Odada ciddi bir sessizlik söz konusuydu. Tek duyulan ses elimdeki viski bardağının dönerken çıkardığı tatlı dalgalanma sesiydi. Gözlerim kapalıyken hayat çok sessiz ve güzeldi sanki geçmiş yoktu, sanki sadece karanlıktı ve nefes alıyordum. Komik, ben karanlıktan korkardım küçükken hatta 18 yaşıma kadar ama belli bir zamandan sonra tek huzurun karanlık olduğunu anlıyordun. Midem bulanıyordu yıllardır, 5 yaşımdan beri.
Sonra gözlerimi açtım gerçi hâlâ karanlıktı, bir ışık süzmesi vardı. Pek huzurlu değildi gerçi, ışık süzmesinin altında kanlar içinde bir adam durunca. Ayağa kalktım ve yürümeye başladım. Adamların geri çekildi ve sağ kolum demirden olan üstü malzemelerim dolu masayı getiriyordu. Artık ses nefes sesleri, topuklarımın sesleri ve masanın gıcırtısı vardı.
"Evet, gelelim fasülyenin faydalarına, değil mi arkadaşlar?" dedim gülerek. Her yer gerildi. Işığa çıktım adam artık beni net görüyordu. "Ellerimi sana dokunarak kirletemem sana özel mavi eldiven takacağım. Heyecanlı mısın?" dedim ve eldivenlerimi taktım. Adamın suratına baktım. Ne kadar çirkindi.
"Sen son bir haftadır neler yaptığının ve bu yüzden Afrodit'in eline düştün. Suratımı görürsen ne olacağını biliyorsun değil mi? Yoksa söyliyim mi? Ölürsün. Hem de en aksiyonlu şekilde. Bu yüzden siyah maskemi çıkartmamı istemeyiz değil mi?" dedim maskemin kenarıyla oynarken sadece dudaklarımı, alnımı ve kızıl gözlerimi gösteren maskeme baksın diye.
"Ben şimdi sana neler yaptığını sayacağım. Unutmuşsundur diye. 2 haftadır olanları sayacağım yoksa uzar da uzar. Pazartesi: 8 yaşında bir kıza tecavüz. Salı: organ mafyacılığı hem de 7 yaşında bi kızdan. Çarşamba: 9 yaşında bir oğlana tecavüz ve yakma. Cuma: aile katliamı. Cumartesi: parti ve bara gitmek sonra kadın kaçırmak. Pazar: kadın ticareti. Pazartesi: Kadın cinayeti. Ve devamı da bunlardan. Bak ben biliyorsun korkulan bir kadınım. Ayrıca yer altı dünyasının tanrıçasıyım her mafya her insan bilir adımı. Sen de biliyorsun zaten bu yüzden benim sesimi duyduğundan beri tir tir titriyorsun. Hadi ama sapık psikopat şu anda korkuyor olamazsın." dedim ve gözlerine baktım. Şoktan mıdır? Korkudan mıdır bilemem ama resmen taş kesildi. "Hey ben Medusa değilim o benim müttefikim kendine gel donamazsın."
Adam daha çok şaşırdı, ne? Gerçekler.
"Şimdi, önce bu pis elleri temizlemeliyiz değil mi?" dedim ve elime ekmek bıçağını aldım. Bağlı olan ellerindeki parmakları tek tek kestim. "Ne güzel oldu bak. Şimdi, nefes almanı ve konuşmanı sağlayan şu boğazla uğraşalım biraz." dedim ve elime aldığım küçük neşterle boğazına bir S yanına da T çizdim. "Bak adını yazdım Sapık Tecavüzcü." adam acıdan kıvranıyor ve inliyordu ama hareket edemiyordu.
"Tamam yeter bu kadar oyun." diyr mırıldanıp buz gibi su dolu kabı ayaklarının altına koydurttum. Ayaklarını da içine sokturttum. "Bak ayakların rahatlamıştır." ama adamın ayakları soğuktan yanıyordu. Çığlık çığlığa bağırcak gibiydi, sesini duymaya tahammül edemeyeciğimi bildiğim için ağzından dilini çekip elime aldığım kelebek bıçakla kestim ve kelebek bıçağımı çevirdim. Sonra yüzümdeki maskeyi çıkarttım bunun anlamını fark edince gözleri kocaman oldu, çok çirkin gözleri vardı. Debelenmeye başlayınca sinir bastı.
"Of sıkıldım hiç eğlenceli değilsin." deyip bacağımın dibinde duran benzini ve elimdeki viski bardağını kafasından döküp cebimdeki çakmağı yakıp üstüne attım. Anında kocaman alevlerle yanmaya başladı.
"Ne güzel gözüküyo di mi ama Merlin. 1 saat sonra kellesini uçurabilirsiniz ama biraz daha yansın üşümüştür şimdi o." dedim ve gülümsedim.
"Emredersiniz efendim." dedi Merlin onda baktım kafamı sallayıp çıkışa doğru yürümeye başladım. Favori depomdaydık, F5 deposu. Dışarı çıktık ve kocaman bir nefes çektim içime. İyi gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanatsız Şeytan'ın Kanatları Kırık Afrodit'i
Roman d'amourYaralı bir kız çocuğu en fazla ne yapabilir ki değil mi? Kanatları olmayan bir melek ne kadar uçabilir ki? Kanatsız bir kelebek yaşar mı? Bir Şeytan'ın bir Afrodit'i olabilir mi? Ya da Afrodit'in Şeytan'ı?