7

496 41 67
                                    

Wonwoo, sevdiği çocuğun gözünün önünde başkalarıyla yiyişeceğini bilmesine rağmen aynanın karşısına geçerek kravatını takmaya başladı. Kısa bir süreden sonra dışarıdan gelen korna sesi ile odasının penceresinden dışarı baktı. Gelen arabanın sahibinin Mingyu olduğunu görmesiyle son kez aynaya bakıp parfümünden birkaç fıs sıkıp evden dışarı, arabaya doğru ilerledi.

"Hyung evde mi takılsak neden bu kadar çok hazırladın. Herkes sana bakacak."

"E amacımız bu değil miydi? Hep sen mi insanlarla yiyişeceksin biraz da ben takılayım değil mi?"

"Ha diyorsun ki bugün kavga etmeden dönmek yok peki madem sen istedin."

Wonwoo hafif kıkırdayarak sağındaki camdan dışarıyı izlemeye başlarken Mingyu, arabayı çalıştırıp gidecekleri bara doğru sürmeye başlamıştı. Birkaç dakika sonra Wonwoo bunun midesini bulandırdığını hissederek solundaki Mingyu'ya döndü. Arabaya ilk bindiğinde dikkatini çekmemişti ama Mingyu, Wonwoo'nun onun için aldığı gömleği giyiyordu bu onu yeterince mutlu ederken gömleğin birkaç düğmesinin açık olduğunu görmesiyle hızlıca önüne dönerek sesli bir şekilde yutkundu. Daha sonra tekrar ona baktığında gözlerini biraz daha aşağı indirmişti. Bu onun için kötü düşünmek için yeter de artardı.

"Evett geld- hyung iyi misin betin benzin atmış."

"Evet evet iyiyim sadece dışarıyı izlerken midem bulandı o kadar geçer birazdan."

"Anladım. İn biraz hava al."

Wonwoo, Mingyu'nun dedikleriyle araban inerek derin bir nefes almıştı. Hiçbir şeye yükselmeyen Jeon Wonwoo, Mingyu'nun tek bir görümüne bile fazlasıyla yükseliyordu. Bugün kendini tutabileceğini hiç sanmıyordu.

"Mingyu, şu an gayet iyiyim girebiliriz."

Küçük olan büyük olanının belinden hafif tutarak gaybarın içerisinden girmişti. Gördükleri ilk koltuklu masaya oturduklarında alkol olarak ilk önce bir şişe jagermeister sonra tekila daha sonra viski derken ikisi de yeterince sarhoş olmuştu. Bu sefer diğer günlerin aksine kimse Mingyu'nun yanına gelmemişti muhtemelen Wonwoo'yu sevgilisi sanmışlardı.

"Hyung"

"Efendim Mingyu?

"Sanırım gözüme birini kestirdim."

Mingyu, Wonwoo'nun bir şey demesine vermeden direkt dudaklarına kapanmış bir yandan emiyor bir yandan da koparırcasına ısırıyordu. Büyük olanın da karşılık vermesiyle öpüşmeleri hızlanan ikili nefes alamayacak raddeye geldiklerinde dudaklarını ayırıp alınlarını birleştirmiştiler.

"Lavaboya gitmeye ne dersin?"

Mingyu buna cevap vermek yerine onu kolundan tutup lavaboya doğru sürüklemeye başlamıştı. Boş buldukları ilk kabine girerek hızlıca birbirlerinin üstündekileri çıkarmaya başladılar. En sonunda Wonwoo, Mingyu'yu duvar ile arasına alarak sert bir şekilde öpmeye başlamıştı.

Küçük olan, ellerini büyüğünün saçlarına, büyük olan, bir elini küçük olanın beline bir diğerini ise yanağına yerleştirmişti. Küçük olan, karşısındakinin saçlarını çekmesiyle gelen inleme sesi ikisinin ağzında adeta yankı yapıyordu.

Tekrar nefessiz kaldıklarında dudaklarını ayırdılar bu sefer Wonwoo dudaklarını küçüğünün boynunda izler bırakacak derece gezdiriyor, öpüyor, emiyor ve ısırıyordu. İşte bu sefer koca lavaboyu Mingyu'nun inlemeleri dolduruyordu.

"Wonwoo"

"Bana hyung diye seslen."

"hyung dayanamıyorum."

movie | meanieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin