Asitle eritilmiş etinin kokusu eşliğinde huzursuzluğunun tadına bakar
Kırıntılarla doyurulmuş saydam ruhlar,
Fantazyanın içine kilitler kendini sırf duyabilmek için yağmurun sesini,
Halbuki seçeneksizleri öldürüyordur şivekar cadılar, aşık olduğu kendi katilini çizerken mağara duvarlarına
Bundandır, kendine kul ettiği çocuğun erginleşip olgunlaşmasını bekler
Kafasını keserken daha da bir zevk alabilmek için,
Katili apansız çıkıp geldiğinde
Cadı büyük bir coşkuyla hediye eder kestiği çocuğun kellesini aşkına.
Sevişmelerini izler ölü, bir kazığın üstünde,
Kazıktan ağır aksak damlalar süzülür umutsuz bir şarkı eşliğinde
Kanı kurumuş bir bıçak elbette ki kabul edilemezdir
Bu yüzden cadı katiline teslim eder bıçağı bir ayinle
Arzusu öldürsün ister çünkü onu en çok.
Ozanlar arkasından ağıtlar yakar cadının
Avcı toplayıcı gerçekler parçalar aynalarla ördüğüm yüzümü
Varoluşu sürece hizmet eden, bir nevi ara tür mutsuzluk basar ruhumu
Şehirler sessizce başkaldırır
Bavullar toplanır, aidiyet yitirilir
Davullar vurulur Orta Çağ'da
Olvido!