25 Temmuz 2022,
"Ayının tekisin bir de güzel giyinmek için oranı buranı açıyorsun, seni bi elletiyim de al şu hazını bıktım orospuluklarından, hayır yani senden orospu da olmaz bu kilo, bu tiple. Götünü memeni açınca ne kazandığını sanıyorsun sen! Ayı! Çirkin ayının tekisin! Bıktım senden! Bi boka da yaramıyorsun anca babanla aramıza girebiliyorsun..."Annem, bir anne kızını mutlu eder miydi? Bir anne kızına güzelsin der miydi? Bir anne kızı gülünce susmasın diye uğraşır mıydı? Bir anne arkadaş gibi olur muydu? Bir anne dinler miydi? Bir anne çözüm bulur muydu? Bir anne kullanmasınlar diye uğraşır mıydı, yoksa kendi mi kullanırdı? Bir anne sever miydi?
Annemin bu sözleri üstüne masadan kalkıp gittim. Babam sadece arkamdan izledi. Kimse de gelmedi.
Ben yine ağlıyordum. Neden ağlıyorsun? Neden ağlıyorum? Beni dersleri ve başarısı için, babamla arasında köprü olayım diye yanında tutan bir anne için mi? 7 yaşımda beni terk edip giden umursamayan, hiçbir önemli anımda yanımda olmayıp, kardeşimin 10. Yaşında anca hayatıma giren, hayatımı mahveden, annemi aldatan, baba olamayan bir biyolojik gereksiz için mi? Gerçi o biyolojik gereksize karşı zerre duygu kalmadı. Ama anne hani biz hep ayağa kalkardık ya neden ben büyüdükçe tek amacın benim başımı eğmek oldu? Ne istedin?
Tuvalete girip yüzümü yıkadım, hiçbir bakım yapamadığım anında laf yediğim bu çirkin suratı yıkadım. Arkadaşlarım insanlar bayılırdı bana, güzelliğime, kişiliğime, kibarlığıma. Bunu bilirdim çünkü kimse dile getirmekten çekinmezdi ama ailemle çirkinleşiyıordum sanki hiç varolmasan herkes daha mutlu mu olurdu?
2007, 7 Mayıs, 7 Ocak, 7 Haziran, 27 Şubat, 7 yaşım lanetli zamanlar. 7 Mayıs 2010 hayatımda gördüğüm ilk ölü, ilk kardeşim, babamın düşmanı öldürdü ve hâlâ rahat rahat nefes aldı 7 Haziran 2022'ye kadar, 7 Haziran onu ben öldürdüm, suçluluk duymadım gizli gizli öldürdüm, hâlâ katilini arıyorlar bulamazlar. Adamı asitle yaktım kardeşimi öldürdüğü hastanede. 27 Şubat 2007 doğum günüm lanetli kalbim durdu sonra tam 7 dakika sonra tekrar attı hem de babamın sesiyle, 7 Ocak 2011 yılında başıma silah ve annemin omzuna bıçak dayıyan babamın sesiyle, 7 yaşım annemle babam boşanma kararı aldı. Babam aldattı. Annem gururunu konuşturdu. Ama bugün yan yanalar ve onların mutluluğunu sürekli benim bozduğumu söylüyorlar.
Bir otele gittiğimiz takdirde eğer yanlarında olmak istersem annem bana aralarına girmeye çalıştığımı ima eder, babamsa gelmemizden memnun olmadığını gözleriyle anlatır ama diline vurmazdı. Annemse diline ve ellerine vururdu. Bir ay önce gittiğimiz tatilde annem sadece ben "sizinle terasa gelebilir miyim kitap okuyacağım zaten ellemem sizi" dedim ve babam da olur dedi diye , beni otel odasına çekip babam gelene kadar dövmüştü tam yarım saat sadece görünmeyeceğinden emin olduğu yerlere vuruyordu. Kafama kardeşimin tabletiyle, kollarıma, bacaklarıma ve karnıma elleriyle ve odadaki bulduğu süpürgeyle vurmuştu. O gece uzun giyinmiştim onun yüzünden, çünkü babam görürse kızardı ve babam ona kızarsa annem beni öldüresiye döverdi biliyordum, çünkü yaşamıştık. O gece karnım mosmor, kollarım ve bacaklarım kırmızı ve kanayarak uyumuştum. Ailenin nefreti en zor şeydi. Hele yıllardır koruduğun ve tek dayanağın olarak gördüğün annenin nefreti daha da kötüydü.
Yıkadığım surata baktım, mutlu değildim ama herkes bana her zaman çok güldüğümü ve güzel olup güzel güldüğümü söylerdi. Kimse beni ağlarken görmezdi numaradan değilse. Kimse beni durgun görmezdi her zaman kıpır kıpırdım. Herkes beni severdi çünkü gülerdim, güldürürdüm ve pozitiftim. Her zaman kırık kanatlarla bile umut vardı.
