Arkadaslar diger fice bakmayi unutmayın ♡
Elimden geldiği kadar hızlı bölüm atmaya çalışıyorum ✊🏻
Oy verip yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. ♡(Güzel ölü)
15 dakikalık yolculuğun ardından eve varabilmiştim. Bisikletimi yerine bırakıp eve girip Kapıyı kapatıp sırt çantamı girişin yanında ki askılığa astım. Odama gideceğim sırada oturma odasında birinin olduğunu fark ettim. Oturma odasına doğru ilerlerken hırsız olduğunu düşündügüm için kalbim deli gibi dans ediyordu. Gördüğüm şeyle gözlerim kocaman oldu ve Boğazımı sıkan bir el varmış gibi nefes alamıyordum. Kalbime bir ağrı girmişti. Onu ne zaman görsem hep böyle olurum.
"B-burda n-ne işin var"
Diye bilmiştim tiz ve boğuk sesimle..
Karşımda olan büyük kuzenime, bana küçüklüğümden travma bırakmış büyük kuzenim woojin'e baka kalmıştım.
'Ne o? Bayağı şaşırdın hm?'
Konuşmaya başlamasıyla mideme bıcaklar batıyormuş hissi de başlamıştı. Yüzünde ki o iğrenç ve utanmaz gülümsemesi ile bana bakıyordu bakışları sebebiyle bütün bedenim alev almıştı.
Yarım ağız sırıtıp bir kaç adım atarak yanıma doğru yaklaştı. Hemen arkamı dönüp açık olan kapıdan dışarıya doğru koşmayı düşünüyordum ki, bu hareketimi tahmin etmiş olucak ki bileğimi kavrayıp durmamı sağladı. buradan hemen kaçmalıydım. O bana tekrar dokunmadan hemen kaçmalıydım ondan. Bedenimi arkamdaki duvara yaslayıp Tekrar sırıttı pis elleriyle bana dokunmaya başlamıştı bile. Kabus tekrar başlamıştı. Bileklerimi tekrar tutup beni çekiştirmeye başladı
Benden uzaklaşması için kendimi çekiştiriyordum ki elinden kurtula bilmiştim hemen elime ne geliyorsa ona fırlatmaya başladım.
"Dur! pişman ederim seni ucube. DUR DEDİM!!"
bağırıyordu bana kalın sesiyle
elime gelen vazoyu ona fırlattım...Pisliğin bedeni kanlar içinde yerde yatıyor, kıpırdayamıyorum ne telefonu alıp birine haber verebiliyorum nede kaça biliyorum, olduğum yerde dona kalmıştım. Nefesim kesilmeye başlayıp gözlerim dolmuştu. yerde yatan kanlı bedene acımıyorum kendime acıyorum, sonumu sorguluyorum. Ya ölürse ne yapıcaktım ben? Pislik yüzünden hayatım sona mı ericekti şimdi? Nefeslerim gittikce hızlanmaya başladı kendimi toparlayıp jungkook'u aramalıydım.
Bakışlarımı kanlar içinde yatan bedenden çekip askılıkta duran çatma çevirtim. jungkook'u aramalıyım
Zorda olsa yerimden kımıldayıp çantaya doğru ilerlemeye başladım ama her adımım da bedenim daha da yük oluyordu bana... Telefonu çantamdan çıkartıp jungkook'a arama yapmaya çalıştım ama beceremeden elimden düşurdüm telefonu yavaşca yere eğilip telefonumu tekrar elime aldım ellerim çok fazla titriyordu zorlada olsa sonunda jungkook'u arayabildim"Efendim taehyung-ahh"
Ona cevap veremiyordum. Kelimeler ağzımdan çıkmıyordu tutulmuş gibi kala kaldım telefon karşısında
"Heyy sesim geliyor mu?"
"J- jungkook"
Zorda olsa korku dolu bir sesle ismini söyleye bildim.
"Taehyung-ahh iyi misin? Sesin çok kötü geliyor."
"J-jungkook, yardım..."
Nefesim kesilmişti gözyaslarıma hakim olmayıp ağlamaya başladım hıçkırarak.