4- Geri Dönüş

1K 53 0
                                    

"Bu olmaz."
Sude kendi dolabından getirdiği kıyafetleri tek tek bana gösteriyordu. Kendi dolabımdaki Cesur ve Atilla'yı hatırlatan tüm kıyafetleri evden göndermiştim ülkenin en uç noktasına.

Günlük birkaç elbisenin dışında hiç elbisem kalmamıştı bu yüzden. Zaten dolabımı eşofmanla doldurmuştum. Beni en iyi onların sakladıklarını düşünüyordum.

Sude'nin gösterdiği çiçekli elbiseyi elimin tersiyle ittim.

"Bu kesin güzel olacak."

Gösterdiği siyah, göğüs kısmı önden fermuarlı elbiseye şöyle bir baktım.
"Hayır."

"Ya bu?" Bordo renkli, bol dekolteli dantelli bir elbise gösterdi bu defa.

"Fazla teşhir edici."

"O halde bu?"

Mavi renkli şort tulum gösterdi.

"Mavi bana yakışmıyor."

Sonunda tüm elbiseleri yatağın üzerine atıp yanıma oturdu.
"Off! Bade! Biraz yardımcı mı olsan acaba?"

"Bunları giyemem. Tarzım değil. Ayrıca eşofmanın nesi var? Rahatça takılıyorum işte. Bu elbiselerin içinde sıkıntıdan patlarım."

"Güzel olmak için biraz sıkılmak gerekli."

"Sorun da bu ya! Ben güzel olmak istemiyorum."

"Peki ya solist ne olacak? Stefano! Onunla tanışmayacak mısın bugün?"

Alaylı bir tavırla güldüm.
"Allah aşkına Sude. Ben kim Stefano kim? Güldürme beni."

"Asıl sen komik olma! Kızım biz dün gece kulübe gittiğimizde adam etrafta seni arıyordu. İyi olup olmadığını sordu bize. Hatta senden sonra şarkı bile söylemedi."

Gözlerimi kırpıştırdım.
"Kenan'la ağız birliği yapıp beni gülünç duruma mı düşürmeye çalışıyorsunuz?"

"Kenan mı? Ne alaka?" Yüzündeki boş ifade oldukça inandırıcıydı.

"Sude son kez soracağım? Ciddi misin? Gerçekten böyle mi oldu?"

"Elbette ciddiyim. Ama Fatih'e bunu söylediğimi söyleme sakın! Aramız bu ara zaten limoni."

Yüzüme yayılan gülücük dalgaları sevinç çığlıklarına dönüştü.

"Sudee! İnanamıyorum. Bir grubun İtalyan solistiyle tanışacağım."

Heyecandan içim kıpır kıpırdı. Yerimde duramıyordum.

Sude keyifsizce başka bir kıyafet daha gösterdi. Gümüş renkli, dizlere kadar kloş inen, kolları hareketli şık bir elbise.
"Peki bu nasıl?"

"Hmm... Güzel, tamam, bu olsun." Yeniden çığlık attım.

"Oh! Sonunda!"
Sude'nin yüzündeki rahatlama beni ister istemez güldürdü.

"Zor kadınsın vesselam."

"Hayat beni bu hale getirdi." Kıkırdamaya devam ettim.

"Hayata kabahat bulma bence, sen busun ve hepimiz seni olduğun gibi seviyoruz."

"Her ne kadar koluma çip taktırmış olsanız da ben de sizi seviyorum."

Gülerek boynuma sarıldı.

"Hadi ama, sen özelsin. Bazen keşke yerinde olsam diyorum."

"Gerçekten bunu söylüyor musun?"

Yüzüme baktı.
"Ah, hayır, hayır. Tüm olanları hatırlayınca iyi ki senin yerinde değilim."

Görevimiz Mutluluk 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin