İyi Okumalar
Jimin
"Hadi Jimin biraz daha ye."
"İstemiyorum Nox çek şunu önümden doydum."
Sözlerim üzerine kuzenim omuzlarını düşürerek tepsiyi alıp kalktığında son kez göz ucuyla bana bakmış ve vitamin ilaçlarımı mutlaka içmemi tembihleyerek odadan çıkmıştı.
"Erik olsa da yesem keşke."
Bir anda ağzımın içinde o eriğin ekşimsi tadını hissettiğimde kendi kendime mırıldanmakla yetinmiş ve canımın çektiğiyle kalmıştım.
Ocak aynının ortalarındaydık ve erik yeme hayalim, hayal olarak kalmaya mahkumdu.
"Yoksa sen mi istiyorsun?"
Karnıma bakarak konuştuğumda elimi usulca oraya yerleştirerek buruk bir tebessümün yüzüme oturmasına izin vermiştim.
"Babana küstüm, aslında kendi içimde barışmıştım ama çocuk düşünmediğini söyledi pis adam."
Derin bir soluğu ciğerlerime hapsettikten sonra oflayarak yatağa gerisin geri uzansam da kapımın tıklatılmasıyla söylenerek ayaklanmıştım.
"Yine ne var Nox vitamin ilaçlarını içeceğim dedi- Yoongi?"
Karşımda kucağında sıkı sıkıya tuttuğu kese kağıdıyla birlikte soluk soluğa içeri girip sanki bir şeyden kaçıyormuşcasına hızla kapıyı kapattığında şaşkınlıkla gözlerine bakmıştım.
"Oh sonunda kurtuldum."
"Kimden kurtuldun?"
"Kimden olacak bizim aç gözlü yamyamlardan."
"Ne?"
"Ah neyse boşver, sana almıştım, al."
Bana uzattığı kese kağıdını alarak içine baktığımda gözlerim fal taşı gibi açılmış ve anında ağzım sulanmıştı.
Hızla içerisinden çıkardığım iri eriklerden birisini ısırdığımda, ağzımın içerisine yayılan mayhoş tat beni fazlasıyla mutlu etmiş ve ufak ufak yerimde tepinmeye başlamıştım.
"Mm çok güzel bu."
İkinci eriği tam ağzıma atacağım sırada Yoongi'yle gözlerim buluşurken, dudaklarını usulca kıvırarak beni izlediğini görmemle birlikte aklıma doluşan sorularla donakalmıştım.
"Kış mevsiminde eriği nereden buldun?"
"Buldum işte."
"Bana aldığını söyledin? Niye erik aldın? En sevdiğim meyvenin çilek olduğunu biliyordun?"
"Canın o kadar çok erik istiyordu ki ağzımın içinde bile o tadı hissettim ve gidip aldım Jimin."
Mahcubiyet ve içimdeki kıpırtılar eşliğinde yatağıma oturarak gözlerimi önümdeki erik dolu kese kağıdına çevirmiştim.
"Sırf canım istedi diye bütün şehri dolanmış olmalısın-"
"Senin için tüm dünyayı da dolaşırdım."
Sözlerimi yarıda kesip dizleri üzerine çökerek yeniden görüş açıma girdiğinde, alnıma dökülen saçlarımı kulağımın arkasına usulca sıkıştırırken, iyileşme yolundaki ufak çatlaklara ev sahipliği yapan çiçeklerimi okşamış ve devam etmişti.
"Bana ne kadar küsersen küs, ne kadar kovarsan kov, kapıları yüzlerce kez yüzüme çarpsan bile ne olursa olsun seni bırakmam Jimin."
"Hiç mi bırakmazsın?"
Mırıldanarak sorduğum soru üzerine gülümseyerek yükseldiğinde avuç içlerini yanağıma sarıp alnıma ufak bir öpücük kondurmuştu.
"Hiç bırakmam, ama bir süre sonra başkasını senden daha çok seveceğim."
"Ne!?"
Hayal kırıklığı ve korkuyla üzerime eğilen adamın irislerine kenetlendiğimde kıkırtısının kulağıma ulaşması sinirlerimi daha da bozmuştu.
"O başkasına git o zaman! Bağları koparalım da rahat rahat git hatta-"
Dudaklarımın üzerine kapanan pembeliklerle sözlerim havada asılı kalsa da öpüşü çok uzun sürmemiş ve geri çekildiği gibi yeniden önümde eğilip tişörtümü hafifçe yukarı sıyırarak açıkta bıraktığı göbeğimin üzerine de minik bir buse kondururken içim titremişti.
"B-bu neydi şimdi?"
Kekeleyerek yeniden söze girerken, başını kaldırarak gözlerime baktığında, gülümsemeye devam etmişti.
"Sekiz ay sonra onu senden daha çok seveceğime dair hiçbir şüphen olmasın."
Sözleri başımdan aşağı kaynar sular dökülmesine neden olsa da etkisi kesinlikle soğuk bir duştan farksızdı.
"Hissettiğim tek şey canının çektiği şeyler değil Rahibe Omega."
"Kızmadın mı yani?"
"Kızmadım. Ben sana hiç kızmam."
Mutluluğum, o an kulağıma çalınan sözlerle hat safhaya tırmanmış ve istemsizce gözyaşlarım yanaklarımdan aşağı doğru süzülmeye başlamıştı.
"Düşünme hiçbir şeyi, bu benim son senem mezun olduğumda ben aile şirketinin başına geçeceğim zaten biliyorsun. Sende bir yıl okulu dondurursun bu süreçte de evleniri-"
Kucağımdaki torbayı kenara bırakarak hızla öne atıldığımda bu sefer dudaklarımızı birleştiren taraf ben olmuştum. Birkaç saniye alt dudağını dişlerim arasında ezerek sonrasında emerken, o da üst dudağıma yumuşak dokunuşlarını bırakmıştı.
"Seni seviyorum Yoongi, çok seviyorum."
"Bende seni çok seviyorum Jimin, ikinizi de seviyorum."
Beni usulca kucağına alarak çöktüğü yerden kalktığında hissetmiş olmalı ki çok geçmeden duraksamış ve yeniden bakışlarını bana çevirmişti.
"Jimin hayır."
"Bulamaz mıyız ki?"
Dudaklarımı büzerek bacaklarımı ileri geri salladığımda belimi daha sıkı sarmış ve derin bir soluk bırakarak başını aşağı yukarı sallamıştı.
"Buluruz güzelim, Ocağın ortasında karpuz da buluruz."
Aferin Delta bey adam ol böyle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who Is Your Soulmate - YoonMin
FanfictionOmega olan Jimin kendisini ruh eşine saklamak istediği için ilk kızgınlığında feromonlarıyla başa çıkmak adına bastırıcı almaya karar verir ancak yüzyılın deltası Min Yoongi'nin radarına takıldığında işler beklediği gibi olmayacaktır. Omegaverse T...