Tren den inip boyu yaklaşık 2 metreden fazla olan bir adam ile gölün kenarında ki kayıkların yanına gelmiştik. Ama sorun şu ki ben kayıklardan nefret ederdim bu yüzden bir anda çok fena midem bulanmaya başladı. Kendimi ne kadar toparlamaya çalışsamda olmuyordu. Bir türlü şu korkumu yenememiştim. Ben kendi mide bulantım ile cebelleşirken Alis konuşmaya başladı.
A:Gerçekten bunlara mı binicez?
Anlaşılan evet. Onlara binicez. Mide bulantım daha da artınca Alis e yaklaştım ve kulağına fısıldadım.
M:Sanırım kusucam (Yapma şunu kendine yapma )
A:Sakın bunu aklından bile geçirme yol boyunca kusmuk mu kokmak istiyorsun? Şahsen ben istemezdim.
Haklı olmasından nefret ediyordum. Gerçekten eğer şu anda kusarsam herkesin gözünde ilk günden kötü bir imaj çizmiş olurum .Dayan Mia dayan sadece kısa bir süreliğine. Gözlerimi kapatıp kendimi sıkmaya çalışırken yanıma birisinin geldiğini hissettim .Gözlerimi açtığımda karşımda gördüğüm kişi Harry'di .
H:Eğer miden bulanıyorsa onu düşünmemen ve başka bir şeye odaklanman iyi gelirmiş. Eskiden yaşadığım yerdeki komşumuz bana söylemişti . Korkuyorsan elimi tutabilirsin .(Bugünde hızlıyız)Hadi gel gidelim .
Dedi ve bana elini uzattı. Nedense daha demin donduğum hava bir anda beni terletmeye başladı .Ne kadar utanmış olsam da elini tuttum .Alisa ve diğerleri bizi beklemeden çoktan bir kayığa binmişlerdi.O yüzden biz farklı bir kayığa binmek zorunda kaldık.
Diğer kayıklardan birine bindik ve kayık hareket etmeye başlayınca Harry'nin elini daha da sıktım. Bindiğimiz kayıkta kurbağasını kaybeden çocuk ve adının Hermione olduğunu öğrendiğimiz kız da vardı ve bize garip garip baktı .
HG: Ne yapıyorsunuz?
H:Ee şey kayık korkusu var da .
M:EVET SAKIN YANLIŞ ANLAMA LÜTFEN
Zaten bu durumdan ötürü çok utanmıştım. Bir de üstüne rezil olmuştum.
Neyse sonunda zar zor ve utanç verici bir şekilde de olsa kayıktan indik ve Alis in yanına gittiğimde sırıtıyordu .Tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki sözünü kestim.
M:Tek kelime dahi etme seninle sonra görşücem.
Dedim ve yürümeye devam ettim .Ama Alis hala kıkır kıkır gülüyordu.Yanıma gelip koluma girince koluna minik bir cimcik attım ve kulağına fısıldadım.
M:Gülmesene be
<3
O ihtişamlı şatonun içersine girdikten sonra Hagrid in gitmemizi söylediği yere gittik ve bizi zümrüt yeşili cüppeli bir kadın karşıladı .Hepimiz kadına meraklı gözler ile bakarken konuşmaya başladı.
MG: Evet, merhaba 1.sınıflar ben Profesör Mc. Gonnagle . Büyük salona geçmeden önce bazı duyurularım var . Dört bina var .Bunlar GRYFFİNDOR, HUFFLEPUFF ,RAWENCLAW ve SLYTHERIN .
Unutmayın binalarınız burada geçirdiğiniz süre boyunca sizin aileniz gibi olucak .Kendi binanızın yatakhanesinde uyuyup, boş vakitlerinizi kendi ortak salonunuzda geçireceksiniz. Ayrıca yaptığınız tüm davranışlar binanıza eksi ya da artı puan olarak geçer. Yıl sonu en çok puanı alan bina ise bölüm kupasına layık görülür. Şimdi hepiniz ikişerli sıra halinde beni takip edin.
