Dışarıda binlerce kar tanesi yere düşüyordu.Jungkook hayranlıkla dışarıyı seyrediyordu.Belkide bu son kar görüşüydü.Tanrı yanına çağırıyordu artık.Azrail sabırsızlıkla saatlerdir baş ucunda bekliyordu.Jungkook bugünun son günü olduğunu biliyordu.Cama yakın tekli koltuğa zorluklarla uzandı hastanenin yemyeşil bahçesi şimdi bembeyaz olmuştu.Dışarısı soğuk olmalıydı,ayakları üşümüştü Jungkook'un."bu koridorlar daha soğuk"dedi sessizce sanki karla konuşuyormuş gibi."bir sürü ölüm gördü bu koridor..bu oda.Belki.."sustu.
"Belkide bugün bir ölüm daha yazılacak o kara deftere".Herkes insan öleceğini hissedermiş derlerdi küçükken.Onaylar gibi yavaşça kafasını salladı."doğruymuş."dedi.Kapının açılmasıyla gözlerini uzaklara dikti.Ailesinin gözlerine bakınca daha çabuk ölmek istiyordu.Torunu Min Jae elinde bir zarfla dedesinin dizlerinin dibine çöktü.Belkide en çok dedesini seven Min Jaeydi.
"Bak dede.Bugün evine gittim bir sürü zarf gelmiş galiba elektrik ve su fişleri ama içlerinde kalın bir zarf gördüm.Açmak istemedim belkide toplu bir paradır huh? Ne dersin?"
Jungkook umursamamıştı.Hala uzaklara bakmaya devam ediyordu.
"O zaman ben açayım"
Zarfı yırttı ve içinden neredeyse bir defter kalınlığında kağıtlar çıktı.Merakla eliyle ilk toparladı.Bunun bir mektup olduğunu anlamıştı.Dedesine çapkın bir şekilde bakıp
"Oo dede sana bir mektup gelmiş.Yoksa büyükannemden başka bir sevgilin mi vardı?seni gidi(!)"
Dedi alayla.Jungkook'un ilgisini çekmişti bu mektup ama ısrarla dönmeyi reddediyordu.
"Okuyayım bakalım."
Min Jae ilk cümleyi okumak istemişti fakat şaşkınlığından dolayı okuyamamıştı.
"Dede burada 1954 yazıyor nasıl?anlamadım."
Jungkook'un zihninden bir silüet geçip gitti.İncecik belli gülüşü kimsede olmayan birine aitti.Sonra kahkaha sesleri kulaklarında yankılandı.Kalp ritmi arttı o anda.Nefes alamaz oldu.Şaşkınlıkla Min Jaeye döndü.
"Sevgilim.. sevgilim diyor dede büyükanneme bak sen"
Jungkook sinirle ilk defa konuştu torunuyla.
"O kağıtları bana ver.."
"Dede yoksa utandın mı sen?"
"Min kağıtları ver."
"Tamam al okumayacağım zaten sen uyuduğunda alır bakarım."
Titreyen elleriyle uzandı kağıtlara.Kalp krizi geçiriyor olabilir miydi?Kalbinin bu denli çarpması normal miydi?
İlk sayfayı eline aldı.Yanı başında duran gözlüğünü taktı ve okumaya başladı.
Sevgilim,
Üzgünüm kook neredeyse iki ay oldu.Toparlanmaya çalıştım ama olmadı sanki.Beceremedim.. Dışarıda kar yağıyor ben binlerce kar tanesi arasında birini seçip süzülüşünü izliyorum sonra bir başka kar tanesine geçiyorum daha sonra başka kar tanesine...
Gidişin ardından iki elim yüzüklerle doldu.Sakın endişelenme başkasıyla evlenmedim.Sadece avuçlarıma bıraktığın yüzüğü de sol elime taktım.Bazenleri iki elimi bir birileri ile kavuşturup sanki seninle el ele tutuşuyormuşum gibi hayaller kuruyorum.Bana "kaçık"diyerek güldüğünü hissedebiliyorum.Gül sevgilim gül çünkü gülmek sana çok yakışıyor.Kağıt su damlaları yüzünden pürüssüzlüğünü kaybetmişti.Sanki ağlamış gibiydi.Korkarakda olsa gözyaşlarını okşadı Jungkook.Sonra diğer kağıda geçti.
Sevgilim,
Diğer mektubum yarım kalmak zorunda kalmıştı.Belki sen doldurursun alttaki boşluğu.Bugün yeni bir gün :)toparlanmaya çalışmamın 58.günü.Ama kayda değer bir şey olmadı şimdiye kadar.İçimde bir ümit gelirsin diye ,hislerimi öldürmüyorum.Geleceksin çünkü biliyorum.Sen bana kıyamazsın gelirsin hemen biliyorum sevgilim.Mektuplara da bu yüzden başladım çocuklarımız olduğunda onlara gülerek anlatabileceğimiz anıları kayıt ediyorum.
Kar şiddetini arttırdı mavi polar kazağını unutmuşsun.Hep onun seni sıcacık tuttuğundan bahsederdin.Üşümüyorsun değil mi kook?Belki de seni unutmamam için bıraktın.Eğer bunun içinse doğru düşünce çünkü ben seni unutamıyorum kook.Unutamam..
Yazacak çok şey var kook ama içimi ne buraya dökebilirim ne de sana.Ancak gelirsen göğsümü dinletirim sana.O zaman seni ne kadar özlediğimi anlarsın.
Teten
Titreyen elleri daha çok titrermiydi insanın.İlk defa iç sesim onun adını geçirmişti ağzından.Kağıdı tutmayı bırak gözleri bile bulanmıştı.Yatağının başında bekleyen azraile baktığında gülümsediğini görebiliyordu.
Bir süre bekledi kalbi üçüncü mektubu kaldıramayabilirdi.Üçüncü bir yaş izini kaldıramayabilirdi..
"Gülümsemedi o adam.Sadece senin yanında çiçekleri açıyordu çünkü.Gelmedi o adam.Belkide seni sevmiyordu."
Dedi kendine kızarcasına.
"Sevseydi geri dönerdi zaten"
Merhaba asklar💓
Beğendiyseniz oy atmayı unutmayın.Düşünceleriniz önemli benim için.İkinci bölüm beğenilirse gelir zaten.Teşekkürler muahh💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Canım Sevgilim|taekook
FanfictionGidişin ardından iki elim yüzüklerle doldu.Sakın endişelenme başkasıyla evlenmedim.Sadece avuçlarıma bıraktığın yüzüğü de sol elime taktım.Bazenleri iki elimi bir birileri ile kavuşturup sanki seninle el ele tutuşuyormuşum gibi hayaller kuruyorum.Ba...