tırnaklarıma yeni sürdüğüm kan kırmızısı ojenin üstüne üflerken derin bir nefes alarak oturduğum -daha doğrusu dizlerimi kendime çekerek, küçücük yere oturmaya çalışarak saçmasapan bir pozisyona girdiğim- tek kişilik koltuktan kalktım ve tek elimi oje kurusun diye yellerken mutfağa ilerledim.
mutfağa vardığımda evde yiyebileceğim ne var diye düşünürken buzdolabına doğru adımlayarak açtım ve hiçbir şey kalmadığını görünce oflarken geri çekilip buzdolabını kapattım. elimi kapanan buzdolabına çarparken kolay kolay acı hissetmediğim için bu acıtmamıştı fakat ojesi kurumayan elim olduğunu hatırlayınca yüzümü buruşturarak ojelerime baktım, neyse ki sağlamlardı.
üzerimdeki şort pijama ve sweatshirte bir bakış atarak düşündüm, bence böyle markete çıkıp bir şeyler alabilirdim. ayakkabılarımı giyerek ev anahtarlarımı aldım ve sweatshirtin cebine atarken kredi kartımı da attım. evet, doğaüstü bir kişi olmam bile borç batağında olmama engel olamıyordu.
birkaç sene öncesinde parayı umursamadan marketteki görevliyi şimşeklerle çarparak bayıltıp bütün her şeyi alarak gittiğimi hatırlayınca yüzümde belirli belirsiz bir gülümsemeyle evden çıktım.
birkaç sene öncesine göre gözle görülür bir şekilde değişmiştim ama bu görünüşle alakalı değildi. karakterim çok kötüyken, daha doğrusu kötülerin yönlendirmesindeyken iyi ve doğruya yönelmiştim, gücümü bunun için kullanmayı seçmiştim.
evden çıkıp arkamı dönerek kapıyı kilitledim ve yürümeye başlayacakken karşı eve birinin taşınacağını gördüğümde gözlerimi merakla oraya diktim. taşıma araçlarının arkasına bakarken gördüğüm kişiyle şaşkınlıkla ona baktım. beni fark etmediğini görürken hızla markete yürümeye başladım.
draco malfoy.
birkaç sene önce, kötü insanlara hizmet ettiğim zamanlarda aynı insanlara hizmet ediyorduk. ben kötülüğün ve gücün verdiği hayatı çok severdim, o ise hiç sevmezdi. benim aksime o bunu yapmak zorundaydı.
bir gün onu kötülükten kurtarmıştım ve ondan sonra onu hiç görmedim. ama şimdi, burada karşı evde yaşayacaktı ve çok mutlu olduğunu görebiliyordum. yanında sevgilisi ya da eşi vardı, çünkü kardeşi ya da ablası olmadığını biliyordum.
markete girdiğimde yanaklarımda bir ıslaklık hissetmiştim. elimi yüzüme getirerek ovuşturdum ve bunu hızlı yaptım ki kimse aptal gibi ağladığımı görmesin. hızlı bir adımla makarnaların olduğu tarafa ilerledim ve hazır sosla makarna alıp bir de kola alarak kasaya geçtim, parasını ödeyerek marketten çıktım.
elimdeki poşetle eve doğru ilerlerken geldiğimde anahtarımı cebimden çıkarıp kapıyı açtım. son kez karşı eve bakarken yanındaki kızın bana gülümsemesiyle panikleyerek hızla eve girip kapıyı kapattım.
draco beni fark ederse ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu, bu ihtimalin üzerine düşünmek de istemiyordum.
esneyerek mutfağa girdim ve poşetten makarna ile sosu çıkarırken kolayı dolaba koydum. bir tencereye su koyup ocağın altını açtım ve suyun kaynamasını beklerken televizyonu açtım. arkada ses olsun diye bir dizi bulurken fokurdama sesiyle tencerenin içine makarnanın paketini açıp döktüm. tuz atıp karıştırdım ve mutfak sandalyelerinden birine oturup televizyon izlemeye başladım. gözümü bir yandan saatte tutarken makarnayı bekledim.