Ben kırık kanatlıydım. Ailem kırdı, ben uçtum. Arkadaşlarım kırdı, ben uçtum. Ve asla düşmicektim. Ben en güçlü olucaktım her zaman planlarım doğru giderdi. Kanatlarımı ilk ve en sert kıran kişilerin annem ve babamın yanına gitmeye hazırdım. Ben hatırlıyordum her şeyi. Unutmıcaktım. Sürüneceklerdi.
Gülümseyerek dışarı çıktım. Kardeşimin biricik kardeşimin yanına oturdum. Şu hayatta nefes aldığım ve baktıkça nefes aldığımı hissettiğim varlığın yanına oturdum. Kardeşim elimi tuttu bana baktı. Evet benim yeşil zümrüt gözlerim yoktu annem gibi, ama cehennem kızılı gözlere sahiptim. Kardeşimin bal gözlerine baktım. Gözlerime bakarken korkmayan kişiye baktım. Yalanları görmeyen o kadar yalan ve maskenin içinde beni bulan kardeşime baktı. İçimi okudu ve beni anladı. Elimi tuttu ve sıktı.
"Biz ablamla biraz yürümek istiyoruz. Siz tatlıları söyleyin hemen geliriz. Biraz deniz kenarında oturucaz." dedi.
Bilirdi ben denize aşıktım. Deniz de bana. Denize bakınca iyileştiğimi bilirdi. Denizi koklayınca iyileştiğimi bilirdi. Çünkü deniz brnim gözyaşlarımı severdi, saklardı. Ben denizin üstünde uçardım kırık kanatlarımla.
"Al bakalım güzel ablam benim, sana kahve aldım latte ya da lahte aynı bizim sevdiğimiz gibi." beni kahve dinlendirirdi bunu da bilirdi. Ben 1.76 boyunca bir kızdım ve iri yarıydım fakat kardeşim buna rağmen yanımda abim gibi duruyordu. 1.81 olunca... 10 yaşındaydı ama uzundu.
Kahvelerimizi aldık ve o gece deniz kenarında oturduk. 3 saat, 4 saat, 5 saat derken sabah 5'te eve girdik. Babam ve annemin kapısı kapalıydı yine. Zaten ne beklerdik ki sex yapçaklar diye bizi evden kovan bi ailemiz vardı. O kadar kötü şey yaşatmışlardı ikisi yüzünden ikisine de düşman kesilmiştim. Ama şimdi her şeyi silmiş gibi ve bu normalmiş gibi davranıyorlardı kardeşime üzülüyordum.
Anneme kızıyordum, babama kızıyordum. Hayata kızıyordum. Kardeşimi alıp gitmek istiyordum.
...
15 yaşım daha filizlenmemiş 15 yaşım, okul birincisi, Fen Liseli, her etkinliğin başını çeken lider, voleybolda orta oyuncu ve kaptan olan 15 yaşım, lisansli kayakçı 15 yaşım, tüplü dalışçı 15 yaşım, piyanist 15 yaşım, 4 dili akıcı konuşan 15 yaşım sen hiç çocuk oldun mu? Sorunları gidermek içindi değil mi bütün o çizgi film, kitap, şarkı, oyuncak sevdan? En çok Rapunzel'i seversin saçlarını bu yüzden hiç kestirmedin, hep yeşil göz istedin annene özendin, seni kullanan annene, Belle'i asil buldun kişiliğini ona ayarladın.
Arabaları sevdin, motorları, silahları, saatleri, her şeyin en iyisini seversin sen. Hep en iyi olmak için miydi? Fiziğin kötüydü, bunu bilirdin ama yemeği çok severdin ve yerdin. Sonra değdi mi 16 yaşında seni aç bıraktı ailen ve kendin. Bir çocuğa aşık oldun senden büyük, 4 yaş büyük. Evlencek kesin dedin hep, senden hep çok büyüktü. Sana asla bakmadı değil mi? Asla ilgilenmedi senle.
Kiloluydun, çocuksuydun dışarıdakilere. Her şeyi bilirdin. 15 yaşında üniversite konuları konuşurdun onla, sırf yazın yaz okuluna gittin diye. Sıkılıyor muydu acaba? Sen konuşunca bıkıyor muydu? O kadar çok sevdin ki onu gözlerin kör oldu, anlayamadın. Küçük düşürdü seni, dalga geçti, senle konuşmadı. Nefret ettin aşktan da. Ama merak etme 7 yıl sonraki bizi kimse tanıyamadı, bu yüzden hâlâ kimliğimiz saklanabiliyor herkes hâlâ küçük bizi tanıyor.
Maskeni düşürme, kanatlarının kırık olduğunu görmesinler, uç sadece. Uçarsan kimse "nasıl?" demez "vay be" der. Uç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanatsız Şeytan'ın Kanatları Kırık Afrodit'i
RomanceYaralı bir kız çocuğu en fazla ne yapabilir ki değil mi? Kanatları olmayan bir melek ne kadar uçabilir ki? Kanatsız bir kelebek yaşar mı? Bir Şeytan'ın bir Afrodit'i olabilir mi? Ya da Afrodit'in Şeytan'ı?