➹ Petrichor ⃟ཷ🥝

494 52 137
                                    

Düzyazi.. 🙂🙇🏻‍♀️

𖥨ํ∘̥⃟⸽⃟💌▸

Nishimura Riki.. 11 yaşıma kadar ilklerimi yaşadığım çocuk. Her şeyi beraber yapardık. Asansör korkum vardı ve ilk onunla birlikte asansöre binmiştim, bisiklet sürmeyi birlikte öğrenmiştik, kâğıda ilk döktüğüm portre ona aitti, birlikte yüzmeyi öğrenmiştik, buz pateni yapmıştık ve birçok şey..

Birbirimize çok değer verirdik. Biri bana sataştığında kısa boyuyla o kişiyle kavga etmeye çalışır, dayak yese de bana sataşanlar benden özür dileyene kadar kavga etmeye devam ederdi. Sonra bunu yapmamasını söylediğim zaman tartışırdık ve ben de onun gönlünü almak için ona kocaman bir sarılma verip yanaklarından öperdim.

Her zaman peşimde Heeseung-san diye dolaşıp benimle büyüyünce evleneceğini söylerdi. Benimle evlenip bana bakacağını ve bana güzel bir hayat sunacağını söylerdi. İkimizde daha çok küçüktük ama Nishimura hep böyle konuşurdu. Sürekli " Benden çiçek bekleme, evimizin tek çiçeği sen olacaksın " şeklinde romantik cümleler kurardı.

Derslerinde çok başarısız olduğu için sürekli ona ders çalıştırırdım ama o sıkıldığı için genelde önündeki arabalarla oynar ve beni dinlemezdi.

Bana büyüyünce ne olmak istediğimi sorduğunda cevap vermezdim o ise " Hee-san benim için hayallerinin peşinden koşacaksın. Söz mü? " derdi.

Bir hayalim yoktu o zamanlar ama söz vermiştim. Küçük olduğum için hayat o kadar toz pembeydi ki bana, tek hayalim Nishimura ile sonsuza dek beraber olmaktı.

Ama bu hayalim 11 yaşımdan sonra çöp oldu.

Babam ve annem ayrıldıktan sonra Seul'den taşınmak zorunda kalmıştık. Nishimura ile annem telefondan izin verdiği sürece konuşabiliyorduk. Annem ile bazen Seul'e gidip Nishimura ile görüşebiliyorduk.

Son görüşmemizde tartışmıştık. Bana özel aldığı hediyeyi kimseyle paylaşmak istemiyordum. Bana saklı kalsın istiyordum. Bir daha olsa yine aynı bencilliği yapardım. Hem buna bencillikte denmezdi ki?

O hediyeyi ikimizinde yakın arkadaşımıza vermemiştim ve o arkadaşımız çok ağlamıştı. Ben yine de vermiyordum. Benden almaya çalıştığında ise onu ittiğim için yere düşmüştü. Büyük bir şey olmamıştı ama elimdeki oyuncağı da alamadığı için daha çok ağlamaya başlamıştı.

Nishimura ise paylaşmadığım için, arkadaşımızı ağlattığım için ve yaşımdan küçük davrandığım için kötü bir çocuk olduğumu söyleyip elimden o oyuncağı almıştı. Uzun süre ağlamıştım, özür dilemiştim ama tek dediği şey hakediyorsun olmuştu. Bana aldığı oyuncağı geri vermemişti.

Sahi ne olmuştu o oyuncağa?

Uzun süre görüşmüyorduk ve Japonya'ya taşınmışlardı. Ne kadar inanmak istemesem de beni merak etmiyordu bile. Anneme her sorduğumda konuşmak istemiyormuş diyordu. Bir süre sonra geçer diye düşünmüştüm ama geçmedi. 1 gün, 1 hafta, 1 ay, 1 sene, 2 sene, 3 sene, 5 sene, 7 sene..

Beni unutmuştu ve değişmişti. Hem de çok fazla değişmişti. İnsanlar gerçekten değişiyordu. O zamanlar anlamasam da artık anlayabiliyordum. Ben Nishimura'yı seviyordum. Ama o o kadar değişmişti ki bunu ona söylemek demek her türlü kötü kelimeye hazır olmak demekti. Kinimden ve korkumdan söyleyemiyordum da eskiden tanışık olduğumuzu.

Şimdi ise hazırlanmış ondan geriye kalan, onunla alakalı anıları sakladığım günlüğümdeki fotoğraflara bakıyordum.

Nishimura o zamanlar sarı-kumral saçlara sahipti ve gerçekten güzeldi. Saçlarını hiç boyatmamasını söylerdim o zamanlar ama o siyaha boyatmıştı. Şuan yine isteğim ile sarı yapsa da eskisi gibi olmuyordu işte. Sanki eskiden o kişinin ben olduğumu söylesem saçlarını yine siyaha boyatacakmış gibi hissettiriyordu.

petrichor, heekiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin