Rows Of Cases Chase Each Other

10 2 2
                                    

- Sıra Sıra Davalar, Birbirini Kovalar -

Yerde büyük siyah torba içinde yatan bedenin fermuarını çekmeden önce gözlerini kapattı dedektif Kim.
Ard arda o kadar çok devlet adamının ölümüyle ilgilenmişti ki artık bu tür olaylar ne dikkatini çekiyordu, ne de yorumlamak onun için zor oluyordu.
Basit düşünüyordu, birisine bilmemesi gereken bir şeyi anlatmıştı, güvenlik önlemi içinde öldürmüşlerdi.
Bu sefer feryatlar Jackson Wang içindi.

"En son yaptığı telefon görüşmeleri inceleyin." diyerek kalabalığın içinden çıkageldi Bay Choi.
"Üstünü aradık efendim, ancak şeker cihazı dışında hiç bir elektronik alet bulamadık."
Sağ kolunun ona uzattığı şeker ölçme cihazını avuçları içine aldı Bay Choi. Aldığı gibi de uzman bir poşete atıp cebine koydu.
Daha sonrasında üzgün dedektifin yanında duran Başkomser'i görüp yanlarına ilerledi.

"Anlaşılan bu adamlar için öldürecekleri kişinin polis veya asker olmalarının bir anlamı yok." dedi Bay Choi, Başkomser Bang'in dün dediklerini hatırlatmak adına.
"Adını duydum ancak hakkında çok fazla bir şey bilmiyorum.
Kim bu adam?" sorusunu ortaya attı Bay Choi.
"Jackson Wang, Beyaz Saray içinde Bayan Hwang ve kızı Hwang Yeji'yi korumakla görevlendirilmiş bir asker. Yedi yılı aşkın bir süredir Beyaz Saray ile çalışıyordu. Yazık olmuş."
Aslında olağan dışı bir durum gibi gözüküyordu. Bay Wang'in bedeninde bir hasar yoktu. Aynı şekilde üzerinde ki kıyafetlerde de kan lekesi bulunmuyordu. Diğer tarafa döndüğü zaman yine bir şey göremiyordu. Patlama dese bile arabası sağlam bir halde gözü önünde duruyordu, bir tane kurşun deliğide yoktu.

"Nasıl ölmüş peki?" diye sordu Başkomser Bang.
Adamın ölümüne epey üzülmüş gibi duruyordu.
"Henüz bir bilgimiz yok efendim. Sizinde gördüğünüz gibi ne cesette ne de araba da bir hasar var."
Bay Choi yardımcı olanlara teşekkür edip ellerini sıktı. Ne olur ne olmaz diyerek onlara arabanın tekrar kontrol edilmesini ve mobese kameralarının incelenmesini istediğini söyledi nazikçe.
"Otopsiye gönderilecek mi?"
"Elbette, birileriyle görüşüp ayarladım. İncelemeyi Bayan Sana yapacak." dedi Dedektif eşyalarını yerden alırken.
Olay yerinin fotoğrafları çekildi, hepsi ayrı ayrı torbalara konuldu.
Dedektif olay yerinden ayrılacakken Bay Choi onu durdurdu.
"Bay Kim, onca işin arasında size böyle bir yük vermek istemiyorum ancak ben bu şeker cihazının incelenmesini talep ediyorum. Lütfen.."
Bay Choi Dedektif Kim'in şuana kadar tanıdığı diğer istihbaratçılardan daha kibar ve anlayışlı bir adamdı.
Öyle ki, bu halde onu reddetmek epey zordu.
Bay Choi'nin yüzüne karşı sıcak bir gülümseme sunarak, "Tabii. İnceletirim." dedi.
"Teşekkür ederim, iyi günler." diye karşılık verdi Bay Choi.
Az önce cebine koyduğu torbayı çıkartıp dedektifin avuçları içine bıraktı.
Yeniden kısa bir vedalaşma yaptıktan sonra Başkomserin yanına ilerledi.

Adam zaten yeterince sinirli duruyordu, ancak Bay Choi de bu adamın bir şeylerin farkına varmasını istiyordu.
"Aynı kefeye konulamayacağımızı söyleseniz de, hepimiz aynı yere gideceğiz." dedi Bay Choi.
Başkomser, diğer polisin göremeyeceği şekilde gözlerini devirdi. Burnundan derin nefesler aldı.
Arkasınıa döndü ve öylece bekleyen adamın omzunu sıkıca kavrayarak sıktı. "Tanrı seni korusun, Choi.." diye aşağıladı Başkomser Bang meslektaşını. Sonra adını da cümlesine ilave etti, "...Minho."

Derhal arabasına binerek yorgunlukla evinin yolunda ilerlemeye başladı.
Yolda giderken bir çok reklam panosunda Bayan Hwang için yazılan yazıları, yapılan resimleri gördü.
Biran olsun gururlandı. Kendini başkan yerine koyup düşündü, 'Ben başkan olsaydım kendi adıma çok sevinirdim.' dedi içinden. İnsanlar ona cidden bağlıydı. One ve ailesine gerçek bir sevgileri vardı.
Bu Christopher Chan için güzel bir armağandı. 'Devletini seven halktan zarar gelmez.
Kimse onlara zarar vermeye cesaret edemez.' tarzında bir düşünce anlayışı vardı.

T.L.THikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin