jimin'in liseye başlayacağı yıl herşey onun için kaotik geçiyordu.
okula yaşıtlarından erken başladığı için haliyle liseye de erken gidiyor kendinden büyüklerle yabancısı olduğu bir ortama girme fikri midesine ağrılar sokmaya yetiyordu.
jimin'in yakın arkadaşlarının birçoğu hala ortaokuldaydı bu yüzden çevresindeki kimseye akıl danışamıyor, kendi içini yiyip bitiriyordu.
annesi hem buna çözüm bulmak,hemde jimin'in yeni kişileri tanıması için arkadaşı ve ailesini yemeğe davet etmişti.
jimin yeni insanlarla tanışmaktan hoşlanırdı ama karşısında ki kişi hiçte arkadaş canlısı durmuyordu.
jimin onu incelemeye başladı çünkü karşısındaki ki genç adam ondan daha büyük ve 'liseliydi' ve bu ona çok havalı geliyordu.
bacaklarini saran siyah bir pantalon giymişti,üstünde de basit siyah bir tişört vardı
tişörtünün üstüne giydiği kirmizi ekose gömlek onu daha da havali gösteriyor,jimin'in ona imrenerek bakmasına sebep oluyordu.
jimin her ne kadar yoongi'yle konuşmaya meraklı olsa da yoongi başını jimin'in tarafına doğru çevirmiyordu bile.
en sonunda yoongi'nin annesinin ısrarları sonucu sahile inmeye yoongi'nin annesinin değişiyle 'kaynaşmaya' karar verdiler.
yoongi bir kulağına mp3 çalarını takmış diğer kulağıyla da jimin'in kahkahalarına kulak kesilmişti.
jimin'in bu kadar kahkaha atmasının sebebi ise yanına bir sürü tatlı köpeğin gelmesiydi.
hepsinin başını teker teker okşuyor,evden getirdiği mamalarla onları besliyordu.
yoongi jimin'in ne kadar tatlı güldüğünü ve gülerken gözlerinin ne denli kısıldığını farketti.
"çok seker"diye düşünüp müziğe geri devam etti.
yaklaşık on dakika sonra ise jimin yanına oturmuş tatlı bir sesle konuşup konuşmayacaklarını sormuştu.
"konuşuruz."diye kısa bir cevap verdi ve önüne döndü.
"kaçıncı sınıfın peki"jimin utangaç bir tavırla konuşmuştu.
"lütfen bana okul muhabbeti yapıcağımızı söyleme."
"ee,ama konuşmuyorsun ki sıkıldım."
pekala,jimin gerçekten küçüktü.
sıkıntılı bir nefes verdi
"10 10. sinifim"
"sormadın ama bende liseye başlayacağım."
"güzel."
"sadece güzel mi büyüksün diye tavsiye verirsin sanmıştım."
"sanki uyucaksın tavsiyeme ha"
"olsun en azından konu açılırdı."
"benimle bu kadar konuşmak istediğini bilsem daha önceden gelirdim"
"önceden gelsen sanki konuşucaktın, yalancı seni."
sonrasında gece yarısına kadar sahilde kaldılar.
çoğunlukla jimin konuştu ama yoongi onu dinlemekten rahatsız değildi.
ve jimin'in dışarıdan ne kadar tatlı ve şımarık görünürse görünsün ne kadar olgun fikirlere sahip olduğunu farketti.
ayni zamanda jimin'in en sevdiği yemeği,anaokulunda dövdüğü çocuğu,ve geçen sene ki matematik öğretmenini de öğrenmiş oldu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SELAMM!!! geri donduk🥱🥱🥱 aslında hic icime sinmeyen bir bolum oldu ama daha fazla boslamak istemedim
