- Beyaz Saraydan Bayan Hwang Davası -
Yeni doldurduğu kahve bardağının elini yakmaması için karton kağıdı bardağa geçirirken dosyaları incelemeye devam eden asistanı Yang Jeongin'e yakınmaya devam ediyor Başkomser Bang.
"En başından beri, hepimiz daha sıkı bir yönetimin ele alınması gerektiğini biliyoruz. Kahrolası Başkanlıklar yüzünden suçsuz insanların ölüme terk edilmesi artık fazlasıyla canımı sıkıyor.."
"Bunun için Başkanlıkları suçlayamazsınız efendim.
Sonuçta emirleri Saraydan alıyorlar." dedi Yang Jeongin son bir kaç günde kabaran olaylar arasında bağlantı aramaya çalışırken.
"Devlet bizde 'baba'dır Jeongin. Ona arkanı dönemezsin. Ayrıca bu dava da Bayan Hwang'ın hiç bir suçu yok." diyerek itiraz etti Başkomser Bang.
"İçinde babanız olduğu için böyle diyorsunuz. Aslında her olayda devletin parmağı olduğunu bildiğiniz halde, ve suçu bilemeyiz aile içi sorunlar-"
Asistan Yang bir anda sustu. Gözleri, kendisine sırtı dönük olarak suç panasonu izleyen Başkomser'e kaydı. Ne kadar sinirli, gergin ve agresif olduğunu her şekilde anlayabiliyordu terden ıslanmış beyaz gömleği sayesinde.
"Kendinize geldiğiniz zaman da beni çağırtırsınız, efendim." diyerek kahverengi meşe kapıdan çıkıp arkasından kapattı Yang. Yavaş ve ağır adımlarını gri parkeler ile döşenmiş zeminde sürdürürken duymayı beklemediği şeyler işitirken gözlerini tek bir noktaya sabitlemiş şekilde yürüyordu.Aynı zamanda, neredeyse sadece bir kez konuşmuşluğu olduğu başka bir polise neler olup bittiğini de sordu.
"Yeni gelişmelerimiz mi var?"
Jeongin merakla sordu.
"Hayır, hâlâ elimizde olan tek teorimiz mirasa çökmek isteyen akrabalar. Ancak halk'ın arasında hayal dünyası güçlü olanlar var. Farklı düşünceler duymak istiyorsan çıkıp dışarıda, okullarda gez, halk ile konuş. Belki onlar sana istediğini verebilirler.."
Jeongin kendini kısa süreliğine küçümsenmiş hissetti.
Aptal yerine konulduğunu sandı. Ama kendini hemen geri topladı. Kendisinden biraz daha alt sınıflarda görev yapan bir başka görevli adını seslenince aklı başına geldi.
"Hey Jeongin!" Görevli hızlıca yanına yaklaşıp biraz kısık ses ile yeni bilgileri aktardı.
"L.A karakolu burada bir toplantı yapmak istiyor, düzenleme için kendi ekiplerinden bir grup Şerif bile göndermişler. Haber vermem söylendi sende gidip Bay Bang'e haber versen iyi olur."
Jeongin söylenenler karşısında basitçe teşekkür edebildi sadece.
Burada olaylar çok hızlı gelişiyordu.
Yarın, hatta bahsi geçen toplantı da bile içlerinden birisi ölebilirdi. Ve cezalandırılmaktan korkmayan kim varsa uğraştığı işi bırakıp bir başka şeye yönelebilirdi.
Buranın insanları kararsız ve güvenilmezdi.O haberden sonra Jeongin akşama kadar yapması gereken her işi, yapmaması gereken her işi yaptı.
Uzun zamandır düzenlenmesi gereken dosyaları alfabetik sıraya koydu, kendisi için ayrılmış kalabalığın ortasında ki küçük masasında yenilikler yaptı, yeni gelen kahve bardaklarını kahve makinesinin yanında duran kendince 'bardaklık' olarak adlandırdığı bölüme boy sırasına göre dizdi.
Çöpleri ayrıştırdı, ve Başkomser Bang toplantıya katılabileceğini söylediğinden bu yana ilk kez bu gün severek Bay Bang'e hizmet etti.
Normalde o, birazcık olsa bile babasının torpili ile buralara gelmiş, işi gereğiyle disiplini sağlamak içinde olsa bencil, yaşlı bir adamdı.
Ancak bu sefer severek yapmıştı Jeongin.
Yüzüne yansıtmasa da içinden cidden mutluydu.
En azından toplantının ortasına veya sonuna kadar, mutlu kalacaktı.. .
Akşam saat 20:00 suları sırasında başlayan toplantıya ilk gelen Jeongin idi.
Lacivert takım elbisesinin kırışmamasına çok dikkat ediyordu.
Kravatını gevşetip yeniden sıkıyordu.
Biraz sonra odaya karakolda çalışan diğer insanlar girdi.
Üstünde isimlerinin yazılı olduğu koltuklara birer birer oturup arkalarına yaslanıyorlardı.
Getirilen ikramlıkları beğenenler bir tane daha almak için sıraya girerken saat 20:26 sularında Bay Bang'in ön buyurma emri ile odaya yanında başka bir adam daha girmişti.
Masada oturan herkes o adamı görüp ayaklanınca saygı çerçevesince Jeongin de ayağa kalkmıştı.
-L.A ekibinden şerif Han ve meslektaşları dışında herkes-
Kendi koltuğunun yanınada ki ilk koltuğu çekip yanındaki adamı otutturdu, daha sonra da geri kalan masaya oturma emri verdi.
Aynı alanda çalıştığı kimselerin 'Bu kim?' sorularına bur açıklama yapmadan bur şeyler gevelemeye başladı.
"Bu Dedektif Kim, Kim Seungmin. İşinde oldukça başarılı birisi.
Sırf bu dava için İngiltere'den kalkıp buralara geldi, ona bir teşekkürde bulunun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
T.L.T
Fanfic-The Little Things / Küçük Düşünceler - Seo Changbin, saray tarafından alınana kadar ordu'da görev yapmış saygı duyulan üst düzey bir askerdi. Şimdiyse dünyanın gözünde, White House'un düşüşünden sorumlu tutulup sorgulanan katil rolünde.