2.Bölüm

26 4 0
                                    

Yüzümde istemsizce oluşan garip yüz ifadesinden dolayı Alberto " Sana ne gibi bi işkence yaptılar da anneni bile unut-" cümlesini yarıda kesiti ve ortak salonda bulunan kütüphaneye doğru koştu, boynumu arkaya doğru çevirim ve Alberto'ya baktım. Sanki birşey arar gibi kitapları teker teker kontrol ediyor, kontrol ettiklerini de yere atıyordu, Chris daha fazla dayanamayıp "Deli deli hareketler yapma ne arıyorsun söyle bize" diye Alberto'ya çıkıştı, Alberto bi yandan kitapların sayfalarına bakıp birşeyler ararken bi yandan da Chris'e cevap veriyordu " David bizim yanımızdaydı sonra mektup geldi ve annem ormana çağırmış onun yanına girmem lazım dedi ve gitti sonra geldiğinde ne Kate ablayı hatırlıyo nede olan biteni ya bi iksir yada bi büyük yüzünden böyle oldu başka bir açıklaması olamaz" o zamana kadar herkes için Alberto dersleri dinlemez ve umursamaz biri olarak görürdü ama şuan mantıklı sorular soran ve çözüm arayan tek kişi oydu " Kate de kim?" Diye sordum hep bir ağızdan " Annen " cevabını ikinci kez almıştım Johsep " elindeki atkının sahibi hufflepuff ile yaptığımız kavgadan sonra kanayan dudağını atkısıyla silmişti sonra sende kaldı ve hiç çıkarmadın, bunu da mı unuttun kardeşim" sanki biri anılarımdan birilerini çıkarmış gibi hissediyorum bazı anılarım boş ama duyguları duruyor "Hatırlamıyorum" diyerek elimde duran atkıyı Johsep'e gösterdim ve devam ettim cümleme "Bu yandaki işlemler tam olarak ne" Chris cevap verdi " D.M David Monroe, K.H.M de Kate Hera Monroe senin ve annenin baş harfleri" işte burda bi saçmalık vardı " Benim soyadım Serpent, Monroe değil" "öff burda yok ama kimden öğrenebilirim biliyorum" diğerek hızlı bir şekilde haneden çıktı Alberto. Chris "Kardeşim şimdi sen kesinlikle anneni hatırlamıyosun ama işkence yapıldığını hatırlıyosun ve sana işkence yapanlar karanlık taraf doğru muyum" " Evet yani neyi hatırlamadığımı bile bilmiyorum ki" Galagtus hep çok sessizdi aynı yaşta olmamıza rağmen bana hep abi derdi anlık olarak ona baktım çünkü bizim ekiple ne kadar da yakın olsam beni gittiğim her yerden takip eden ve uzaktan beni korumak umudu ile peşinden ayrılmayan bi o vardı " sende bişeyler var mı Galagtus" Galagtus cevapladı "Yani abi sen Kate abla ile konuşçam diyince ben yine plan yaparsınız diye gelmedim" dedi şimdi de plan çıktı başımıza "Ne planı?" Chris lafa girdi "şşşş sus bi " diğerek etrafına baktı bizden başka birinin olmadığını görünce alçak bir ses tonu ile "Karanlık ordunun okula sizma planı" ne alak ne alak ya ben daha öğrenciyim bir de ölüm yiyen mi oldum. Bi anda sol koluma baktım ve herhangi bir işaret yoktu "50 sene öncesinde değiliz David artık dövme falan yapmıyorlar" elbette artık dövme yapılmıyor ama endişeden ne yaptığımın farkında bile olamıyorum, elimde değil. Chris ve Johsep neleri unuttuğum hakkında bana birkaç soru sormaya başladılar bazılarına cevap versem de bariz olarak Kate ile ilgili hiçbir soruya cevap veremedim, birkaç dakika sonra içeri nefes nefese kalmış Alberto girdi elinde bir kitap vardı, bi kitaba bi Alberto'ya baktım ve kitabı bana uzattı " bak bak şurda yazıyo" işaret parmağı ile obliviate yazılı kısmı gösterdi " oku bak burayı " diyerek cümlesini sonlardır ve koltuğa oturdu, içimden okuyama başladığım sırada Chris "Sesli oku da hepimiz duyalım" dedi ve tekrardan başa alıp okumaya başladım. Kısaca kitapta obliviate'in doğru kullanıldığında anıları silme büyüsü olduğunu silinen anıların ise anca dehşet verici işkencelere mağruz kalarak belki tekrardan hatırlanabileceği yazıyordu. "Yani yine de neden sorusunun cevabı değil bu" diğerek kitabı önümde duran masaya bırakıp ayaklandım, benile beraber Chris, Alberto ve Johsep de ayağa kalktı "Siz oturun ben biraz kestiricem" dedim ve yatakhaneye doğru ilerledim.

