Dağların denizlere baktığı bir yerdi. Tüm kuvvetiyle gidip geliyordu salıncak. Doluluk göze bunaltıcı geliyor, midemi bulandırıyordu. Bu ağır bir sorumluluk olmalıydı. Bulutları şekillere benzetir gibi gördüğüm yarım yüzlere kişilikler atfediyordum. Gözlerini görmem yetiyordu.
Sonra bir an... Karşıdaki camda yansımamı gördüm. Gerçekte tek sahip olduğum şeye, belki de bir metreküp bile etmeyecek olan vücuduma bakıyordum. Takvime atılan her çizik kafamın içinde sıkışmış, sahip oluşunun değerini henüz kavrayamadığı bulanık gözleriyle bana bakıyordu. Sanki evren genişlerken içindeki her şey sıkışıyordu. Tren kalabalıklaşıyor, düşünceler çoğalıyor, kendi içlerinde büyüyor... Büyüyor... Büyüyor... En sonunda patlıyor ve başımı ağrıtıyordu. Minimum acı, minumum masraf dolayısıyla minimum konfor ve sürümden kazanç... İşte buradaki varlığım sıradan bir yolcu, yani bir adet bilet ve binerken bastığım kartın numaralarından başka bir şey değildi. En azından birkaç gün sonra öyle olacaktı. Sevmediğim bir yere gitmek için katlandığım zahmet canımı şimdiden acıtıyordu. Sevdiğim bir yerin olması için öncesinde kendimi sevmeli, daha sonra oraya kendimi ait hissetmeliydim. Ait olmadığın gitmek hiç bu kadar sıkıcı ve duygudan uzak olmamıştı.
Yalnızlığımdan bir çıkar yol yok artık.
Nefesim tıkandı kaldı boğazımda.Gitmek istemediğim yerlere sürükler bu serüven beni.
Bazen umrumda değildi, bazen yüzüne bakmaya utandım.Fısıltılarda duyuldu hayatım.
Nefret ettiğim bir yerdi hayatım.
Nefret ettiğim bir yerdi onların aklı.
Hiç bu kadar canımı yakmamıştı birinin bir yere gitmesi.
Konuşup durdular açıklama yapmadım.
Hepsi haklı kaldı. Ben değilim.
İçimde sıkıştım kaldım.
Gözümde saklı tatlım.Düşünmek, beni dengesiz biri ve hayalperest bir düşman yaptı.
Kendimle savaştım.
Bir süredir ayaktayım.
Fazlasıyla yol uzattım.Yanımda duranlar karşı tarafa kol uzattı.
Yorgun argın bu halim sisli havama renk mi kattı?
Ortasından katlı hayatımın her bir kenerı nefretle kaplı.
Kim olduğumu biliyorsam bunu başarmalıyım.Zaman çok mu haklı beni yanıltmakla?
Yüzümdeki gülümseme beni mutsuz bir insan yaptı.
Kendime karşıyım.
Her yaramdan aşk, her aşkın içinde kararsızlık kanardım.Sanki bildiğim her şey yalandı.
Öyle tatlı bir hata...
Başardığım istediklerimin yanında az mı kaldı?
Zamanım az mı kaldı?
Yüzüne çok mu baktım?
Rahatsız mı oldun pardon tatlım.Bunu yapmayı istememiştim ama bir önemi var mı artık?
Hasta mıydın?
Kimsem kalmamıştı.Önemi de kalmadı fakat ruhumu besleyen tek şey bu sözler...
Haricinde hep bir tutsak...
Beynimin içinde sıkıştım kaldım.Kendimi kurtarmalıyım.
Tek eksiği beni anlamaktı.
Zehirlendim ama kaçacak halimyoktu.
Gökyüzü çok güzeldi geceye doğru rengi soldu.
Her hatam geçmişe dönüktü, bu yüzden geleceğimi sende buldum."I remember it all too well"
By Eliza Victoria
25.06.22
Tarih şu an 08.09.22 hayatıma bu eylülde giren iki kişi var iyi ki benleler
Teşekkür ederim K ve B