İlk dersimiz kimyaydı ve öğretmenden nefret ediyordum. Bu nedenle dersi dinlemeyip defterime bir şeyler karalamaya başladım. Nasıl olsa çalışkan bir öğrenci değildim ve bu bilgiler benim hiçbir zaman işime yaramayacaktı.Zaten öğretmenimiz Bay Wilson da sınıfta benim varlığımdan haberdar bile değildi. Yani beni tahtaya da kaldıracağını düşünmüyordum.
Ama düşündüğüm gibi olmadı. Bay Wilson beni tahtaya çıkardı ve tahtadaki sentez tepkimesini açıklamamı istedi. Sentez tepkimesi mi ? Tanrım, şu an bile o anki durumuma acıyorum. En büyük korkum etraftaki herkesin dikkatini bana vermesidir ve Bay Wilson bunu çok iyi biliyordu. Herkesin önüne çıkmaya çok korkuyordum, herkes bana sorgular ve dalga geçer bir ifadeyle bakıyordu. Kalbimin sıkıştığını hissedebiliyordum. Sanki tüm yediklerimi iç organlarımla birlikte dışarı fırlatacak gibi oluyordum. Başım dönüyordu, herkesin bana bakıp güldüğünü ve alay ettiğini düşünüyordum. Terliyordum, elim titriyordu, yer sallanıyordu.
-Jacqueline, başın nasıl oldu tatlım? Daha iyi misin ?
Gözümü açtığımda revirin yakıcı ışıkları beynime işledi. En son hatırladığım tek şey Bay Wilson ve sınıfın bana bakan suratlarıydı. Bayılmış olmalıydım. Bu ilk değildi. Daha önce bir kaç keze daha aynı senaryoyu yaşamıştım.
-Artık iyiysen Bayan Grow seninle konuşmak istiyor. dedi Hemşire Green.
-Peki Hemşire Green. dedim sessizce. Görmüş olmalıydı. Rehber öğretmenin hiçbir çözüm bulamayacağından emin olsam da başıma daha fazla bela almamak için gittim
-Beni çağırmışsınız Bayan Grow. dedim kapıyı tıklatıp açtıktan sonra.
-Evet canım gel. Seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİSLERİN ARDINDAKİ UMUT.
ChickLitUnutma dedi sessizce ; gökkuşağının çıkması için yağmur yağması gerekir. "Hayır." diye fısıldadım. "Hayat bir şeylerin düzelmesini beklemek için çok kısa."