chapter 3

13 1 0
                                    

"inanamıyorum hyunjin ya, öğle molasına kadar uyudun resmen. beşik mi sallıyorsun geceleri anlamadım ki seni ben!"

ince sesiyle söylene söylene saçlarımı çekiştiren bedenle uykumdan uyanmış, sinirlerime hakim olmak için derin derin nefesler alıp kafamı kaldırarak uzun saçlara sahip olan ryujin'e bakmıştım. pek arkadaş canlısı biri değildim, onunla da pek konuşmazdım zaten. fakat kendisi her zaman yanıma gelip bir şekilde sohbet açmaya çalışırdı, iyi biriydi herhalde.
söylediği cümleleri tekrar akıl süzgecimden geçirirken başımdan kaynar suların döküldüğünü hissetmiştim, öğle molası mı demişti o?

aniden masaya vurarak ayağa kalktığımda tüm sınıf şaşkın bakışlarla bana dönmüştü, hiçbirini umursamayarak seri adımlarla ilerlerken telleri unuttuğumu farkedip geri dönmüş, adım hızımı bozmadan tekrardan yangın merdivenlerine ilerlemiştim.

nefes nefese kaldığımdan kapının önünde biraz soluklanmış, gürültülü bir şekilde kapıyı açmıştım. turuncu kafa elinde gitarıyla oturuyor, muhtemelen kapının sertçe açılmasından dolayı oluşan sesin etkisiyle korkudan açılan kocaman gözleriyle bana bakıyordu. dişlerimi sıkmıştım, neden bu köpek bakışlarını yapıyordu ki! söylene söylene yanına gitmiş, benim için ayırdığı alana oturmuşum. elindeki gitarı aldığımda oluşan heyecanı buradan bile hissetmiştim, gülümsemiştim istemizce.

birkaç dakika içerisinde telleri değiştirip gitarı akort ettikten sonra kontrol etmek için tellere gelişi güzel vurmuştum. yanımdaki beden aniden hareketlenirken ona bakmıştım, buz kesmişti sanki. endişeyle koluna uzanacakken benden önce davranmış, minik elleriyle kolumdan sımsıkı tutmuştu beni.*

"biliyor musun? çalmasını.."

sorduğu soruyla afallarken şaşkın ifademi silmeye çalışıyordum bir yandan.

"biliyorum tabii, ned-"

"bana öğretir misin?"

"ne?"

bu çocuk gerçekten benim sinirlerimle oynamak için gönderilmişti bana. nereden çıkmıştı ona gitar öğretmem şimdi? hem, ben kimseye gitar çalmayı falan öğretmemiştim. ona nasıl öğretebilirdim?

"hayır, git bir müzik klübüne falan katıl, daha rahat öğrenirsin."

"ama hyunji-"

"tellerini değiştirdim, akort bile ettim. gitarını alabilirsin."

.
.

sinirden damarlarımın tenimin üzerinden gözüktüğünü hissediyordum,

bu aptal turuncu kafa, bütün gün bana rahat vermemiş, peşimde gezerek ona gitar öğretmem için başımı ağrıtmıştı.
gitar öğretmeyi falan bilmiyor, uğraşamayacak kadar da yorgun hissediyordum. benim gücüm ne kadar tükeniyorsa, onunki artıyordu sanki.

"hey sen! rahat bırakacak mısın beni?"

"bana gitar öğretecek misin?"

"hayır."

"bana gitar çalmayı öğret."

tekrar onu görmezden gelip yürümeye devam edecekken kolumdan tutmasıyla sendelemiştim, ne yapıyordu bu?

"adım felix, felix lee, ya bana gitar çalmayı öğretirsin ya da seni bütün sene boyunca takip ederim."

"öğrenebileceğin bir sürü kurs varken neden benden istiyorsun turuncu?"

"çünkü..havalıydın, anlarsın ya."

söylediği şey dişlerimi tekrar sıkmama neden olurken tek kelime etmeden yürümeye devam etmiştim, çıkış saatiydi ve eve gidip bir şeyler yemek istiyordum. bütün gün bu heriften dolayı adam akıllı su bile içememiştim!

sakin kalmaya çalışıyordum. peşimde, çaktırmadığını sanan minik beden yüzünden sakin kalmaya çalışıyordum, bir kere arkamı dönmüştüm fakat o gözükmediğini sanarak ağacın arkasına saklanmıştı, şimdi ise elektrik direğinin arkasında çömelmiş, öylece bekliyordu. sakin tutmaya çalıştığım ifadem ve adımlarımla yanına gittiğimde saçlarını patlatlamıştım.

"burada ne işin var?"

"bana gitar öğret."

başka kelime bilmiyor muydu bu?
pekala
pes etmiştim.

"takip et beni."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 22, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

give(n) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin