Annem buz kesilmişti. Benimse vücudumdan korkunç bir sıcaklık geçti. Beynimde değişik karıncalanmalar oluyordu.Boğazıma bir şey durdu ve nefes alışımı engelliyordu.Ve sonunda gözyaşım düştü... Doktora nefret dolu gözlerle bakarak
-''Vampir diye bişey yoktur. Bu çok saçma? '' dedim. Adam bu sefer *sonunda*beni taktı ve üzgün bakarak
-''Vampir diye bişey var. Sen ister inan ister inanma!'' dedi son cümleyi bastırarak söylemişti. Annem sonunda kendine geldi ve
-''Bu bi tür hastalık felan gibi bişey mi? Yani... tedavisi falan var mı ?'' dedi ve alaycı bir gülüşle
-''Bana sakın o filmlerdeki vampirlerin gerçek olduğunu söylemeyin!'' dedi.
Doktor gayet ciddi bir ses tonuyla
-''Onlar gerçekten var!'' dedi. Annemle, adama resmen he he sensin bakışları atıyorduk. Sonra dayanamayıp
-'' Eğer bu gerçekse neden bu zamana kadar bi insan onları görmedi? Bilim adamları çoktan üstlerinde inceleme yapmış olurlardı '' dedim.
Doktor bilmiş bakışlar atarak:
-''Hiç kimse onları görmedi çünkü onlar gizliler. Canınız istediğinizde onları göremezsiniz. İnsanlarla aynı ülkede,aynı şehirlerde yaşıyolar ama onlarla bir arada değil.Olabildiğince onlardan uzakta yaşıyolar.'' dedi.
Dedektif edasında adama yine gözlerimi dikerek:
-''Madem insanlar onları bilmiyorlar... Siz nerden biliyorsunuz ? İçinize felan mı doğuyor? '' dedim.
Doktor yine o buz gibi bakışlarıyla ve çok sakin bir ses tonuyla
-''Çünkü ben de vampirim.'' dedi.
Annem araya girerek:
-'' O, daha yeni oluyor. Bunu engelleyemez miyiz ? Yada vampir olduğunda ... kızıma ne olacak?'' dedi ve ağlamaya başladı.
Normalde annemin ağlamasına dayanamazken şu an hiç bişey hissetmiyordum. Sadece annem için değil her şey için hiç bişey hissetmiyordum.
Doktor sessizliği bozarak
-''Bu... herhangi bişey değil. Bunu engelleyemeyiz. Anjil'in tek yapması gereken vampirlerin kurallarını öğrenmek ve onlara uyum sağlamak. Hatta başka şansı da yok zaten.Çünkü onlar çoktan Anjil'in vampir olduğunu biliyorlar.'' dedi.
-''Size 2 gün süre verilir. Ya kızınız kendi gider ve sizinle yine görüşebilir. Ya da onlar kendileri zahmet edip alırlar ve bu sefer görüşme şansınız olmayabilir. ''
Adam benim geleceğim hakkında konuşurken çok sakindi. Bu gerçekten sinirimi bozuyordu.Ses tonu hem bizim tarafımızdanmış ve bize destek oluyormuş gibi hem de sanki bi mesaj veriyormuş gibiydi. Ama endişeli olduğu kesindi.
Jason'ın son dediklerini aklımda tekrar tekrar düşündüm ve anneme dönerek
-''Bu benim kaderim ... ve ben buna mecburum anne.Seni göremesem daha mı iyi?'' dedim annem ağlayarak bana sarıldı ve kulağıma
-'' Biliyorum ... biliyorum...'' dedi.
