Yorum yaparsanız mutlu olurum.
İyi okulamalar dilerim.
****
Üniversiteye gelmeden Ankara'nın ayazı kötü derlerdi de inanmazdım. Ben soğuğa alışığım diyip vız gelir tırıs gider diyordum bu havalar için. Ama tam tersi şu an elimdeki kafeden aldığım kahveyi yudumlarken titriyordum. Götüm donmuştu anasını satayım.
Fakültenin dışında durmuş buz gibi olan banka oturmuş bekliyordum. Hangi deli bu soğukta dışarıda beklerdi bilmem ama insan sevince yapmam dediği her şeyi yaparmış bunu anlamıştım.
Bir 5 dakika sonra beklediğim kişi ile gözlerim parıldadı. Algan arabasını boş bir yere park edip adımlarını fakülteye yönlendirdi. Her gün tam bu saatte geldiği için onun gelmesini beklerdim. O gece bizde kaldıktan sonra bir daha görmemiştim. Okula doğru düzgün gelmezdi zaten. Onu görmeyeli 2 gün olmuştu ve çok özlemiştim.
Gözümün önünden yavaşça kayboluşunu izledim. Artık o da geldiğine göre içeriye geçmemem için bir sebep kalmamıştı. Alt taraflarımı hissetmeyerek banktan kalktım ve içeriye doğru yürüdüm. Bitirmiş olduğum kahvenin bardağını koridorun sonunda duran çöp kutusuna atarak sınıfa ilerledim.
Dersin başlamasına 5 dakika vardı. Ben de hemen geçip yerime oturdum. Algan'ı görüş alanıma alacak şekilde 2 sıra arkasına yerleşip çaprazına oturmuş oldum. Yan profilden onu her türlü görmem gerekiyordu
Ders boyunca kafasını sıraya gömerek uyudu. Sanki tüm gece uykusuz kalmış gibiydi. Okula gelme amacının sadece Çınar olması içimde bir yerleri yıkıp geçiyordu. Çınar ile aynı fakültede değildik ama hemen yan fakültede okuyordu.
Çınar sosyoloji okurken, ben ve Algan Coğrafya okuyorduk. Aslında okuduğum bölümü pek sevmesemde Algan okuduğu için hibçir sorun yoktu. Erkut ise görsel iletişim okuyordu. O bizden biraz uzak kalsada arada aynı kafede buluşurduk. Ama en çok bir araya gelen ikili Erkut ve Çınar'dı.
Algan okula az gelmesine rağmen derslere girerdi. Yok yazılmak gibi bir derdi yoktu. Ama babası söz konusu olunca derslere girmek zorunda kalırdı. Kimseden korkmayan Algan babasının sarsılmaz otoritesinden dolayı ondan çekinirdi. En garibime giden olay buydu işte. Algan Ertürk, Han Ertürk'ten korkardı.
Yavaş yavaş boşalan sınıfa bakarak ben de ayağa kalktım ve çıkışa yöneldim. Anlamadığım bir şekilde Algan ortadan kaybolmuştu.
Nereye gittiğini tahmin ederek oraya gittim. Kafeye doğru ilerlerken onu ortalarda bir masada arkadaşları ile sohbet ederken buldum. Buz gibi donuk suratı ile boş bakışlar atmayı da ihmal etmiyordu.
Kafeye göz gezdirirken duvar tarafında olan bir masada oturan kızıl saçlı kız ile gülümsedim. İpek, Erkut ile aynı bölümü okuyordu. Bizi de o tanıştırmıştı. Çok güzel bir kızdı ve ben onun güzelliğine hayrandım. Saçları yumuçacıktı mesela.
Masaya gidip bir sandalye çekerken İpek'in bakışları bana döndü. Anında onun da yüzünde gülümseme oluşurken konuştu.
"Hoş geldin çiçeğim."
"Hoş buldum çiçeğim."
İşte bu kadar da naif biriydi. Kendi aramızda sohbete dalmıştık bir süre. Konuşmamızı bölen şey ise Miraç öküzünün cafenin ortasında hayvan gibi böğürmesiydi.
Miraç, Algan'ın yakın arkadaşlarından biriydi. Zaten pek yakın arkadaşı yoktu. Biri daha vardı aslında ama o pek kafede takılmazdı. Ateş çoğu zaman derslere girer ve ders bitince diretk bahçeye çıkan biriydi. Hava ister sıcak olsun ister soğuk. Onun için hiç fark etmez gibiydi. Garip bir çocuktu ama şu an yanlarında otutuyordu. Masanın geri kalanında oturanlar ise sırf Algan'ın popülerliği için yanındaydı.
"Yine neye böğürdü acaba ayı yavrusu."
"Öyle deme boş ver çiçeğim."
İpek'in ona laf ettirmemesi ile ona baktım sırıtarak.
"Ne o hâlâ seviyor musun onu?"
Konuşurken aynı zamanda onların masasına bakıyordum. Miraç'ın bir şey demesi üzerine Algan'ın dudakları kıvrıldı. Sabahtan beri ilk defa gülmüştü. O gülerken ben de güldüm istemeden.
"Ne o hâlâ seviyor musun?"
Benim soruma bana aynen iade eden kızıl kafa ile kahkaha attım.
Saf olduğu kadar açık gözlüydü ama pek belli etmezdi.
Tüm gün ben Algan'ı izlerken başka birisinin beni izlediğinin asla farkında değildim.
******
Sizce Kor'u kim izliyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kupa Ası - GAY
Teen FictionAteşinde cayır cayır yanmak varken ellerinle küllerimi savurmayı seçtin...