılaştığı bu adamı incelemenin saçma olduğunu düşünüp buna son verdi. elini uzatıp kafasında şapka takılı olan adamın eline yerleştirdiğinde "koreli misiniz?" diye mırıldandı. esmer tenlinin adının bir fransıza ait olma ihtimali yoktu çünkü.

taehyung hafifçe başını sallayıp gülümsedi. karşısındaki çocuk da başını sallayıp "jeongguk." diye mırıldandığında taehyung da onu taklit ederek "jeongguk" dedi dudaklarındaki tebessüm ile.

memories in our astronomy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin