"Anladığım kadarıyla vücudunu önceden geliştirmişsin. Nasıl hâlâ formunu koruyabildin? Yeniden mi başladın?"
Tamam aklımdan geçen soru bu değildi ama son saniyelerde götüm tutuşmuştu, soramamıştım.
"Bırakmadım ki yani çok kısa bir süreydi. Abim sinirimi atmam için bahçeye ufak bi kulübe yaptırmıştı, spor aletleri falan vardı işte. Tabi o zamanlar gibi değilim ama salmadım tamamen yani"
Aşırı bol giyindiği için hiç belli olmuyordu. Aklımın ucundan bile geçmezdi yapılı olduğu. Tabi bende göbek olunca herkes de de ondan var sanıyordum.
"Abimle spor yaparken çok eğleniriz. Bir keresinde kum torbasındaydım o da tam arkasında durmuş heyecanlı heyecanlı bana gününü anlatıyordu, çok güzel geçmiş. Ben de dalgındım biraz ama o kum torbasının arkasında diye sert vurmuyodum. Sonra bir anda yere düştü. Bağırmaya başladı. Yüzüne vurdum sandım, o kadar çok korktum ki. Hyung diyorum baksana bana bakayım neyin var o bana diyo ki 'burnumu kırdın burnumu gitti güzelim burnum ama sen git sporuna devam et beni boşver' eliyle de kapatmış burnunu yüzüme bakmıyo. Ses tonundan anladım şaka yaptığını, onu dinlemediğim için yapmış. O an korkmuştum ama sonradan çok komik gelmişti"
Anlattıkları bir bir gözümde canlanırken kahkaha atmıştım. Hyunjin de büyükçe gülümsüyordu.
"Cidden hyung sen olmalıymışsın"
Kafasıyla onaylamıştı beni. İşte şimdi asıl sormak istediğim soruyu soracaktım. Çünkü şu yüzündeki gülümseme var ya, müthişti. Tamam sorudan bağımsızdı ama gülüşü müthişti yani.
"Ya belki biraz saçma kaçabilir ama belki olmuştur merak ettim. Sevgilin oldu mu hiç ya da hoşlandığın birisi?"
"Sen, sen var ya saçımla oynayarak her lafı ağzımdan alıyorsun. Bunu kullandığını fark etmedim sanma"
Dudağını büzerek söylediği şeye kahkaha attım. Daha sonra ilgim dudaklarına kaymıştı. Acıtmayacak şekilde sıktım.
"Yakalandım demek"
Tamam belki de dudaklarını sıkmamalıydım. Şimdi neredeyse sürekli onlara bakıyordum, ne kadar da güzellerdi öyle..
"Evet... Vardı biri yani ben vardı demezdim de varlığını yok sayamam maalesef. O zamanlarda herkesle konuşan biri değildim. O benimle konuşmaya çalışıyordu, benim için bir şeyler yapıyordu. Chan hyunga anlattım ve güvenilir birisiyse onu tanımaya çalış şans ver en azından dene bunu dedi bende o yüzden şans verdim. Kendisi cidden de bildiğim kadarıyla güvenilirdi ama güvenmediğim insanlarla arkadaştı. Güvenilmeyen insanların arkadaşları güvenilir olmazdı ben o zamanlar bunu bilmiyordum"
"O zamanlar içinde az da olsa bi iyimserlik varmış"
Aslında hâlâ vardı bence. Öyle olmasaydı şuan da benimle bu yakınlığı kurmazdı. Ben bir şeyimi bizimkilere anlatırken can çekişirdim ama o çok farklıydı benden. Bir şeyleri anlatmakla sorunu yoktu güven sorunu vardı benim ise tam tersiydi işte.
"Çok zor olmuştu ona tamamen güvenmek. İstediğim için çabalıyordum ve o da sabırla bekliyordu beni. Cidden tek bir yanlışını bile görmemiştim. Sonra bir gün bunun arkadaşları toplanıp beraber takılacaklarmış. Kendileri ve başka kişileri de çağırmışlar işte... en sevmediğim kısım.."
"Anlatmak zorunda değilsin"
"Hayır anlatıcam çünkü sonlarında komik bir olay var neyse gittik işte her şey normal. Biz o zamana kadar hiç öpüşmemiştik o akşam öpmek istedi bende izin verdim, salağım ya hani ondan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fUxK bUdDy ][ hyunho
FanfictionMinho gece yarısı arkadaş grubuna atacağı mesajı yanlışıkla sınıf grubuna atmıştı. Hyunjin ise o mesaja yanlışıkla kendi telefonu yerine öğretmeni olan abisinin telefonundan yanıt vermişti.