heykeltıraş |ironstrange|

toprak ve kiraz kokusu

Tony rüyasında onu görmüştü.Bu onu yeterince heyecanlandırmamış olsa gerek bir de bugün onun atölyesine geleceğini hatırladı.Her zamankiden erken uyandı ve çalışmaya başladı. Öncelikle aşağı indi ve yarım kalan heykeli bitirdi ki Stephenla daha iyi zaman geçirebilsin. Masasının her tarafını güzelce sildi,her yerin tozunu aldı hatta toz alırken bı heykeli az daha kırıyordu. Çizimlerini ortadan kaldırdı ve taslakları kaldırdı. Sadece onun heykeliyle ilgilenecekti. Mutfağa indi ve kendine kahve yaptı evden getirdiği kruvasandan bir ısırık aldı.

Aşağı indi ve boyaları bir köşeye sıkıştırdı tam bunu yaparken de kapının zili çaldı kim olduğunu merak ediyordu ama etmiyormuş gibi yapıyordu. Aşağı inen merdiven basamakları gıcırdamaya başlamıştı.
Tam orada Stephen duruyordu. Saatlerdir hazırlık yapıyordu ve o gelmişti.

"İstersen yukarı çıkalım burası karanlık olduğu için net göremem yüzünü "demişti Tony. Yukarı çıktılar ve Stephen dün yaptığı gibi sandalyeye oturdu ve onu bekledi. Tony ellerini yıkadı hazırlığını yaptı ve dün başladığı taslağın başına oturdu. Dudaklarının etrafını yapıyordu ve daha net görmeliydi. Masaya uzandı ve gözlüğünü aldı, taktı ama hala tam olarak göremiyordu."Şey biraz yaklaşsam olur mu tam göremiyorum da ışıktan"

"Tabi ki sormana bile gerek yoktu Tony."

Tony sandalyesini ona doğru yaklaştırdı ve üzerine eğildi adamın .Yüzüne baktı , duraksadı nasıl böyle mükemmel olabiliyordu?!

Bir koku çalındı burnuna ,dışarıda yağmur yağmaya başlamıştı yaz yağmuru. Ama başka bir koku vardı kiraz kokusu. Buralara yakın kiraz ağacı yanda tarlası yoktu nereden geliyordu bu koku. Kiraz çiçeklerinin rengine teni vardı Stephenin . O olgunlaşmış bı kiraz kadar kırmızı dudakları öpmek istedi.Bunu yapmayacaktı.İzin vermezdi,bı daha o sokaktan bile geçmezdi.

"İstersen biraz dinlen kahve yapayım, sohbet ederiz, başka dinleyicim yok benim"dedi Tony. "Birlikte aşağı indiler ,Tony kahveyi yapmaya başlamıştı ama aşağıdaki kahve paketleri bitmişti ve öbür kutu yukarıdaki dolaptaydi.Bruce onu ne diye oraya koymuştu ki.Oradan bir tabure çekti üstüne çıktı ama çok hızlı çıktığı için gözü karardı. Dengesini kaybediyordu.