Chifuyu matsuno
O gün bu gündür kendi dış görünüşüm den nefret ediyorum.
Sigaramı yere atıp söndürdüm, parkede siyah bir leke bıraktı. Gözüm oraya daldı.
Bu gün randevum var, psikolog randevusu. Bira mı yudumlayıp gök yüzüne baktım. Sabahın ilk ışıklarıydi, günün en sevdiğim saati. Hem ay'ı hemde Güneş'i gorebiliyordum.
Saate bakıp hazırlanmaya başladım. Kız gibi göründüğüm dusunulmesin diye dolabimdaki her şey siyah, gri gibi renklerden oluşuyordu. Saçmalığa bak tch millet beni kadın sanmasın diye pembe giyinemiyorum ne sikimsonik iş!
Umarım psikolog bana iyi gelir.
Sonuç olarak üzerime uzun siyah bir t-shir ve altıma kargo siyah pantalon giymiş, annemden son kalan şey olan kolyemi ve ortaokul aşkımdan yani "son askim" olan kız dan aldığım bileklik, hiç çıkarmadım.
Hafiften bir esinti vardı, "hava çok güzel" diye geçirdim icimden. Rüzgarin esmesiyle tüylerim diken diken olmuş, beynim kısa süreliğine sanki donmustu.
Sigara yaktım.
Kafami yukari kaldirdim ve Yine dumanı gökyüzüne üfledim, şunları dusunurken; "kaybedecek hiçbir şey im yok, sanki kazanacak bir şeyler varmış gibi yaşıyorum" ancak ben farkliydim. Ne aşık olabiliyor ne hissedebiliyordum.
Yavaş adımlarla her zaman girdiğim dükkan a girdim. Sigara, kirazlı brownie ve su alıp çıktım.
Kulakliklarimi taktım.
-FUYU NO HANASHI-
Mada...
Toke kirezu ni nokotta,
Hikage no yuki mitai na.
Omoi o daite ikiteru
No boku wa kono koi wo
Donna kotoba de tojitara i no
...
Anata no subeta ga
Ashita o nakushite
Eien no nako o samayotte iru yo
Sayonara dekuzi ni
Tachidomatta mama no
Boku to issho ni
Böylesine anlamlı sözler bile etkilemiyordu işte benim yüreğimi, bu bahar esintisinden başka bir şey tüylerimi diken diken etmiyor. Kimseye karşı cinsel bir arzu beslemiyor, besliyemeyecegim. Ask ne? Kalbimi küt küt attıracak bir şey olduğu kesin ama benim kalbim en son 12 yaşımdayken öylesine atmisti. Korkmuştum baba. Hepsi senin suçun.
Sigaramdan çektim.
Acaba ileride benimde kalbim küt küt atar mı?
Sanki aşık olmak istiyor muşum gibi, ağzımdan kelimeler dökülürken saniyeler sonra farkına varmiştim söylediklerimin. Düşünmeden söylemiştim, düşünmeden söylediğim için dürüst sözcükler miydi?
Gerçekten aşık olmak istiyor muydum?
Lakin her şeyden öte aşk neydi?
...
İzmariti yere atıp ayağımla ezdim.
Sigaraya 13 yaşımda başlamıştım. Elimde kalan son şeyi kaybettiğimde, Annem intihar ettiğinde. Bencilsin anne arkanda bıraktığın çocuğunu düşünmeyecek, ona böylesine bir hayat yaşatacak kadar bencilsin.
Daha önce intihar girişiminde bulunmuştum...
İzleri hâlâ duruyor.
Iste geldim.
Ağır ağır yururken kulakliklarimi çantama atmış, çantamı tek koluma yeniden almis ve cebimde burusmus olan sigara paketine baktım.
Çöpe attım.
🚭sigara içmek yasaktır!
Randevum olan oda numarası neydi ya diye sizlanirken bir yandan ensemi kasiyordum. Önümde gece mavisi, uzun saçlı, takım elbise giymiş bir adam belirdi.
"Matsuno bey siz misiniz"diye sordu ve gözlerimin içine bakti. Bu hoşuma gitmemişti, umarım bu adam benim Psikoloğum değildir diye geçirdim icimden.
"Evet benim" diyip kafamı çevirdim. Rahatsız olduğumu anlaması içindi.
"Ah oda burası ben sizin psigologunuzum"dedi, dedi ve bir iç çektim.
Gösterdiği odaya doğru yöneldim, içeri geçtik. Bundan sonra düzenli müşterisi olacağım adam bu mu yani? Kadın bekliyordum mide bulandırıcı. Uzun sure aynı ortamda kalamam ben bununla. Evet bu şekilde düşünüyordum ancak ne kadar kırıcı olduğunun da farkındaydim.
"Henüz hastalığınıza bir tehsiz konulmamış hem tehsiz koyucam hem de pisigolojiniz hakkında size elimden geldince yardım edeceğim"dedi ve uzun, sivri köpek dişleriyle gülümsedi.
"Hm" dedim sadece.
Gerçekten bir an önce olup bitmesini istiyordum. Eve gidip belki biraz hap alırdım. Bunun hayalini kurmakla yetinicem şimdilik.
(...)
"Ben keisuke baji bu arada"
