Kayıp Prenses ~Kim Taehyung~

2.Bölüm

Taehyung:Ben insanlarla fazla muhattap olmayı sevmem deyip önüne döndü.
Elena:Peki
Jimin:Prenses artık gitmememiz gerekiyor bizi ağırladığınız için çok teşekkür ederiz.
Elena:Rica ederim yakın zamanda yine bekleriz.
Jimin gülümsemekle yetindi ve onlara sarayın kapısına kadar eşlik ettim.
...
Saraydaki Odamı zorla da olsa bulmuştum içeri girip kendimi yatağa attım.Sarayı onlara gezdirirken bende gezmiş olmuştum.Ve
Odalar,sayısız koridor,nereye gittiği belli olmayan merdivenler ve daha bir çok şey barındırıyordu.Ama favori yerim bahçe ve kütüphanesi olmuştu.Bu düşüncelerden ayrılıp Sophia nin bana kıyafet getirdiği giyinme odama doğru yürümeye başladım.İçeri girdiğimde bir an öylece kaldım.Her renkte kıyafet bulunan oda beni resmen kendine çekiyordu.Aslında prenses olmak pek de kötü
bir şey değilmiş diye geçirdim içimden.Odadan siyah bir pijama takımı alıp giyindim.Sonra da yatağıma uzandım ve günün yorgunluğuyla gözlerimi kapadım.
...
Sabahın sıcak güneş ışıkları ile gözümü açtım.Açmamla birlikte kendi odamda olduğumu anlamam uzun sürmedi.Geri mi dönmüştüm? Kafama çok takmayıp banyoya ilerledim.Sıcak bir duş kendime gelmemi sağlamıştı.İşim bitince banyodan çıkıp dolabıma ilerledim.Altıma bir siyah dar pantolon üstüme de askılı siyah crop
giydim ve beyaz gömleği de üzerine giyince kombinimi tamamlamış oldum.Mutfağa gidip dolaptan bir şeyler çıkaracakken dolapta bir şeyin kalmadığını fark ettim.Cüzdanımdan biraz para aldım, sonrada telefonumu aldım.Evden çıkıp markete ilerlemeye başladım.
...
Eve geri döndüğümde ellerim dop doluydu ne gördüysem almıştım.Ben biraz boğazıma düşkün birisiyim de ondan.Yemeyeceğim eşyaları dolaba yerleştirdim.Sonrada kendime kahvaltı hazırladım.
...
Kitap okumaya karar vermiştim.Tabi gene bir şey çıkmazsa en son kitap okuyacakken kendimi farklı bir evrende bulmuştum.İnsan tedirgin oluyor işte.
Amaris: Teessüf ederim Elenacım arkamdan dedikodumu yapmak çok ayıp değil mi?
Arkamda duyulan sesle çığlığımı basmam bir olmuştu.Ama arkamı dönünce Amarisi görünce içim rahatlamıştı.
Amaris:Ay kulağım sağır oldu galiba niye çığlık atıyorsun??
Elena:Sen niye arkamdan sinsi sinsi geliyorsun diye soruya soruyla cevap verdim.
Amaris:Ne bileyim bu kadar korkacağını neyse ee anlat bakalım dün neredeydin?
Elena:Bir sarayda prenses olmuştum
Amaris:Hımm.Birileriyle tanıştın mı peki?
Elena:Evet 4 kişiyle tanıştım biri Sophia benim yardımcım gibi bir şey.
Amaris:Diğer 3 ü kim peki?
Elena: Muhteşem üçlüyü mü kasdediyorsun?
Amaris: Muhteşem üçlü mü?
Elena:Ben üçüne Muhteşem üçlü diyorum da.Biri Jungkook Biri Jimin Biri de Taehyung
Öyle dememle birlikte Amaris şaşırmıştı.
Amaris:Prens olanlar mı?
Elena:Evet
Amaris:Bu nasıl olur diye düşünceli bir tavır takındı.Bu hali bende şüphe uyandırmıştı.Onları tanıyor muydu?
Amaris:Neyse benim şimdi gitmem gerekiyor sonra gene gelirim diye gidecekken onu durdurdum.
Elena:Şey Amaris acaba oraya tekrar gidebilecek miyim?
Amaris sorduğum soruyla gülümsedi.Ve nazik bir şekilde
cevap verdi.
Amaris:Tabiki tatlım istediğin zaman yatağına git ve sadece şunları söyle Amaris beni saklı krallığa gönder de ve uyu diyip gözden kayboldu.
Sanırım bu gece deneyecektim.Nedense oraya çok ısınmıştım.Bana çok cazip geliyordu.
...
Kitaplıktan bir aşk kitabı alıp okumaya başladım.Ve dakikalar,saatler aktı gitti...
Kitabın son cümlesi beni benden almıştı.
Bu hayatta kavuşamasak da seni gökyüzünde bekliyor olacağım.
Kitap bitince onu olması gereken yere koydum.Saat 10.39 olmuştu.Çok geç degildi ama bir an önce oraya gitmek için yatağa
gittim.Ve o kelimler döküldü ağzımdan.

Amaris beni saklı krallığa gönder.

Dedikten sonra gözlerimi kapatıp kendimi uykuya teslim ettim.
...
Birinin yorganı üstümden almasıyla uyandım.Evet buradaydım.
Sophia denen kız konuşmaya başladı.
Sophia:Günaydın prensesim bugün amcanızla birlikte prenslerin sarayına gideceksiniz.Ve bu krallıkları birleştirme konusunu konuşup tamamen halledeceksiniz.Geç kalmadan giyinin Amcanızın böyle önemli konularda biraz katı olduğunu biliyorsunuz.Eğer vaktinde orada olmazsanız size kızabilir.O yüzden hemen hazırlanın.
Elena:Peki diye kısaca kestirip attım.Bana şık bir elbise getirip yatağa bıraktı.
Sophia:Siz giyinin ben bekliyorum diyip etek selamı verip çıktı.
Elbiseyi giyinip, ayakkabılarımı da giyindim.Aynanın karşısına geçip saçımı taradım ve tek örgü yapıp ördüm.Ördüğüm saçı yanıma aldım aynadan kendimi boydan boya süzdüm.
Elena:Her şey mi yakışır be.Her zamanki gibi çok güzelim.
Biraz egolu biri olduğum doğrudur.Kendimi överken Sophia nin sesini duydum.
Sophia:PRENSES ACELE EDİN GEÇ KALACAKSINIZ!
diye beni uyarmasıyla kendimi son kez süzüp Sophia nın yanına gittim.
Sophia:Çok güzel olmuşsunuz prenses
Elena: Teşekkür ederim Sophia dedim gülümseyerek.Bir tane 35-40 yaşlarındaki adamı görünce amcam denen kişi olduğunu anladım.
Lucas:Hoşgeldin prensesim deyip bana sarıldı.Bende yanlış anlaşılmasın diye ona sarıldım.Ama bu yakınlık çok samimi gelmişti.Sanki gerçekten bir kan bağımız varmış gibi...
Benden ayrılıp gülümsedi bende ona gülümsedim.Sophia bize gülümseyip gitti.
Lucas:Prensesim bu krallıkları birleştirme olayına ne diyorsun seninde fikrini duymak isterim dedi
Elena:Amcacım bana kalırsa bence iyi olur hem bu olay neticesinde onlarla daha iyi anlaşırız.Ve duyduğum kadarıyla bizim krallık ve onların krallığı en güçlü krallıklar iki krallık birleşirse bu iki krallığa fayda sağlar ve yenilmez oluruz.Amcam bu açıklamama
gülümsedi ve katılıyormuş gibi başını salladı.Sarayın kapısına geldiğimizde bizi bir at arabası bekliyordu.Bu beni şaşırtmamıştı.Çünkü okuduğum kitaplarda genellikle eski çağlarda at arabası kullanılıyordu.İkimizde arabaya bindik ve yolun bitmesini beklemeye başladık.
...
Arabadan indiğimizde bizi muhteşem üçlü ve tahminimce oranın kralı karşıladı.Bize selam verdiler.
Peter:Uzun zaman oldu Lucas nasılsın?
Lucas:Her zamanki gibi işte krallık işleriyle uğraşıyorum sen nasılsın?
Peter:Bende iyiyim ee ayakta kalmayın buyrun içeri geçelim deyip önce bizim geçmemiz için yol verdi.İçeri girdik.
Peter:Yorgunsanız önce dinlenin
Lucas:Ben değilim sen prensesim?
Elena:Bende değilim
Peter:Peki o zaman size sarayı gezdireyim diyip bize sarayı gezdirmeye başladı.Bu da aynı bizim gibi büyük bir saraydı.Burda kaybolursam beni 1 haftaya anca bulurlardı diye içimden geçirdim.
Sarayı gezmeyi bitirmiştik.Bacaklarımı hissmetmiyorum ciddiyim.
Peter:Lucas biz seninle bu işi konuşalım çocuklarda sıkılmasın onlar kendileri takılsınlar ne dersin?
Bu soruyu sormasıyla amcam bana baktı.Benim kararımla hareket edicekmiş gibi.Bende evet anlamında başımı salladım.O anlayıp kral Peter e döndü
Lucas:Peki biz gidelim o zaman
Diyip uzaklaştılar.Bende muhteşem üçlü ile baş başa kaldım.
Elena:Ee nasılsınız?
Jungkook:İyi sen nasılsın prenses?
Elena:İyiyim ama şu resmiyeti kaldıralım bana Elena de lütfen.
Jungkook:Peki Elena
İsmimi söylemesiyle gülümsedim.
Sohbet etmek için muhteşem üçlünün ortak odasına gittik.Biz konuşmaya başlayacakken içeri bir kız girdi.Taehyung onu görmesiyle gülümsedi ve ayağa kalktı kız gelip Taehyung a sarıldı ve beni bozguna uğratan o kelimeleri söyledi.
X:Aşkım nasılsın?
Taehyung:İyiyim aşkım sen?
X:Bende iyiyim
Geçip bizden uzak bir koltuğa oturdular.Bende bunu fırsat bilip o
soruyu sordum 
Elena:Bu kız kim?
Jimin:Bu kız Victoria Tae nin sevgilisi.
Jimin öyle diyince kalbimde bir baskı oluştu.Nedense üzülmüştüm.Ama neden üzülüyorum beni ne ilgilendirir ki diye sordum kendi kendime.
Jungkook:Ama biz sevmiyoruz bu kızı çünkü tae yi aldatıyor.Ama tae farkında değil.Bize inanmıyor o kıza asla güvenmiyoruz tae ile sadece prens olduğu için sevgili bize kalırsa.
Jk böyle diyince bu kızı hiç gözüm tutmamaya başlamıştı.Kızın gözlerine baktım ama gözlerinde o duygu yoktu.Aşk yoktu.Hiç aşık olmamış olabilirim ama okuduğum kitaplar sayesinde aşk la ilgili her türlü bilgiye sahibim.Ve şu andan itibaren artık bir gözüm bu kızın üstünde olucaktı.Bakalım gerçekten Taehyung u seviyor mu? yoksa dediklerim de haklı mıyım?

Victoria karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Favori karakteriniz kim?
Düşünceleriniz yoruma yazarsanız sevinirim
Okuduğunuz için teşekkürler>3