merhaba yıllardır beklenen bildirimi sonunda aldın👋🏻🥲bunun olabildiğine hâlâ inanmış değilim fakat sonunda geldi ve nasıl geldi, nasıl oldu bilmiyorum😖 lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin çünkü çok merak ediyorum
buraya kadar okuyan varsa öpücükler :333
sonda da yazdığım gibi sizi çok seviyorum<3
başladığınız tarihi buraya ekleyin📆bu oneshot, phone sex için deliren ve benim de ithaf etmek için delirdiğim bebeğim için;
veatts
umarım beğenirsin güzelim______
yankı yapan ıslak sesler, bedenim ve o çok sevdiğim tatlı(!) oyuncaklarım.
bu mükemmel üç birleşmenin verdiği zevke karşı koyamazken beni içten içe, hatta dıştan dışa bile delirten bir şey, hayatıma girdiğinde her şeyi güzel bir şekilde altüst eden bir adam vardı. hayatımın merkezi olmuş ve orada ilk günden itibaren bir krallık kurmuş gibiydi. o ne derse desin yapacak kıvama gelen her zaman bendim. herhangi bir şey söylediğinde dizlerimin üzerine mecaz veya gerçek anlamda çöker ve küçük bebeği(!) olarak ondan beklentisini beklerdim ya da bazen bebek değil de o bana üstünlük kurmaya devam ederken sert oynamayı seviyordum.
kim taehyung ve jeon jungkook her zaman en tehlikeli iki birleşim olmuştu ve olmaya devam edecekti.
jungkook ile tanışmamız uzun bir zamana sahipti. ilk görüşte âşık olma zırvalığına gülüp geçen ben onu gördükten sonra düşüncelerimde her şeyin değişmesine sebep olmuştu. sevdiğim şeylerin yanına onun mükemmel zevkleri de eklenmişti tabii ki. muzlu sütü olmazsa olmaz olan jungkook'un her gün en az bir tane içmesi kaçınılmazdı. e tabii bazen muzlu sütüne gerek bile kalmıyordu.
tanışmamız annemin ve üvey babamın düğününde gerçekleşmişti. umutsuz ve zorla getirildiğim düğünde her zaman olduğu gibi zevksiz insanların kıyafetlerini içimden yorumlamakla meşgul olmuştum. arkadaşım chris(<3) bazı şeylerle ilgilenmem gerektiğini söylediğinde bunu jungkook olarak anlayan bir taehyung vardı, meğerki o sadece düğündeki karışıklara bakmam gerektiğini söylemişti. bu benim işim olmadığı için yerimden kalkma zahmetini kendimde bulmamıştım bile. etrafta dolanan tanıdık yüzleri de asla anlamıyordum. birilerinin peşinden koşup selam vermek de neyin nesiydi?
uzun bir süre yerimden kalkmadan ve sıkılmadan oturduktan sonra hemen yanı başıma gelen heybetli bedeni fark etmem saniyelerimi almıştı. siyah takım elbisesi, önünden birkaç düğmesi açık olan teni gibi beyaz gömleği, gömleğinin açık olan kısmından özgürlüğüne kavuşmuş zarif kolyesi, hafif siyah tonlarında makyajı ve yukarıdan tertemiz şekilde toplanan uzun saçları. bunların hepsini kısa bir süre içinde ezberlemek zorunda kalmıştım. ezberlemiştim de.
jeon soyadı ve onun nesli kesinlikle ateşti. jungkook ateşti, ben ise suydum. su mu ilk yenen taraf olurdu yoksa ateş mi bilmiyordum ama ateş jeon jungkook beni tek hamlede yere sermişti. ateşinde saniyeler içinde yanmıştım.
o saniyelerde beni kendime getiren bal gibi ses tonu daha neler göreceğim dedirtecek seviyedeydi. nereye düştüğümü bilmiyordum. sıkıcı bir düğünden çıkıp sanki en sevdiğim yere kavuşmuş gibi olmuş ve jungkook o gün beni o boğucu ortamdan almıştı. ona karşı ilk başta daha ciddi olsam bile diğer günlerde beni asla rahat bırakmamıştı. sürekli evimize hoş kokulu çiçekler bırakıp bana hediyeler vermişti. bunları durdurmasını söylesem bile asla bırakmamıştı. ev güzel çiçeklere sahip ederken onun sayesinde çiçeklere de ilgi duymaya başlamıştım. kocaman bahçemize bir sürü çiçek ekip onlara jungkook gibi narin davranıyordum. jungkook ile ne zaman telefonda konuşsak veya yazışsak sürekli tartışır ve barışırdık ama yanında olduğumda bu karanlık toz bulutu patlayıp kendini tamamen bembeyaz bir buluta bırakıyordu. yanında kedi oluyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
phone s3x
Fanfiction[topjk!twoshot!completed!] "her sensiz kalışımda beni doldurman adına yalvararak çarşaflarla konuşmaktan sıkıldım sevgilim. lanet olası büyük kamerada görüntülü konuşurken beni hiçbir şey(!) yapmadan etkilemen ve kıvrandırman sence hoş bir hareket...