Bölüm şarkısı: Zeki Müren - Seni Sordum Yıldızlara
Keyifli okumalar
✨✨✨
Çığlıklar büyürdü bazen kulaklarında. Yüreği sıkışır, dili lal olurdu durduk yere. İki kelimeyi katiyen yan yana getiremezdi saatlerce. Susardı öyle. Dudaklarına zamk diline kilit vurulmuş gibi sessizce beklerdi. Yıllarca yaptığı gibi içinden tekrar ederdi günahlarını.
Ve günahlarının en büyüğü susmaktı.
Hayat bir şekilde devam ediyordu da kötülük eden iyilik bulur muydu? Ne zaman çalacaktı felaket çanları?
Derin bir nefes aldı genç kız. Kendini yalnız bulduğu her an garip bir suçluluk hissederdi. Kalabalık ailelerin problemi de düşünmek için bile yalnız kalamamaktı. O da kendisine kitlenen işlerin başında beş on dakika kadar düşünürdü. Basit bir hayatı vardı. Curcuna bir ev, bölüşülmüş işler.. Ve en nefret ettiği iş yine ona bırakılmıştı.
Her sabah yumurta toplama işinin ona bırakılması artık zoruna gidiyordu. Kümeslerindeki horoz ile arası limoniydi. Eline aldığı ufak sopa ise onun kurtarıcısıydı. O ne kadar geçimsiz paçalıdan nefret ediyorsa horoz da ondan o kadar nefret ediyordu.
Korkunun ecele faydası yoktu. Kümes kapısını aralayıp içeriye girdi. "Selamün aleyküm uçamayan kanatlılar!" Dedi.
Bir kaç tavuk ses çıkarsa da beklediği gibi karşısında gün ışığından güven alarak kendisine kubaran horoz vardı.
"Bana bak basiretsiz!" Dedi koluna taktığı sepeti yere bırakıp, işaret parmağını tehdit edercesine sallayarak. "Allah yarattı demem akşama tencerede kelleni didiklerim! "
Gözünü horozdan ayırmadan tavuğun holünden aldığı yumurtayı sepete bıraktı. Bir yandan da söyleniyordu tabii.
"Hele bir üstüme atla da ne yapıyorum ben sana! Hem benim kızçelerime horoz mu yok?! Sana mı kaldı gül gibi tavuklarım? Bana saldırırsan hem canından hem karılarından ederim seni bilesin! Basireti bağlanmış padişah gibi kelle koltukta gezersin. Siyajin demedi deme sonra!"
Hızlıca topladı yumurtaları. Son aldıklarını da sepete koyup çıkacaktı ki horoz da tepkisini göstermeye karar vermiş gibi kadının tepesine çullandı.
Elindeki iki yumurtayı bırakmadan çığlıklar eşliğinde kendini dışarıya attı genç kız.
Ev ahalisi pek alışkındı bu duruma. Herkesten kaçan paçalı, Siyajin kümese girdiğinde erkek kesiliyor, kızcağızın burnundan getiriyordu.
Yemediği yumurta için çektiği çile de zoruna gitmiyor değildi!
"Allah canını almasın Basiretsiz Paçalı! Sende vizyon olsa bizim kümeste işin ne zaten? Gagandan ip bağlayıp dikenli çamlara fırlatıp fırlatıp çekeceğim seni!"
İnadı inattı hayvanın. Biri gelip kovalayana kadar bırakmazdı Siyajin'i.
Annesi Gülistan Hanım camdan seslendi. "Kız Siyajin ne yapıyorsun?! Millet kahvaltı bekler sen-"
"Ana oradan bakınca ne yapıyora benziyorum? Gel al şu görümcen kılıklıyı. Allah'ıma öldürecek bu basiretsiz beni!"
Ayağı takıldı genç kızın. Bir çığlık eşliğinde yere yapışırken yumurtaları kırmamak önceliğiydi!
Tavuklar yumurtlarken gözlerinden yaş geliyordu yahu! Bırakılır mıydı?
"Kışt! De hayde yerine kışt!" Diye bir ses duydu Siyajin. Kalbi yerinden çıkacak gibi atarken annesinin sesi kalbinin gümbürtüsünü bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜVEYDA
ChickLitArsızdı gönül. Ufak tefek yaraların bile kabuk tutmasını engelleyecek kadar arsız. Bir daha yapmam, dediği ne varsa yapacak kadar yüzsüz. Bir çift göze vurulacak, iki dudağın arasından çıkan söze lal olacak kadar kör. Lakin sevdalıydı. Bencilce bir...