makarna nihayet piştiğinde sosu çabucak hazırlayıp makarnayla buluşturdum ve kola çıkarıp bardak da çıkardım. sonunda masaya oturup ağzıma bir lokma koyabildiğimde olabildiğince karşı evimdeki draco ve sevgilisi mi her neyse bilmediğim kızı düşünmemeye çalıştım. yemek yerken karşımdaki televizyona odaklanıp saçmasapan olan diziyi izlemeye başladım.
kapım ansızın çalındığında saatlerdir dizi izlemekten yiyemediğim makarnaya baktım ve seslendim. "geliyorum!" çatalı bırakıp çabuk adımlarla kapıya ilerledim ve kapıyı delikten bakmadan açtığımda gördüğüm kişiyle hafif kaşlarımı çattım. "merh-"
"selamm iyi akşamlar, kusura bakma." kız sinir bozucu bir tatlılıkla sözünü tamamladı. "şey ben yeni komşunuzum da... daha doğrusu biz- şey sevgilim gelemedi evle uğraşıyor..." bana elindeki tabakta olan yeni olduğu her halinden belli olduğu keki uzattı. "bunu sana getirmek istedim, rahatsız ettiysem özür dilerim."
sevgilisi olduğunu öğrenirken içimdeki burukluk hissinden yüzümü buruşturmamak için zor durmuştum. elindeki tabağı alırken derin bir nefes verdim. söyleyeceğime pişman olduğum sözler dudaklarımdan çıkarken hiç düşünmemiştim. "gel istersen sevgilin evle uğraşırken biz biraz kek yiyelim, tanışmış oluruz."
•
yaklaşık beş yıl önce
"bu senin için." elimdeki zarfı draco'ya uzatırken bana sorgulayan bakışlarla bakıp homurdandığında zarfı eline tutuşturdum. "hadi ama, bu sefer kötü bir şey değil." bu sefer gözleri bıkkınlık ifadesinden çıkıp merak ifadesine bürünürken zarfı açışını izledim.
bana sorgular bir şekilde bakmasıyla ben de elindeki bir tomar parayla bakarken konuştum. "burada olmak istemediğinin farkındayım ve normalde bunu yaparsam cezası ne olur bilmiyorum ama umrumda değil." bakışlarım yumuşarken konuştum.
"burada olmak istemediğin her halinden belli draco. bu parayı al ve ne kadar uzağa gidebiliyorsan git. istersen insanların arasına dön, istersen bu dünyada kal... bir iş kurabilmen ve ev geçindirmen için bir aylık yetecek bir para var orada." bana inanamaz bir şekilde bakarken konuştu.
"ama... ama gidersem peşime düşecekler, bunu biliyorsun. bunu yapamam, bu çok riskli."
kafamı 'bu bir bahane değil' dercesine iki yana yavaşça salladım. "ben halledeceğim, sihrini kullan ve iz bırakmamaya bak. sonuçta bunun için senelerce eğitim aldık." boğazımı temizlerken konuşmaya devam ettim.
"burada kalırsan suçluluk hissinden kendini öldüreceksin. gidersen ise ya mutlu sona ulaşacaksın, ya da seni bulup öldürecekler. iki türlü de istediğin şey oluyor. onlara hizmet ediyor olabilirim ama hiçbir suçu olmayan birine bu kadar eziyet etmelerine izin veremem." bu canımı acıtıyor olsa da kesin bir şekilde son sözümü söyledim. "git."
ceketini alıp parayı cebine koyduğunda yanağımı öpmüştü. "teşekkür ederim beatrix, kendine dikkat et. onlara hizmet etsen bile sen iyi birisin."
ortadan aniden kaybolduğunda gözlerimde dolan yaşları serbest bıraktım. yanağımdan süzülen yaşları silerek odanın diğer ucundaki atkısına baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
arcade | malfoy
Fanfictionkötü biriydim ama kötü olmak istemeyen biriyle tanışana dek. for dracotok editors 0609