Uzun bir süre yüzüme kapatılan kapıya bakmıştım ardından kendime Buradan çıkıp gitme telkinlere verip Çıkış kapısına doğru yürüdümEğer beni dinleseydi ona benden başka odaya giren birisinin olduğunu söyleyecektim Fakat onun dinleme gibi bir yetisi olmadığı için söyleyememiştim
Şu an o kadar sinirliydim ki Ayrıyetten koluma sıkıştırmış olduğu zarfı çıkarttım içerisini haddinden fazla bir para vardı
Tabii ki geri dönüp bu para benim hakkım değil demeyecektim Çünkü bu para benim hakkımdı
Başım yine çatlayacak derecede ağrımaya başlamıştı şu an, dinlemeden anlamadan kovmuştu ve ben neden bu kadar çok üzülmüştüm
Mesele benim kovmasi değil mesele Karşı taraftaki insanın dinlememesi, anlamaması idi
Gözlerimden yaş bir bir düşmüştü kendi evimin bahçesine geçip kendimi ağacın altına atmıştım.
Sırtımı ağaca yaslayarak gökyüzüne baktım.
Daha güneş doğmadığı için hava çok serindi aynı zamanda ılık bir esinti de vardı.
O esinti agladigimdan kaynaklı ıslanan yanaklarımı üşütüyordu
Ne kadar ağacın altında oturdum bilmiyorum ama artık popom ağrımaya başlamıştı.
Ayağa kalkıp odama doğru yola koyuldum
Orda oturduğum süre zarfında şu zamana kadar güneşe verdiğim sözlerin bir çoğunu tutamadığımı farkettim
Ama tutamadığım tüm sözler Meriç bey yüzündendi
Önce bu parayı hiç haketmediğimi düşündüm sonra ise diyordumki
Sen tecavüze ugrayacaktin hemde iki defa
Sen saçlarından sürüklendin
Cezalar aldın
Ama yinede sen güneş için katlandin diyordum.Sonra diyordumki ben elimden geleni yaptım
Hem beni kovan o olduğu için içim bir yönden de rahattı.
Odaya geçip üzerime bol bir tişört geçirdim altıma ise siyah kısa bir şort giydim.
Aslında saat çok erkendi ama yeni uyandığım için tekrar uyumak istemiyordum.
Kendimi dışarıya atıp evin bahçesinden çıktım.
İlerideki koşu parkuruna kadar yürüdüm parkurun üzerindeki 3000m yazısını görünce gülümsedim.
Şuan dışarıdan bir görse deli falan derlerdi heralde.
Ama insanların ne düşündüğünü merak etmeyeli yıllar oluyordu.
Koşmaya başlamıştım. Her 500 metrede hızıma hız katarak koşuyordum
Parkurun ikinci turu'nun son 300 metresindeydi artık resmen sürat koşusu yaparcasına koşuyordum etrafındaki insanların bazıları dönüp tekrardan bakıyorlardı
Son 100 metreye girdiğim esnada yavaş yavaş kuşumu yavaşlattım bitiş çizgisinde artık yürüyerek bitirmiştim
Her tarafım ter içerisinde kalmıştı İlerideki büfeden su alıp içerek eve yürümeye başladım
Saat 10.00'a geliyordu eve doğru derin nefesler eşliğinde yürüyordum Meriç Beylerin evinin önüne geldiğimde kısa bir duraksama yaşadım Tabii ki bu evden böyle ayrılmayı hiç istemezdim
Ama maalesef ki ayrıldım ve hayatıma devam etmem gerekiyordu koşarken düşündüm ki ilk başta dedim ki Bolu'ya geri mi dönsem Sonra dedim ki Neden dönüyorsun ki bir hayata başlamak istiyorsan her yerde başlayabilirsin sürekli bir yerlere dönmek zorunda değiliz dedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAKICI
Teen Fiction"Meriç!" Dedim uyarı dolu bir ses ile beni hiç takmadan yemeğini yemeye devam etti. Elini bacağımdan daha yukarıya çıkarttı Meriç lütfen dedim kısık bir ses ile mericin bıyık altından güldüğünü duymuştum. Elini kadınlığıma çıkarttığı an elimdeki bı...