Eve geldiğimizde saat 15.47 falandı. Kafamı dağıtmak istiyordum.Normalde böyle zamanlarda insanlar hemen arkadaşlarını arar ve dertleşirlerdi.Ama ben bu duyguyu hiç bilmiyorum. İlk okulda dışlanmıştım... Orta okulda kendim insanlardan uzak durmuştum ve lisede insanlardan nefret ediyordum. Hepsi çok gariplerdi. Hepsi birbirinden farklıymış gibi görünselerde içlerinde hepsi aynıydı. Erkekler sadece kızları kullanıyor,kızlarsa sadece erkeklerin peşinde koşuyordu. Sınıfta tanıdığım belirli 1-2 kişi vardır. Onlarda ara sıra bişeyler istediğim kişiler.Aslında belkide sınıfta beni tanıyan tek kişilerde onlardı. Her gün gittiğim okulda,beni sanki ilk defa görmüş gibi bakan insanlar olurdu. Kısaca arkadaşım yok! Yani içimdekileri anlatacağım biri yok! O yüzden bende odama gittim ve anneme 15 yaşında ağlaya sızlaya aldırdığım gitarımı çalmaya başladım.Gitar çalmak beni çok dinlendiriyordu.Rahatlıyordum. Aslında , evet benim arkadaşım gitarımdı. Annem kapıyı tıkladı ve 5 sn sonra içeri girdi.Bana gülümsüyordu. Annemin bu gülümsemesini bilirdim.Bana her zaman güç veren o gülümsemesi...
Yanıma oturdu ve
-''Nasıl gidiyor? Yeni şarkılar var mı ?'' dedi. Bana hiç bişey olmamış gibi davranıyordu.
-'' Bu aralar sürekli bi melodiyi çalıyorum.Sanırım ellerim onu şarkı yapmamı istiyor.''dedim gülerek. Annem güldü ve sonra derin bi iç çekti
-'' Vampirlerin yanına gitmek istiyor musun ? Doktor daha yeni aradı. Orası bi okulmuş. Orada senin yaşında bir çok kişinin olduğunu hatta %85 nin senle yaşıt olduğunu, sıkıntı çekmiyeceğini söyledi. Ne düşünüyorsun ?'' dedi.
Normal bi soruya cevap verirmiş gibi bi ses tonuyla
-''Oraya... gideceğim. Buna mecburum'' dedim .Gülerek '' Bilemeyiz, belkide gerçekten güzeldir ha?'' dedim. Annem gülümseyerek
-'' Belkide..'' dedi. Gülümsüyordu ama içinden üzüldüğüne emindim.
-''Anne!'' dedim annem aniden dönerek
-'' Efendim?'' dedi.
-'' Sence... bu sefer arkadaş edinebilir miyim ? Yani orada insanlar beni anlarlar mı? Benimle arkadaş olmak isterler mi ? Yoksa şu anki okulumdakiler gibi önyargı ve kibirle yine beni dışlarlar mı?'' dedim.
Annem yine o güç veren gülümsemesiyle
-''Bilmiyorum. Ama belkide ilk adımı sen atmalısın ha? İnsanlara gülümse mesela. Konuşmaya çalış.İçimden bi ses bu sefer arkadaş edinebileceğini söylüyor.'' dedi.
Buruk bi şekilde gülümsedim.Annemin yine yüz asıldı ve
-'' Yarın akşam gitmen gerekiyormuş. '' dedi. Ayağa kalktı ve göz yaşlarını zorla içinde tutarak
''Hazırlanmalısın '' dedi ve odadan çıktı.
Hazırlanmak mı? Bu kelime çok garip gelmişti. Yada annemin bahsettiği anlamı bana çağrıştırmıyordu. Hazırlanmak kelimesi bana herşeye yeniden başlamaya hazırlan yada yine küçümseyici bakışlara hazırlan anlamında gelmişti. Ama içimden bi ses bunun sil baştan yapıp , her şeye yeniden başlamak anlamına geldiğine inanmamı istiyordu. Belkide aslında ben sadece bunun olmasını istediğim içindi...
Bölümü umarım beğenmişsinizdir. Yeni bölüm ne zaman gelir bi fikrim yok çünkü bu aralar sınavlarım var malesef. -_- İnş en kısa sürede yazabilirim. Görüşlerinizi bekliyorum ^^ Beni okumaya devam edin ^^ hahaha :D Yine yazım hataları olabilir görmezden gelin yada rahatsız ediyorsa bana bildirin lütfen ^^ Teşekkürler :* ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Midnight Sun Magic
VampireVampir olmak bir çok insana eğlenceli gelebilir. Ama işler pek de öyle değil. Yeni özellikler... Yeni okul... Yeni arkadaşlar ... Bunlara alışmak çok da kolay değildir. Anjil insanlara fazla güvenemeyen, kendi içinde her şeye pozitif bakan ve hiç a...