97. Kore Ulusal Bilim Fuarı Açılışı
Burada olmayı o kadar çok beklemiştim ki... Yıllardır inşa ettiğim hayallerimin üzerine bir tuğla daha koyacaktım bugün. Gecemin gündüzümün belli olmadığı zamanlar olmuştu. Pes ettiğim, ağladığım ve sonra da delicesine güldüğüm zamanlar... Ama hepsi şimdi yok olup gitmişti buraya adımımı attığımda. Tüm endişelerim bir rüzgar esmişçesine savrulmuştu üzerimden.
Buradaydım. Çabalarımı taçlandırmak için hazırdım. Soğuk soğuk terliyordum geldiğimden beri heyecandan, ta ki her sene ekran başında ayılıp bayılarak izlediğim o geleneksel açılış yapılana kadar.
"Değerli gençlerimiz,
Siz geleceğin kurucuları, kalplerinizdeki bilim ve öğrenme aşkını asla kaybetmeyin. Asla vazgeçmeyin. Nerede olursanız olun, ne seviyede olursanız olun, isterseniz yolun başında olun yine de bırakmayın. Ne olursa olsun başlayın ve başladığınız işi sonucu ne olursa olsun bitirin. Her zaman bilimin ışığında, bilimin önderlerinin eşliğinde yürüyün. Ve bugün her sene olduğu gibi içinizdeki aşkı harmanlamak için düzenlediğimiz bilim fuarımızın açılışını yapıyorum. Bu sene burada olma şerefine erişen gençlerimiz, onları izleyen ve gelecekte burada olacak olan gençlerimiz ve tüm bilimseverler! 97. Ulusal Kore Bilim Fuarı'nı açıyorum! Bilimle kalın!
Tüylerim diken diken olmuştu. Televizyon başında hayalini kurup şimdi ezberlediğim bu sözleri canlı canlı dinlemek... Bambaşkaydı. Hislerim ağır gelmeye başlamıştı. Annem sırtımı sıvazlayıp destek vermeye çalıştı. Üzerine konulan babamın eliyle de destekleri her bir hücreme işledi. Gözümden bir yaş isteğim dışında düşüp yeri buldu. Sırtımdaki ellerin yönlendirmesiyle masama ilerledim. Giderken başımı kaldırdım. Hiç olmadığı kadar dik duruyordum şimdi.
...
Fuar işleyişine göre masalarımız tek tek gezilir, icatlarımız incelenir ve değerlendirmeye alınırdı. Çalışma düzeyi kontrol edilirdi. Hata sevilmezdi. Hata varsa sıralama yoktu. Ve işte şu anda komünite benim masama yaklaşmaktaydı. Titrememi durdurmaya çalışıp gözlerinin içine baktım. Kararlı bir duruş sergilemeliydim. İcadımı tanıtmamı istediler bir taraftan incelerlerken.
"Görme duyusunu kullanamayanlar için oluşturdum icadımı. Şu an basit bir gözlük formunda. Gözlüğün arka tarafında ip kalınlığında bir kablo uzanıyor ki bu da kulağın arkasından sinirlere ulaşmayı hedefliyor. Gözlüğün camları etraftaki nesnelerin yaydığı dalgaları toplayıp görüntüye dönüştürüyor. Ve bu kablo yardımıyla... Elini gözlüğün ucundaki kablolara uzattı... beyne giden görüntüler kişinin görmesini sağlıyor." Ellerimi oldukça kullanarak açıkladım. Bir süre daha baktılar. İşlerliği nasıl ölçeceklerini düşünüyordum. İcadı alıp arkadaki bir diğer kişiye verdi en öndeki adam. Ve diğer masaya doğru uzaklaştılar.
Başımı öne bıraktım ve derin bir nefes verdim. Annem ve babam yanıma gelip en güzel tebessümlerini sundular bana. O sırada kominütenin ana binaya girdiğini gördüm. İşlevsellik testine tabii tutulacaktı icatlar. Beklememiz gerekiyordu. Ama bu heyecanla bekleyebileceğimden emin değildim...
...
Açılışı yapan adam- fuarın düzenlenmesinin öncülerinden- tekrar mikrofon başına geçmişti. Testlerin sonuçlarını aldıklarını, sıralama hakkında konuşup karar verdiklerini dile getirdi. Saatime baktığımda icadımın alınmasının üzerinden yaklaşık iki buçuk saat geçtiğini gördüm.
"Hepiniz iyi iş çıkardınız, her zamanki gibi. Her sene buraya kim gelirse gelsin güzel şeyler sunar. Kimilerinde hata olur, kimileri ise kusursuzdur. Bu sene de yine aynı şeylerin geçerli olduğunu gördük. Komünitenin seçimlerine göre huzurunuzda ilk 3'ü açıklıyorum."
Tamam. Her seferinde 'daha fazla heyecanlanamam' diyorum ama bu sefer gerçekten daha fazla heyecanlanamam.
"3."
Söyle artık..! Etrafa göz attı. Ardından gülümseyen yüzü iyice aydınlanarak coşkuyla bağırdı: " Choi Soobin!"
Hızlıca etrafıma bakıp bahsedilen kişinin kim olduğunu görmeye çalıştım. Açıkçası zaten kendini çok belli ediyordu: Dizlerinin üstüne çökmüş ve ağlamaya başlamıştı. Stresle gözlerimi tekrar sahneye çektim.
"2."
Öleceğim... Bu kelimeyi kolay kolay sarf etmem ama şu an durumuma uygun bulduğum başka bir kelime yok.
"Kim Sun-woo!" Başım dönüyordu. Sanki siyah beyaz karelerle kusursuz şekilde süslenmiş bir odanın içine çekiliyordum. Mide bulantısı aynı anda baş göstermişti.
Sun-woo'yu daha önce katıldığında görmüştüm. Yanlış hatırlamıyorsam 3 sene önceydi.
Olabilir miydi? 1. olabilir miydim? Bu sorulara kalbim 'evet!' diye haykırsa da beynim kararsız kalmış gibiydi. Ve işte asıl bu beni korkutuyordu.
Ve bu senenin 1.si olup 97. Kore Ulusal Bilim Fuarı kazananları tablosuna fotoğrafını koyduran ismimizi açıklayacağım. Artık rakipleriyle beraber uluslararası fuara katılmaya hak kazanan kişi...
Başarı merdivenlerini koşarak tırmanıp bu yaşta başarıyı yakalayan gençlerimizin bu seneki temsilcisi...
Daha ne kadar uzatabilirsin, diye geçirdim istemsizce içimden.
"ROH JI-SUN!!!" Benim adım söylenmiş miydi? Ben neredeydim? Herkes bulanıklaşmaya başlarken gözlerimin dolduğunu anladım. Başım da dönmeye başlamış gözlerindeki yaşları zar zor seçebildiğim annem, yanı başımdaki babama beni tutmasını söylüyordu. Annemin ellerinin ellerimde olduğunu o an fark etmiştim. Demek ki bundandı baştan beri vücuduma yayılan ateş.
Duyduklarımın yanlış olmasını dilerken babamın tutmasıyla yere düşmekten kurtulmuştum. Ve bir damla gözyaşı düştü gözlerimden betona. Koskoca alanı kaplayan konfetiler birer birer siyah beyaz olurken haykırdı düşüncelerim:
Ey Ay! Bil ki bu gece bu çocuk öldü. Ne zaman dirilir bilmem. Ey Yıldızlar! Bilin ki bu çocuğun hayalleri bu gece suya bile düşemedi, asılı kaldı havada!
Hava kararmamıştı. Ama her şey artık benim için siyahtı.
...
Başlama tarihinizi alalım şuraya------->
13.09.2022- Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Years Ago~Chanmin
FanfictionChan 21 yaşında bir öğrenci. Hayali Kore Ulusal Bilim Fuarı'nda yer alabilmek. Seungmin ise henüz 19 yaşında. Çok küçük yaşlardan beri gözlerinde ağır bir görme kaybı var. ... Chan ve Seunmin'in kaderleri bir festivalde dondurmacının önünde karşı ka...