Alarm sesi tüm sesleri bastırmıştı. Tek gördüğüm şey asker abinin eline telsizi alıp bir şeyler dediğiydi.Komutundan sonra asansör tekrar çalışmaya başladı ve bizi komuta bölümüne geri çıkarttı.Asker abi kendi kemerini çıkarıp yanıma geldi.Kemerimi çözüp beni kucağına aldığında bir anda asansörden boğuk sesler çıkmaya başladı.Resmen kanım donmuştu. Asansörün dışında ki askerler bize doğru döndüklerinde öylece bakakaldılar. Sonra kendilerini toparlayıp olabilecek herşeye hazır bir şekilde bizi izliyorlardı. Abim bana baktı,gözleri dolmuştu.''Görüşürüz çocuk'' diyip bir anda beni karşıdaki askerlere doğru fırlattı.Askerler hemen beni tuttu .Askerin kucağında olup biteni izliyordum.Bir anda asansör 1 metre düştü. Yavaş yavaş asansörü tutan çelik iplerin birbirlerinden ayrıldığını duyabiliyordum.Artık asansörün sadece yarısı görünüyordu. Asker abi bir anda bana doğru atladı aynı anda asansörü tutan ipler tamamen koptu ve abim kat boşluğu ile kapı arasında tutunmaya çalışıyorken asansör belden aşağısını koparıp düştü. Tüm odayı çığlığım kaplamıştı,beni tutan asker hemen gözlerimi kapattı. Ortamı dinlemeye çalışıyordum. Babam abimin bedenin alınması ve hemşire robotların acil bir şekilde gelmesi için komutlar veriyordu. Bir anda abimin iniltisini duydum. Bu oydu,emindim.''Baba yaşıyor, baksanıza inledi baba'' diye bağırmaya başladım. Babam ''hemen askeri yaşam ünitesine koyun'' diye bağırdı. Robotlar abimi götürdü. Beni tutan askere ''O benim abim. Zor zamanımda yanımda oldu,beni onun yanına götürmezseniz sizi babama şikayet ederim''diye bağırdım.Askerler başta bir an durup düşündüler sonra beni yaşam ünitesine götürmeye başladılar. Yaklaşık 1 saat boyunda ünitenin kapısının önünde bekledik. Açtım ama bu önemli değildi.Şuan abim belkide yaşam savaşı veriyordu ve bu düşünce beni çıldırtıyordu.O zamanlar yaşıma göre olgun bir çocuktum,bunun nedeni babasız büyümüş olmamdı. Babam hep Millet Meclisinde olurdu. Kendi başına büyüyen çocuklardandım ben. Sonunda hemşire robot bize artık girebileceğimizi söyleyince çok mutlu olmuştum. Eğer bir Hemşire robot hasta odasına misafir sokuyorsa bu hastanın hayati tehlikesi bitmiş demekti. Asker beni kucağından indirdi. Tam ikimizde girecek iken hemşire robot ''SADECE TEK MİSAFİR'' diye bizi tembihledi. Asker bana ''Ben burada bekliyorum seni ufaklık 5 dakika sonra gel''dedi saatime baktım. Saat 18.45'di. ''Peki'' diyip odaya girdim.Abimi gördüğümde çok şaşırdım. Abim içi rejenerasyon sıvısı dolu bir tankın içinde yüzüyordu. Tankın içindeki 40'a yakın ceviz büyüklüğünde robot belinin altındaki kopmuş bölüme çelikten yapılmış orada olması gereken kemiklere benzer parçalar yerleştirip kaynak yapıyordu. Görünüşü diğer robotlardan farklı 20 robot ise takılan çelik parçalara çelik iplerden oluşan kas benzeri dokular yerleştirip aynı şekilde kaynak yapıyorlardı. Abimin ağzında hava borusu vardı. Ve kolarına'da içeri mavi bir sıvı zerk eden borular yerleştirilmişti. Onun iyi olmasına çok sevinmiştim.Bir anda gözlerini açtı,kendini zorladığı belliydi. hemen cama sarıldım.Gülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHZEN SERİSİ : KAÇIŞ
FantasyYıl 2397 güneş patlamaları nedeniyle dünyada kalan insanlar yerin 2000 metre altındaki Mahzen adı verilen bölgede tecrit altında tutuluyor. Ben, Alkan Tanrıverdi 24 yaşındayım Mahzen 1.sıra 1116 numaralı konakçıyım. Yeryüzüne ne oldu bilmiyorum ama...