Kendi yatağımın olduğu kısma geldiğimde aklıma özel anılarımı yazdığım defterim geldi, sandığımı açtım ve içinden yeşil renkte üstünde 'David S.M' işlemeli deftere elimi uzattım hemen defterin yanında duran mektuplar tekrardan dikkatimi çekmişti hem defteri hem de mektupları eline aldım ve sandığı kapatıp yatağıma yöneldim, yatağın üstüne oturdum ve mektupları yanıma bıraktım elime defteri aldım ve okumaya başladım ilk 3 sayfası hogwartsa ilk geldiğim zaman ve arkadaşlarıma ayırdığım sayfalarda unuttuğum bir anım var mı yok mu diye bakmak için o sayfaları da okumaya başladım özetle Alberto, Chris, Galagtus, Johsep ve Helios ile nasıl tanıştığım ve kısa zamanda çok yakın arkadaş olduğumuzdu, ama bu anılarımda herhangi bir kopukluk yoktu gayet net bir şekilde her anımını hatırlıyordum, 4. Sayfaya geldiğimde 'Bugün babam ile konuştum görev için Rusya'ya gitmesi gerekiyormuş, alıştım artık sürekli görevde olmasına. Babama bir kadın ile tanıştığımı anlattım kadının ismini söylediğimde babamın göz bebekleri büyüdü ve sinirli bir şekilde sakın bir daha o kadınla konuşmuyorsun David diye yükseldi, babamı hiç bu kadar sinirli görmedim' devamını okumadan önce başlıyoruz diye fısıldadım, ve okumaya devam etttim 'Kate profesör kötü biri değil hem okulda bana baya yardımcı oluyor diye anlatırken babamın daha çok sinirlendiğini yüz mimiklerinden anlıyordum ama nedenini bilmiyorum acaba neden Kate ablaya karşı bu kadar sinirli? Sonra yumuşasın diye babama ne zaman geliyosun, geldiğinde şuraya gidelim mi buraya gidelim mi gibi sorular soyama başladım hepsini geçiştirmek için onayladı ve göreve gitmek için bakanlığa geçti bende okula geri döndüm' hız kesmeden bir diğer sayfaya geçiş yaptım ' Bugün Kate abla ile göl kenarında konuşurken bana babam, annem ve benim hakkımda çok soru sormaya başladı hepsini doğru bir şekilde yanıtladım sonuçta ona çok güveniyorum, okulda ne zaman profesör odasında olsam haklı olup olmama bakmadan beni savunuyor ve en az ceza almam için elinden geleni yapıyordu, o sadece okulda bi revir görevlisiydi bazen de ders açıyordu ama onu gerçekten çok sevmeye başladım' bu defter belki anılarımı aydınlatır diye düşünmüştüm ama daha çok karanlığa sürükledi beni ' Kate abla ile yine göl kenarında konuşurken bana birşey söylemesi gerektiğini bunun çok önemli olduğunu ve gerçekten onun da bu durumu yeni öğrendiğini söyledi, pür dikkat onu dinlemeye başladım ve bana şunları söyledi " David okulda 6 aydır görev yapıyorum aslında öğrencileri pek sevmem ama seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun" o bana böyle iltifat ettikçe çok mutlu oluyordum yüzümde kocaman gülümse ile onu dinelmeye devam ettim " Ben 14 sene önce bi doğum yaptım ve bana oğlumun öldüğünü söylediler" yüzümde oluşan gülümseme son sözleri ile aniden yok oldu ve Kate abla için üzülmeye başlamıştım ' defteri okudukça şaşırmamak elimde değildi ve daha ilk sayfalardaydım okumaya devam ettim ' içimden beni belki oğlu yerine koymuştur diye düşünürken o konuşmaya devam etti " Sonra babandan bir mektup aldım oğlumdan uzak dur diye başta anlamadım ve görüşmek için bir yere çağırdım, geldiği zaman söyledikleri şeyler ile şok olmuştum anlattığı olaylar ile parçalar yerine oturmaya başladı sen benim seneler önce öldü sandığım oğulmsun David" BABAM BANA ANNEN Bİ SEHERBAZDI VE BI SAVAŞ ESNASINDA ÖLDÜ DEMİŞTİ AMA ŞUAN KARŞIMDA DURAN KADIN ANNEMDİ' zamanında bu defteri yazarken nasıl şok olmuşsam şuanda da okurken şok oluyordum yani benim annem Kate ve ben onu hatırlamıyorum belki birşeyler bulurum diye diğer sayfaları da okudum ama diğer sayfalar da sadece annemle şunu yaptık bunu yaptık, babamdan nefret ediyorum çünkü bana annemin öldüğünü söyledi tarzı şeylerdi en son sayfayı açtım ve birkaç cümle okumaya başladım, işte bu bu da puzzle'ın eksik olan parçalarından bir diğeriydi ' Annem beni önemi şeyler konuşmamız lazım, diye her zaman konuşmak uzun uzun dertleşmek için gittiğimiz göl tarafındaki yeri çağırdı heyecanlı bir şekilde oraya gittim ve annem bana bi ölüm yiyen olduğunu benim de onun oğlu olduğum için ormanda eğer birleri beni kaçırmaya kalkarsa diye Clara'nın misafiriyim ve onun için bilgi getirdim dememi istediğini söyledi. Bir iksirci olduğum için sürekli gizlice ormana girip iksir malzemesi topluyordum bu durumu bildiği için bana bunu söyledi galiba ama babam bi seherbazdı, işi ölüm yiyen tutuklamak veya öldürmek olan bir meslekdi anneme babamın bunu bilip bilmediğini sordum ve bana baban bildiği için 14 senedir senden uzakta kaldım dedi şimdi daha mantıklı gelmeye başladı babamın beni neden uzak tutmak istediği. Ben şu anda bi ölüm yiyenin kimliğini biliyorum okulda görev yaptığını ve bir sürü şeyi ama o benim annem ve bu sır benimle mezara kadar gelicek' şimdi biraz daha aydınlandım ama hala soru işaretleri var o çadırda bi kadın hatırlıyorum ,bana işkence yapan bi kadın ama yüzünü hatırlayamıyorum aynı çadırdaki diğer yüzler gibi. Bi yandan sorularıma cevap bulurken bir yandan yeni sorular doğuyordu. Defteri kapattım ve sağ tafa bıraktım sol tafta duran mektuplara doğru uzattım elimi...

RunicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin