Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Flashback
Okul servisi, kreşin önünde durdu. Ümit, Uraz'ı karşıladı ve içeri geçtiler birlikte. Okulun ilk haftasıydı. Uraz, 9 yaşına girmiş, dördüncü sınıfa gidiyordu."Nasıl geçti bakalım bugünün?" diye sordu Ümit, kreşten içeri girerken. Uraz, ayakkabılarını çıkarırken, mırıldanarak cevap verdi.
"Güzeldi." dedi ve kapıdan içeri girdi. Buraya her girdiğinde, kendini çok iyi hissediyordu. O da Ümit gibi anaokulu öğretmeni olmak istiyordu.
"Gel bakalım. Bugün yeni bir arkadaş geldi aramıza. Ortama alışamadı henüz. Onunla oynamak ister misin?" diye sordu. Uraz, Eray gibi girişken bir kişiliğe sahipti, çocuk yaşına rağmen. Ümit'de bunu bildiğinden, Uraz'la yeni gelen çocuğun arkadaş olabileceğini düşünüyordu.
Sınıfa girdiklerinde, çocuklar masaya oturmuş, oyun hamuru ile oynuyorlardı. Uraz, kenarda oturan çocuğu hemen farketti çünkü hem çekingen duruyordu hem de sarı saçları, mavi gözleriyle kendini belli ediyordu.
Hemen çocuğun yanındaki boş sandalyeye geçti. Çocuğun önündeki oyun hamuruna uzandı ve yanında sessizce oturan çocuğa baktı.
"Alabilir miyim?" diye sordu, elindeki mavi oyun hamurunu göstererek. Dora, Uraz'a bakmadan başıyla onayladı. Uraz, gülümsedi ve oyun hamuruna şekil vermeye başladı.
Ümit, başından beri ikiliyi izliyordu. Uraz'ın, yeni gelen çocuğa uysal bir şekilde yaklaşıp, arkadaş olmaya çalışması, çok hoşuna gitmişti. Çocukların masalarına doğru ilerledi ve hepsini izlemeye başladı.
Uraz, yaptığı şekli Dora'ya gösterdi. Dora, Uraz'ın elindeki şeye baktı.
"Bak bu bizim ev. İçinde babamlarla birlikte yaşıyoruz. Sizin eviniz nasıl?" diye sordu. Dora, dudaklarını ısırarak, önündeki yeşil oyun hamurunu aldı ve şekil vermeye başladı. Hemen hemen Uraz'ın ki kadar bir şekle getirdi. Üstüne de kırmızı oyun hamurundan çatı ekledi ve masaya bıraktı.
"Böyle." diye mırıldandı. Uraz, kendi evini de Dora'nın evinin yanına koydu.
"Komşu olalım mı? Ben hergün gelince oyun oynarız. Bak, evlerimiz de yan yana." dedi. Dora, kendisiyle arkadaş olmak isteyen çocuğa gülümseyerek baktı.
"Tamam. Olur." dedi ve oyun hamuruyla, evlerinin bahçelerini süslemeye başladılar. Dora artık oyun arkadaşını bulmuştu.
Flashback SonuAraba durduğunda, geldiğimizi anladım. Evlerimiz fazla uzak değildi zaten. Çok uzun sürmedi yolculuk. Arabadan inip karşımızdaki villaya baktım. Bahçe içinde, iki katlı bir villaydı.
Babamlar bahçe kapısına yaklaşınca, bende peşlerine takıldım. İki tarafı rengarenk ve mis kokulu çiçeklerle bezeli taş yoldan geçip, kapıya vardık. Zilin kenarındaki plakada, Derman Aktürk ve Asil Ulukurt yazıyordu. Dora'yla ortak olan bir yanımız vardı. İkimizin de ebeveynleri erkekti. Yani babalarımız eşcinseldi. Olası bir durumda, sıkıntı yaşamayacaktık bu yüzden. Of ne diyorum ben?
Kapı çok kısa bir sürede açıldığında, Asil abi göründü kapıda. O açmıştı kapıyı. Birkaç saniye sonra, arkasında Derman abi göründü. Kapıyı tamamen açıp bizi içeri buyur ettiler ve içeri girdik.
İçeri girdiğimizde, Dora'nın merdivenlerden indiğini gördüm. Siyah bir gömlek, siyah kot pantolon, siyah kordonlu saat ve ipli bileklikler takmıştı. Kumral saçlarını da dağınık bırakmıştı. Güzelliğinden ağzım açık kalmıştı. Babamlarla tokalaştıktan sonra, sıra bana geldi. Babamlar içeri geçerken, biz merdiven başında kalmıştık.
"Hoş geldin Uraz abi." deyince, boğazıma yumru oturdu. Alt tarafı dört yaş vardı aramızda. Ne abisi ya?
"Abart Ekin. Amca de. Alt tarafı dört yaş var aramızda." dedim sitemle. Bana doğru yaklaştı ve ses tonunu düşürdü.
"Geçen abi de diyordun ya. Sevgili olalım dediğin gün." dediğinde, mavi gözlerinin içindeki pırıltı çok hoşuma gitti.
"Şaka yapmıştım. Abi demene gerek yok. Yakında sevgili olacağız zaten. Uraz de de dilin alışsın." dedim. Gözlerini kısarak baktı.
"Daha kabul etmedim." dediğinde, biraz yaklaşıp aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdim.
"Ama edeceksin." dedim ve birkaç saniye öyle durduk. Yani içeriden Derman abinin sesini duyana kadar. Derman abi artık yemeğe oturacağımızı söyleyince salona geçtik.
Çok güzel bir masa bizi bekliyordu. Dora'yla birlikte yerlerimize doğru geçerken, masada bir servis tabağını görünce, kalbim hızla atmaya başladı. Tabağın içinde patates köftesi vardı...
Ne demişler? Erkeğin kalbine giden yol, midesinden geçer 🤭
Yorumlarınızı bekliyorum 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE GAME (BxB)
RomanceDavetsiz Misafir adli kitabımdaki Dora Ekin ve Bebeğimin Bakıcısı adlı kitabımdaki Uraz'ın hikayesi... ... Uraz: Aslında ben sana şey için yazdım... Yardımına ihtiyacım var. Dora: ??? Uraz: Nasıl desem bilemiyorum? Dora: Of söyle artık. Uraz: Tamam...