14. Bölüm

58 6 12
                                    

Çok fazla üstelemedim. Kahvaltıya oturduk ve yemeye başladık. Ama nedense hâlâ Jin oppanın dediklerini düşünüyordum, yedik ve şirkete doğru yol aldık. Geldiğimizde çalışanlar Bangtan PD'nin bizi ofisinde beklediğini söylediler. Bizde daha fazla bekletmeden ofise girdik.

Pd: Hoşgeldiniz. Direk konuya giriyorum. Grubunuz bu yıl yine bir ödül alacak ve bu ödül töreninde Soobin ve Sunha yeni olduğu için onların yanında kalacak 2 kişi lazım. Çünkü hem yeniler hemde kızlar yani shiplenmeye hazır olmaları lazım. Kim bu görevi yapmak ister?
Jk: Ben Soobin'i korurum seonsaengnim.
Jm: Bende Sunha'yı korurum. Gözünüz arkada kalmasın seonsaengnim.
Pd: Shiplenmeye hazırsanız sıkıntı yok. İyi çalışmalar arkadaşlar.

Ofisten çıktık ve prova odasına geldik.
Bugün dans yarışması yapmak istedik, kızlar erkeklere karşı. Biz Sunha'yla Twice Yes or Yes'in dansını yaptık.


BTS'de kendi danslarından Idol'ü yaptı.


Biraz yemek molası verelim dedik. Aşağı kafeteryaya indik. Jin oppa herşeye saldırdı tabiki, herkes yemeklerini aldı ve masaya oturup yemeğe başladılar. Ben ufak ısırıklarla yiyordum çünkü hâlâ sabahki olayı düşünüyordum.

Hs: Ne o Soobin? Dalgın gibisin?
Sb: Ha, ne? Pardon dalmışım oppa
Hs: Ne düşünüyosun sabahtan beri?
Sb: Hiiç
Hs: Sen az şöyle gelir misin minik umudum?
Sb: Peki

Ben köşeye çekti ve konuşmaya başladı

Hs: Söyle bakalım, Jin'in dediği sırrı mı düşünüyosun?
Sb: Off tamam evet oppa, merak ediyorum ama kimsenin özeline karışamam.
Hs: Afferim akıllı umudum böyle saygılı olman çok hoş.
Sb: Sağol Oppa :)
Hs: Sana bi kelime vericem ama sonra düşünmeyi bırakıcaksın, söz mü?
Sb: Tamam Oppa, söz!
Hs: Aşk.
Sb: Aşk m-
Hs: Hoopp, sözünü tut bakalım.
Sb: Peki :)

Diğerlerinin yanına geçtik. Herkes bize bakıyodu. Herneyse, Şirkette biraz daha vakit geçirdikten sonra yurda döndük. Pijamalarımızı giyip yataklara yayıldık. Jungkook telefonuyla uraşıyordu. Bende tırnaklarımdan sıkıldım, kalkıp çekmecemden siyah ojemi aldım ve tekrar yatağa oturdum. Ojeyi açıp sürmeyr başladım. Kahretsin. Sürekli taşırıyorum kafayı yicem!

Sb: Ağağğh! Nağlet gelsin taşma artık!
Jk: Ojeyle mi kavga ediyosun akıllı kız kkkk
Sb: Ama napim düzhün sürüyorum taşıyo!?
Jk: Gel ben süreyim
Sb: Valla mı?
Jk: Valla, gel hadii
Sb: Tamamm

Gidip yatağının ucuna oturdum ama o beni elimden tutup tam karşısına oturttu. Sonra elimi alıp taşan ojeyi sildi ve sürmeye başladı. Off çok tatlı gözüküyo yicem!

Böyle gözüküyo ama Soobinin eline oje sürüyo gibi düşünün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Böyle gözüküyo ama Soobinin eline oje sürüyo gibi düşünün

Jk: Hayırdır çok mu yakışıklıyım?
Sb: Ha?
Jk: Bakmaya doyamadında ondan sordum
Sb: Ha pardon, seni rahatsız ettiysem özür dilerim
Jk: Yoo, aksine hoşuma gitti

Herneyse biz böyle konuşurken kapı biri tarafından hayvan gibi açıldı. Mal kankam Sunha.

