Leyla öylece önündeki kağıtlara bakıyrodu. Öylece, amaçsız,değersiz ve gereksiz kağıt parçalarına...
Annesinin önüne koyduğu kağıtlara. Annesi tek birşey demişti:
" Hepsi akşama kadar işlemlerle ve kelimelerle dolu olsa iyi olur, küçük hanım."
Ve sonrada dışarı, kendisi gibi küstah arkadaşlarıyla dolaşmaya çıkmıştı.
Saatler geçti, kağıtlar doldu. Ve kağıtlarla beraberde beynide. Acıkmıştı. Hemde çok...
Annesi dün yemek yemesine izin vermemişti. Nedenide, tuvalette 10 dk 23 saniye 65 salise uzun kaldığı içindi.
Annesini hiç anlayamıyrodu. Bu saçma sapan kurallarda neyin nesiydi? Bu saçma cezalar, pekiya boşu boşuna azar işitmeler...
Belkide hepsi babası yüzündendi. Babası gittiğinden beri 7 yıl 4 ay 15 gün ve 16 saat geçmişti... Ne uzun bir süre diye düşündü.
Babası gitmeden önce kulağına şöyle fısıldamıştı;'Seni onunla bıraktığım için özür dilerim, söz seni almaya gelicem...'
Ama hala gelmemişti. Şuan 15 yaşında 10. Sınıfa gidiyordu. Sayılarla arası her zaman iyi olmuştu. Babası bunu diyip gideli, ona bunları diyip asla geri gelmemesi ve buna alışması nerdeyse 8 yıl almıştı.
Ama hala babasını bekliyordu. Nedenini bilmeden, nedensizce...
İçerisi sıcak olmuştu. Balkona çıktı. Annesinin gelmesine 2 saat vardı. Dışarıyı izledi. Mutlu aileleri, sahi niye hiç bu aileler gibi olamamışlardı? Bilinmez...
Birden içinde anlayamadığı bir dürtü hissetti bacağını kaldırdı ama hemen sonra indirdi ve mutfa geçti. Bıçakları karıştırmaya başladı. Ve aralarından en sivri olanını aldı. Kalbinin olduğu kısma getirdi. Elleriyle iyice bıçagı kavradı. Ve sonra durdu.
O ne yapıyrodu böyle? Bu neydi şimdi yere yığıldı. Ve bıçagıbalkona doğru fırlattı.
Ağlamaya başladı. Bıçağa doğru bakmak için kafasını kaldırdı. Sonra sarı gözleri, ona dehşetle bakan sarı gözleri...
Ve babasının son sözü kulaklarında çınladı;
"Özür dilerim birtanem..."
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Emir ayağa kalktı. Daha yapacak çok iş vardı. Bir an önce yükleri tıra yükleyip annesinin yanına gitmek istiyordu. Kardeşlerinin endişeleneceği düşündü. Yalnızdı ve hava kararmaya başlamıştı. Daha dün 18 yaşına girmişti. Ve şimdide ailesini geçindirmek için çalışıyrodu.
İş arkadaşlarının çoğu çoktan eve gitmişti. Patronda bir yere gitmişti ve birazdan gelecekti.
Aradan 15-20 dakika geçtikten sonra nerdeyse işi bitmişti. Sadece bazı çuvallar kalmıştı. Biraz dinlenmek için oturdu. Şuan bunları değil dersleri çalışmalıydı, ama ailesine ondan başka bakacak kimse yoktu. Babası hapse girmeden önceki sözleri hala kulağında çınlıyrodu:
" Emir, özür dilerim oğlum. Lütfen beni affet, senden tek istediğim bu..."
Ayağa kalktı. Kafası çok bunalmıştı. Tam işe geri dönecekken, arkadaşı Cemal in sesini duydu:
-Hop, Emirim ne yapıyon?
Emir gülümsedi:
-Ne olsun işte Cemalim, iş güç. Hep bildiğin şeyler. Ee söyle bakalım sen yapıyon buralarda, Hamiyet teyze seni burda görse seni buraya gömerdi ha ahahha.
Cemal alayla güldü:
- Ge sende beni hemen ölü ilan ettin, *cık cık, kardeşlik ölmüş lan hahah.
Emir Cemale döndü:
- Hadi gelde bana yardım et, çabuk bitsin iş. Sonra birlikte eve döneriz.
Cemal ayağa kalktı. Emirde işine geri döndü. Ama birden Cemal durdu. Bir anda belinden silahını çıkartıp Emire doğrulttu. Ama bunu neden yapıyrodu, Emir can yoldaşı, biricik arkadaşı. Kendini durduramıyordu, sanki birşey bunu ona zorla yaptırıyordu.
Onda Emir arkasını döndü. Gözleri faltaşı gibi açıldı:
- C-cemal, k-kardeşim, s-sen ne yapıyrosun? İ-indir o silahı. Bak şakası bile güzel değil. Kardeşim!!!
Ve o anda Cemalin ağzından tek bir kelime çıktı:
"Emir kardrşim, öür dilerim..."
Ve iki el kurşun sesi tüm mahallede yankılandı...
~1 gün sonra~
Tüm haber kanalları, beton içindeki iki ölü bedenden bahsediyordu. Bedenlerin birinin kafasında bir kurşun çıkmıs, diğeride çimentoda havasızlıktan ölmüştü.
Olay yerinde cesetlerin eşgalleri yapılamasada otopside bu iki kişinin 18-19 yaş aralığında iki genç olduğu açıklandı.
Emir Taş ve Cemal Bayrak, bugun kendi mahallerinkedi mezarlığa uğurlanacaktı.
Emir Taşın kafasından vurulduğu, Cemal Bayrağında boğularak öldürüldüğü tespit edildi.
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Komiser Halil koşarak Bas komiserin önüne gazeteyi koydu. İlk sayfada Çimento cesteleri haberi vardı. Başkomiser Doruk Tuna gazeteyi eline alınca geçmiş acıları yeniden aklına doluştu....
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Selam baya uzun bir bölüm oldu. Bakalım Doruğu sevicek misiniz?
Hadi babays♡
Vote bekliyom...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLMAYANLAR
Mystery / ThrillerTam 5 kişi, ölmek isteyen, okul okuyan 5 kişi... Peki onları ölüme iten, neydi... Bilinmez... Ama bilinen tek birşey var, buda tüm hepsi gitmeden bu sebepsiz ölümleri açığa çıkarmaktı. Ve bu işte Başkomiser Doruk Tuna'ya verilmişti. Doruk bu ol...