"Hayııır !"
Duyduğum en son ses buydu. Sonrası ise tamamen karanlık.
Avazı çıktığı kadar bağırmıştı. Daha önce hiç bu kadar güçlü bağırdığını duymamıştım. Ama artık çok geçti. Yaşamak için de ölmek için de...
---
Her şey iki ay önce lanet bir pazartesi sabahına gözlerimi açmamla başladı. Ah , düşünüyorum da keşke o güne uyanmasaydım , keşke o gün ölseydim. Ama olmadı.
Sıradan bir pazartesiydi. En az diğer pazartesiler sıkıcı ve kasvetli... Lanet olası bir baş ağrısı derin uykumu bir ok gibi delip geçti. Bazen başım fena şekilde ağrırdı. Yine o günlerden biriydi işte.
Yatakta biraz oturup ağrımın hafiflemesini bekledim ama nafile. Ağrı bana mısın demiyordu. Okula gitmek için geciktiğimi fark edince altıma hemen siyah bir kot, üstüme de siyah bit tişört giyip dünden hazırladığım çantamı aldım.Kahvaltı yapmak için koşar adımlarla mutfağa indim. Annem erkenden işe gitmiş olmalıydı. Teyzem de iş görüşmesi için yola çıkmıştı. Ben de kahvaltı yapmaktan vazgeçip evden çıktım.
---
-Hey şuna bakın ! Okulumuzun yürüyen balinası geliyor çocuklar !
Servise her bindiğimde duymaya alışık olduğum sözlerdi. Evet kilolu bi kızdım ama diğerleri gibi benim de bir kalbim ve duygularım vardı. Ama onlar bunların bendeki yağ tabakası altında kaybolduğunu düşünmekteydiler.
-Tanrım Jacqueline lütfen önümden çekil. Güneşimi kapatıyorsun. diyerek alaycı sözlerine devam ettiler. Bense hiç karşılık vermedim. Tek kelime etmedim. Servisin en arkasına geçip kulaklıklarımı taktım. Müziği son sese getirdim. Müziğin sesini arttırdıkça diğer acımasızların sesini kısıyordum. Bu benim rahatlama yöntemimdi.
Yeni bir hikayeye başladım. Bu ilk kitabım olacak. Hepinizin fikri benim için çok önemli arkadaşlar lütfen fikirlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Yeni bölümleri -eğer okunursa- seri yayınlamayı düşünüyorum. Hepinizi öptüüm muah muah 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİSLERİN ARDINDAKİ UMUT.
ChickLitUnutma dedi sessizce ; gökkuşağının çıkması için yağmur yağması gerekir. "Hayır." diye fısıldadım. "Hayat bir şeylerin düzelmesini beklemek için çok kısa."