Sb: Kanka öyle olmadı, bak o kapıyı yerinden sökücen gelip kafama atıcan!
Sh: UwU pardon böldüm galiba :)
Jk: Sunha? Kafan mı güzel acaba?
Sh: Yioo ne alaka
Sb: Bu onun her zamanki hali, boşver. Sen benim ellerimi az bırak ben şunu bi dövim.

Öyle diyince ellerimi dahada sıkı tuttu ve kendine çekti. Bi anda çektiği için hızımı alamadım ve Dudaklarımız birbirine değdi. Ben o şokla yerimde kitlenmişken o bana bakıp sırıtıyodu.

Sh: Ohağağğ! LAN BEYLER KOŞUNN!
Nj: Noldu Sunha? Ne anırıyon?
Sh: Bak bak, şuraya bak!
Nj: Ee ne var yani?
Sh: Arkadaşlar Namjoon'un gözü mü bozuk? La Oppacım, canım, dikkatli baksana!
Nj: Eee gene bişi yo- oha..
Sh: Nolduu hani bişi yoktu:)

Jungkook sonunda beni salmayı akıl edebilmişti. Hemen geri çekildim ve parmaklarımla oynamaya başladım.
Utanınca hep parmaklarımla oynarım.

Jk: Oyyşş gene mi utandın seen?
Sb: (...)
Jk: Cevap ver kız

Elini çeneme götürdü ve ona bakmamı sağladı. Gerçi ben yine ona bakmıyodum, gözlerim sağda solda geziniyodu. Sonra bana tekrar yaklaşınca bakmak zorunda kaldım.
Yanda yanan o flaşlar umrumda değil şuan. Ahh Rabbim, çok utanıyorum!

Jk: Ben konuşurken bana bak küçük Mickey Mouse.
Sb: T-Tamam ama biraz f-fazla yakın değil miyiz?
Jk: Yoo bence değiliz, Dahada yaklaşsam çok daha güzel olur bence

Dedi ve dediği gibi tekrar yaklaştı. Off kalbim yerinden çıkıcak şimdi! Sertçe yutkunmaya başladım. Ayrıca o kadar hızlı nefes alıp veriyodum ki başım dönmüştü. Jungkook dudaklarıma nefesini üfleyerek konuştu.

Jk: Benden etkilendiğini görmek güzel :)
Sb: P-Pardon?
Jk: Ne dediğimi gayet iyi anladın güzelim.

Aklıma Hoseok Oppanın dedikleri geldi.

Hs: Sana bi kelime vericem ama sonra düşünmeyi bırakıcaksın, söz mü?
Sb: Tamam oppa, söz!
Hs: Aşk.

Yoksa düşündüğüm şey mi!?
Geri çeklimeye çalıştıkça dahada çok yaklaşıyodu. Aramızda 1 milim kaldı. Konuşsak birbirine değecekler o kadar yakın yani.

Yg: Öhöm öhmm

Ayrıldık, sonunda.

Jk: Buyur hyung?
Yg: Kızın içine düştün yavaş mı olsan?
Jk: Tamam o zaman, baştan alalım

Kalktım ve koşarak yorganın altına girdim. Utançtan ne yapıcağımı bilmiyorum.

Jk: Bebeğim ordan çıkmayı düşünüyo musun?
Sb: Iı-ı
Jk: Neden?
Sb: (...)
Jk: Utanıyosun dimi kkkk
Sb: Hı hım

Yorganı kaldırdı ve kafamı açtı.

Jk: Peki benden neden utanıyosun?
Sb: Iııı, ben herkesten utanırım, inanmıyosan Sunha'ya sor. Ondan bile utandığım oldu.

O beni sakinleştirmeye çalışıyodu, başımı göğüsüne yaslayıp şarkı söylemeye başladı. Ama bunun beni rahatlattığını nerden biliyodu?

Sb: Jungkook?
Jk: Hı?
Sb: Bunun beni rahatlattığını nerden biliyosun? Ben sadece oyundaki karaktere söylemiştim?
Jk: Biliyorum çünkü o karakter bendim. 1000. Ve 1001. Kullanıcılarla biz konuşuyoduk. Şans, sen 1000. Ve Sunha 1001. Oldu
Sb: Nasıl yani? Şimdi ben karaktere sarıldığımda, konuştuğumda, tavsiye aldığımda, karaktere değil sana mı yapıyodum?
Jk: Hı hı

Bangtan boys // JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin