Ben Cemre, 15 yaşındayım. İstanbul'da bir köyde yaşıyorum. Babamı yakın zamanda kaybettim. Kalp yetmezliği diyorlar. Hayatımda çok değer verdiğim üç insan var: Annem, dedem ve nenem. Dedemle nenem bizim evin karşısındaki evde oturuyorlar. 3 tane keçimizin olduğu ahır, her çeşit şey dikili olan bahçe, yani bizim çiftliğimiz...
Dedemden bana bir kümes yapmasını istemiştim ve kümes bugün bitmişti. Ve biz dedemle pazara inip birkaç tane tavuk alacaktık. Sonunda pazara geldik ve tavuk satılan yere geldik. Ben bir tane tavuk gördüm ve hayran kaldım, kırmızı ve gri renginin birleşimiyle çok güzel duruyordu. Onu almaya karar verdim. Bu güzel tavukla beraber birkaç tane daha seçtik ve eve geldik. Tavukları da yerlerine yerleştirdik.
- Bak istediğini yaptım tavuk aldım sana, sende şu bizim keçileri al da biraz otlat. Yemler çok pahalı biliyorsun.
- Tamam dede.
Bir de söylemeyi unuttum köpeğim Cesur var. Onun cinsi kangal ve 4 yaşında. Onu bebekken almıştım ve biz çok iyi dosttuk. Tavukları bugün aldım ve ilk günden başlarına bişey gelmemesi için Cesur'u evde bıraktım ve ben keçilerle yaylaya çıktım. Keçiler otlanırken bende gölge biryerde çimene uzanmıştım. Yarım saat felan uyumuşum sanırım. Uyandığımda keçileri bir oyana bir bu yana kaçarken gördüm. Hemen boyum kadar sopamla onlara vurmadan bir araya toplamaya çalıştım ama bir şeyden korktukları belliydi. Nedenini anlamak için etrafa bakındım. Tam o sırada otların hışırtısını duydum ve hemen o tarafa baktım. Otlara doğru bir adım attığımda gördüğüm şeyle irkildim ve birkaç adım geriye hopladım. Gördüğüm şey çalıların arasından çıkan bir kurttu. Hemen keçileri ordan uzaklaştırdım ve sopamı öne doğru tuttum. Şansa bak kırk yılda bir Cesur'u yanıma almadım olana bak! Kurt yavaş yavaş çalıların içinden çıktı ve karşımda hırlamaya başladı. Korkudan ölecektim ama kendimi toparlamalıyım keçilerimi korumalıydım. Kurt tam üstüme gelirken bir anlık cesaretle elimdeki sopayı kurdun kafasına indirdim. Önce bayılır gibi oldu sonra koşarak uzaklaştı. Kurt kaçınca derin bir nefes aldım ve korkan keçilerin başını okşadım. Sonra vakit kaybetmeden eve gittim.