1

165 14 4
                                    

Rose.
Koşuyorum. Koşuyorum fakat kafamı kaldıramıyorum. Dikkat etmezsem düşeceğim. Nereye koşuyorum ? Koşuyorum. Çok yoruldum artık. Karanlık. Kimse yok. Kime koşuyorum?

"Yeter!" Haykırıyorum. Sesim çıkmıyor.

Çıkış yolu arıyorum. Her şey birbiriyle aynı. Bir çıkış yok.

Gök gürültüsü ve yağmur başladı. Gökyüzü mor ve siyah. Şimşek çakıyor. Rüzgar bedenimi sarsıyor. Direnemiyorum artık. Yoruldum. Biri bana yardım etsin.

"Yardım edin!"

"Öleceğim burda!"

Ve bir ses.

"Güçlüsün."

"Kim o?"

Etrafımda dönüyorum. Hiç kimse yok. Sadece ağaçlar, şimsek ve yağmur.

"Yalvarırım kurtar beni. Başım. Başım ağrıyor, dayanamıyorum."

Artık ayakta duramıyorum. Dizlerimin üstüne düşüyorum. Gökyüzü. Siyah. Çok siyah. Toprak suya dönüşüyor. Her yer çamur.

"Dengeleri bozuyorsun, Rose."

Ben hiç bir şey yapmadım.

Her şey bir anda hızlanmaya başlıyor. Sanki dünya etrafımda dönmeye başladı. Sabit duramıyorum. Vücudum yerde toprağa tapıyor artık. Cenin pozisyonundayım. Her yerim toprak.

"Git, Rose. Yoksa yok olacaksın."

Ellerim uyuşmaya başlıyor. Ben toprağa dönüşüyorum. Her şeyin başladığı toprağa.

Ben ölüyor muyum?

Alarm sesiyle birlikte zihnimin bulanıklığı dağılmıştı. Artık eskisi gibi kendimi yataktan atmıyordum ya da terli bir sabaha uyanmıyordum. Bu kabuslar çok uzun zamandır benimleydi. Her geçen gün haneme yeni bir tanesi ekleniyordu. Sonunda ölüm olan rüyalar. Öldüğüm rüyalar.

Yastığımın altındaki telefonu alarak alarmı kapattım. Hatırlatmalarımda Bay Kenedy ile olan randevumu gördüm.Notu sildim. Hayır, gitmeyeceğim.

Ayaklarımı yataktan sarkıttım. Odamdaki küçük banyoya girdim. Biraz işedim, dişlerimi fırçaladım ve yüzümü yıkadım. Odama geri döndüğümde siyah yarım taytımı ve üzerime bir tişört giyindim. Rose Tyler'ın sabah rutini başlıyordu. Hazırlan,kahve iç, kedileri besle ve sabah koşusuna çık.

Dün gece kediler rahat durmadığı için odamın kapısını kapatmıştım. Bazı geceler Linda'nın yüzüme oturduğu oluyordu ve bu astım krizi olan ben için oldukça acı bir durumdu. Odamın kapısını açtığımda Linda ve Pepper karşımdaydı. Obur kediler. Mamaları bittiğinde bunu yapıyorlardı. Kedilerin karnını doyurduktan sonra yürüyüşe çıkmış ve yaklaşık bir saat koşmuştum. Tenime değen rüzgar gece gördüğüm kabusu hatırlatsa da bunu umursamadım. En azından umursamamayı öğrenmiştim.

Sonrasında kısa bir duş alıp hastaneye geldim. Bu gün katlardaki hastalarla ilgilenecektim. Sevmediğim bir şeydi. Uzun zamandır yatışı olan hastalarla samimi olmak onlara karşı sorumluluğumu arttırıyordu. Meslek etiğimden uzak bir şekilde duygusal davranıyordum ve bu bazen içinden çıkılmayacak bir hal alıyordu. Geçen hafta Küçük Odin'in ölmesi gibi.

Tümör yedi santimden daha büyüktür artık. Lenf düğümlerine sıçrar veya kemik üstü lenf bezlerine yayılır. Diğer organlarda etkilenmeye başlar ve akciğer kanseri üçüncü evre.

Wildest Dreams.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin