Cemre Yılmaz'dan
"Hazal,yeter! Anlıyor musun,yeter!" Bir anda bağırmamla Hazal yüz hatlarını germişti.
"Noluyor,Cemre? Önce kolumdan bahçeye sürüklemeler sonra birden bağırmalar,anlayamıyorum."
"Sana ilk ve son kez soracağım. Berk beni seninle mi aldatıyor?"
"Evet!" Diye bağırdığında bütün dünya susmuştu sanki. Ağlıyordum,sinirlendiğim için mi yoksa kalbim kırıldığı için mi bilemiyorum ama şuanda deli gibi ağlıyordum. Belki de bunca yıllık dostluğun ve aşkın bir yalan olmasına belki de bana ihanet etmelerine. Hazal'ı Berk'e lavabonun girişinde mesaj atarken görmüştüm. Hem de aşkımlı maşkımlı mesajlar atıyordu. Ali dediğinde yapmaz dedim ikisi içinde ama görüyorum ki yanılmışım. Tanıyamamışım bu insanları. Bir yabancıylarmış meğersem. Üstelik Hazal'ın hiç başını öne eğmeden konuşması beni daha çok sinirlendiriyordu.
Hazal yanımdan oldukça dik başlı yürüyüp geçerken ben öylece kalmıştım.
Bora Sayar'dan
"Öğrendi galiba."
"Sanırım. Baksana ağlıyor ben olsam saçını yolardım."
"Sen Berk'e aşık olmazdın bir kere dert etme o işi." Kıkırdayarak Zeyno'nun omzuna vurdum.
"He ne aşık olucam ben o sincaba."
"Kızın yanına gitsek mi?" Her ne kadar Zeyno'nun Ali olayı yüzünden buna kızacağını bilsem de sormuştum işte napayım? Kız orada tek başına dikilmiş ağlıyordu.
"Hayatta olmaz! Sen git Allah Allah. Beni karıştırma." Kafamı iyi dercesine salladım ve dışarı çıktım.
"Cemre?" Adını seslenmemle tam arkasını dönecekmiş gibi oldu ama tahminimce ağladığı için vazgeçti.
"Evet?" Sesinde az da olsa bir titreme vardı.
"Ali'nin annesi burada olduğunuzu öğrenmiş. Yemek yapmadan bırakmaz. Yemek için de bakkaldan bir şeyler alıcam,yardım eder misin?" Yalan ama olsun.
"Olur." Dedi düz bir sesle.
Ben bakkala doğru yürürken o da beni takip ediyordu.
"Aslında daha önce de geldim buralara ama ne kadar güzel olduğunu fark etmemişim."
"Evet güzeldir bizim mahalle."
Söylediğim yalan ortaya çıkmasın diye Derya Teyze'ye mesaj attım. Ali buna kızacaktı ama kıza seni aldatıyormuş değil mi deseydim daha çok üzerdim. Şimdilik kafasını dağıtmalı sonrasında da ikiziyle dertleşmesi en makuluydu.
Ceylin Yılmaz'dan
"Çağrı az hareket etme de yüzüne bakayım. Kaşın patlamış."
"Dert etme sen,geçer o."
"Aynen bro bir de öpersen geçer bari de." Ege Çagrı'nın bu haline küçük bir kahkaha attı.
"Egeciğim sen gitsen diyorum hani?" Çağrı Ege'ye hadisene gülüşüyle bakarken Ege konuşmaya başladı.
"Ben gideyim de siz aşk yaşayın,yok öyle dünya."
"Ege saçmalama ne aşkı?" Diye ben atlamıştım bu sefer. Çağrı'nın yüzü düşmüştü ama kendini 1-2 saniye içinde toparladı pek bir işe yaradığı söylenemez görmüştüm çünkü. Bunun ne anlama geldiği konusunda da şüpheliydim. Hazal'ın içeri girmesiyle düşüncelerimden kurtuldum.
"Berk nerede?" Berk ne alaka ya? Hem Cemre ile çıkmamış mıydı o dışarı?
"Kıyafetini değiştiriyor babası anlamasın diye." Ege yanıtlamıştı Hazal'ı ama ben hâlâ Cemre'yi merak ediyordum.