2/5

440 49 201
                                    

bölüm başı notu : ufaklık, prenses, güzellik gibi kelimelerden nefret ediyorum çünkü zamanında bir sürü çirkin het erkekten duydum iğrenç, iğrenç ve iğrençler AMA harry kullanınca öyle hoş geliyor ki yazmadan duramıyorum.

ayrıca birazdan trabzon'a giden uçağa binicem ve okula hiç hiç HİÇ hazır değilim bu yüzden bana güzel yorumlar yapın satır arası yorumlarını okumak eğlenceli oluyor, tesekkürler.

keyifli okumalar.

*

bölüm iki : elmacık kemikli güzel oğlan, prensin kendisine aşık olduğunu biliyor mu?

"Louis Tomlinson, sen tam bir hayalkırıklığısın!" İrlandalı bağırdı, okulda olmalarını umursamadan.

"Daha üç gün önce, sana kuzenimden uzak durman gerektiğini söylüyorum ve sen gidip ilk dönüşümünde onun adını mı inliyorsun, cidden mi?"

"İsteyerek yapmadım!" diye inledi Louis, bunu beş defa tekrar etmemiş gibi, ellerini başına sararak.

Evet, evet nihayet şu -kemik kırma ritüelini- yaşamıştı, buna daha sonra geri döneceğiz.

"Ne olduğunu bilmiyorum, tamam mı?" diye açıklamaya çalıştı, "Gittim, kendimi ormandaki alana kapattım, kıyafetlerimi çıkardım ve BAM!" ellerini birden havada şaklattığında gevşek alfa Niall irkilse de, "Budala." dedi çocuğu kaşlarını çatmış izliyorken. Louis ise ağladı ağlayacaktı. Mavi gözlerinde üç gün öncesinin izi, dün gece dönüşüm geçirmese kalıyor olurdu ancak kendisi son on iki saattir güzeller güzeli bir omega olmasıyla birlikte, vücudundaki her morluğu, evet kendini alana kapatırken tahtaya çarpan başının kızarıklığını bile, geçirecek bir güce sahip olmuştu.

Teknik olarak ayrıntılı bir açıklamaya ihtiyaç duyuyorsanız, artık sevişebilir, ruh eşini rüyalarında görebilir ve kızgınlığa girip sağa sola kör danalar gibi koşturabilirdi.

Bu boktan -ben yalnızca koridorda dayak yiyen omegaları uzaktan izlerim- Alfasını ilk, İLK VE İLK dönüşümünde hayal etmemiş olsaydı.

Ki, o hayal etmemişti, tamam mı? Buna da daha sonra döneceğiz.

"Yine olmayacak sandım, kurdumu ikna etmek için yalvarmaya başlayacakken birden hiç görmediğim yeşil gözler gördüm," diye mırıldandı, "Önce umursamadım çünkü pat diye kapalı gözlerimin önünde düştüler fakat sonra o gözler, güzel bir yüzün üzerinde şekillendi ve-"

"Ve gidip göre göre siktiğimin kibir torbasını mı hayal ettin?" Havaya uzun bir inleme bıraktı, durumun ne kadar acınası olduğunu açıklamak ister gibi.

"O kendine adıyla seslenilmesine bile izin vermiyor Louis, gel de şimdi onun hayalini gördüğünü açıkla!" Elini dizine vurup bankta diğer tarafa döndüğünde, "Belki de yanlış anlamışımdır?" diye sordu Louis safça. "Belki de, beni o betadan kurtardığı için aklımda kalmıştır?"

Niall onun bu bilgisizliğine gülümseyerek bahçe kapısını izlemeye devam etti. "Bak Louis, Harry kuzenimdir diye demiyorum fakat kendisi 'ruh eşi saçmalığı' dediği bu şeye inanmayan şerefsizin teki ve sürünün başına, babasının ardından geçecek ilk aday ve en büyük oğul olduğundan, zaten doğar doğmaz alnına yazılmış sorumluluklara sahip." Çocuğun omzunu hafifçe sıkarken, "Eğer onun eşiysen, seni karşısına alıp 'benim bu saçmalığa ayıracak vaktim yok' deyip seni postalaması da muhtemel, anlıyor musun?" Sıkıntıyla verdi nefesini, "Üstelik.." Louis'nin zayıf bedenini süzdü.

"Üstelik?" Louis, kendine söylenen hiçbir şeyi umursayamıyormuş gibi buna takıldı.

"Şey, bunu kendi fikrim olduğundan söylemiyorum fakat karşına geçip de sana güçsüz olduğun için eşi olamayacağını bile söyleyebilir." Louis'nin yeni yeni şekillenmeye başlamış omega zihni buna sinirlenip 'ben ona güçsüzü gösteririm, dönüşümüme dalmayı biliyor ama!' dese de, kendi benliği hala baskın olduğundan "Bunu zaten beni o betanın elinden aldığında da söylemişti." diye mırıldandı.

His name is Harry Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin