Giydikleri kıyafet bölümün sonunda.
"Jennie!"
Ofladım. Jennie asla beni dinlemiyordu. Onun bizim enerji kaynağımız olmasının yanı sıra kendisi 21 yaşındaydı ve ben de.
"Ne var Lalisa? Aksiyonsuz hayat geçirmek ne kadar sıkıcı anlayabiliyor musun? Bu yaşımda yaşlı gibi hissediyorum."
"Yaşadığımız durumdan memnun olmaman senin problemin. Herkes prenses olmak ister ve biz prensesiz. Sen biraz farklısın sanırım."
Jennie yatağına kendini attı ve derin bir nefes çekti.
"Of Lalisa. Beni çok yoruyorsun. Lütfen mahzene gitmeme izin ver! Eğlenmeme bile izin vermiyorsun!"
"Orası eğlenebileceğin bir yer değil küçük cadı. Kötü insanlarla ne eğlencemiz olur? Ayrıca oraya gitmek kesinlikle yasak. Gidenlerin ne ceza aldığını biliyor musun?"
Lalisa da orayı merak ediyordu ama korkuyordu.
"Tamam o zaman. Gideceğiz ama kimseye oraya gittiğimizden bahsetmeyeceksin. Söz mü?"
Jennie yatağından kalkıp ufak bir çığlık attı. Sonra hemen bana sarıldı.
"Cansın sen. Benden sır kaçmaz." dedi ve göz kırptı.
Üstümüzü değiştirip kimseye farkedilmeden mahzenin kapısına geldik. Kapıdaki korumaları mutfakta yangın çıktığını söyleyip oyalamıştık ve hız kaybetmeden içeri girmiştik.
Burası ne karanlık ya da ne aydınlıktı. İçeriyi loş ışıklar aydınlatıyordu.
Demir parmakların arkasında onlarca insan olduğunu biliyordum. Kötü bir durumdu ancak onlar yaptıklarının cezasını bu şekilde çekmeyi kabul etmişlerdi.
Jennie'yle el ele tutuşarak mahzende ilerledik.
"Acaba onları buraya getirecek kadar ne suç işlemiş olabilir bu insanlar." dedi Jennie.
"Herkes yaptığı şeyin farkında olmalı Jennie. Burada bir prensesi öpmek bile suç."
Jennie saçlarını geriye attı ve koşmaya başladı.
"Jennie! Napıyorsun? Yakalanacağız. Sende mi buraya kapatılmak istiyorsun?" Arkasından ona yetişmiştim.
"Ben prensesim Lalisa. Kimse bana istediğini yapamaz."
Doğru söylüyordu ama buraya girmemiz güvenliğimiz açısından kesinlikle yasaktı.
Bu devletin kendine özgü kuralları vardı. Mahzenlere girip hüküm giymiş kişilerle 1 kelime bile konuşmanın cezası vardı. Kimse kralın sözünden çıkamazdı, kraliçe bile.
Ne kadar sert kurallarla yetiştirilsek bile Jennie, Karina ve ben asla öyle olmamıştık. Hepimiz büyüklerimize veya küçüklerimize güleryüzlüydük.
Karina, mahzene gece sürekli gelirdi ama şimdi yanımızda yoktu. Çünkü buraya Jeno'yla konuşmak için gelirken yakalanmıştı.
Kurallara uymadığı için babam ona uzun süre dışarı çıkmama cezası vermişti. Jennie ile onu çıkartmanın bir yolunu bulmaya çalışmıştık lakin Jennie, "Kendi ayağımıza sıkmak istemeyiz" demişti.
Mahzende yürürken kapı açılma sesi duyduk. O an Jennie'yle birbirimize telaşlanmış yüz ifadesiyle baktık.
Jennie hemen bir mahzendeki kapının içerisini açıp girdi.
Ben de önünde durduğum ilk kapının kilidini açıp içeriye girdim.
Odada bir gaz lambası yanıyordu. Yanmasa ne kadar karanlık olabileceğini tahmin edebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
disposición, liskook
FanfictionSuecia devletine ajan olarak girip hüküm giyen Jungkook'un kurtarıcısı Prenses Lalisa Manoban olur.