İlk Gün

341 6 0
                                    

1.Bölüm:

Büyük günün heyecanıyla daha şafak sökmeden uyanmıştı Ann. Kuzeni Xianna zaten Hogwarts'da ikinci yılındaydı, bu yeni bir şey değildi onun için. Karşıdaki yatakta mışıl mışıl uyuyordu. Sarı saçları yüzüne düşüyordu. Ann ona gülümsedi ve kalkıp yatağın başındaki pencere gitti, gözlerini ovuşturdu ve tavana baktı, belkide özleyeceği tek şey bu olacaktı. Odanın tavanı camdan bir koni şeklindeydi. Her ne kadar sarmaşıklarla kaplı olsa da gökyüzü görünüyordu. Buradan gökyüzünü izlemeyi çok seviyordu. Esnedi, sonra birkaç dakika boyunca mavi gözlerini bavuluna dikti. Hogwarts'a gidecekti, ha? Peki orada ne kadar başarılı olacaktı? Arkadaş edinebilecekmiydi? Ve en önemlisi hangi binaya seçilecekti?

Bu düşüncelerden sıyrılıp kapıya gitti ve büyük mermer koridora çıktı. Evleri çok büyük bir köşktü. Aslında safkanlar için bu normaldi. Zenginlerdi ve köklü bir aileye sahiplerdi. Ann, mermer zeminde ayaklarını sürüyerek büyük merdivenlerden aşağıya, mutfağa indi.

Xianna, Ann'in ayak sürümeleriyle uyanmaya alışmıştı. Kalkıp ilk önce kısa bir duş aldı ve Ann'in yanına indi. İki sandviç hazırladı ve Ann ile birlikte masaya oturdu.

Ann oldukça heyecanlı görünüyordu. Bu normaldi, Xianna onda kendini gördü, ilk yılını anımsadı ve gülümsedi. Artık Hogwarts'da onun için bir heyecan kalmamıştı, Ann'in seçileceği bina dışında.

Yemeklerini bitirdiklerinde Xianna abisi Alex'i uyandırmaya gitti. Alex genellikle uyanırken zorlanmazdı. Hem o, Hogwarts'ta 4. yılına başlayacağı için hiçbir kaygısı yoktu.

Xianna Alex'in dağınık saçlarını daha da karıştırarak
uyanmasını sağladı. Alex sinirlense de fazla takmadan kalktı. Xianna, Ann'in yanına gitti ve onun saçlarını yapmaya başladı.

Ann ayaklarını sallayarak sandviçini yerken Alex de masaya oturdu. Bir sandviç aldı ve Ann'e bakarak yemeye başladı. Ann sandviçi çiğneyip ağzını açtı. İğrenen Alex, bir parça sandviçi Ann'in saçına fırlattı ve Xianna'nın bütün emeği boşa gitti. Ann kahkaha atıyordu, Xianna Alex'e söverek Ann'in elinden tuttu ve duşa götürdü. Çıkarken Alex'in saçlarını karıştırmayı ihmal etmedi.

Ann duş alırken Xianna kapıda onu bekledi. Ann çıkınca Xianna büyük bir özenle onun saçlarını kurutup taradı. Xianna'nın işi bitince Ann koşarak bavulu ve gelinciği Yato'yu alarak Xianna ile aşağıya indi ve sandviçini bitirdi. Alex kalkıp odasına gitmişti. Ann, mutfakta Xianna ile yalnız kalmıştı.

Xianna Ann'in yanına oturdu. Bir süre valizlerine baktılar. Xianna ikisinin valizini de kontrol etti ve Ann'in unuttuğu dünya kadar şeyi valizlere tıktı. Alex de hazırlanıp aşağı inince Xianna, Ann'i büyükleri uyandırmaya yolladı

Ann odanın kapısını öyle sert açtı ki annesiyle babası yataktan fırladılar. Koşarak içeri girdi ve yataklarina atladı. "Hadi ama! İlk yılım!" diyip yatakta zıplamaya başladı. Annesiyle babası birbirlerine bıkkınlıkla gülümsediler çünkü Ann bir yıldır Hogwarts hakkında konuşuyordu. Annesi hazırlanacaklarını söyleyip Ann'i dışarı çıkardı. O da Xianna ve Alex'in yanına indi.

Ann aşağı indiğinde Xianna elini bıkkınca alnına koymuş Alex'e sövüyordu.
"Ne zaman akıllanacaksın Alex? En büyüğümüz olmana rağmen hiçbir işe yaramıyorsun! Her şeye ben koşuyorum, yeter artık bir şeylerin ucundan tutun!" Alex şefkatle Xianna ve Ann'e baktı. Sonra ikisinin de elinden tutup dışarı çıkarttı

Ann biraz da şaşırmış bir şekilde Alex'e baktı ve "Nereye gidiyoruz?" diye sordu.

Alex Ann'e döndü ve "Trene binmeden önce sizi bir yere götürmek istiyorum." Dedi.

Ann kafasını sallayıp tekrar önüne baktı. Alex'in elini daha sıkı tuttu ve peşi sıra yürümeye başladı.

Alex, iki kızı evin hemen arkasındaki kulübeye götürdü. Kızlar orayı görmüştü ama Alex daha önce oraya girmelerine izin vermemişti. Ann ağzı bir karış açık Xianna'ya baktı. Onun da şaşkın olduğunu gördü. Birlikte bu küçük kulübenin hiç de göründüğü gibi olmadığını keşfettiler. İçi kocamandı. Üç tane odası vardı. Her yerde değişik, büyülü eşyalar vardı.

Alex, odada biraz arandı. En sonunda elinde uzun bir pelerin ile kızlara döndü. Pelerini Xianna'ya uzattı. Ann hala şaşkınlık içinde odayı inceliyordu. "Görünmezlik pelerini. Benden daha hayırlı işler için kullanacağınızı umarak size veriyorum." Alex sırıttı. "Umarım başınıza bir iş getirmezsinsiniz. Ama Xianna'nın buna göz kulak olacağını biliyorum. Size güveniyorum."

Xianna pelerini sırtına geçirmişti. Ann küçük bir çığlık attı. Xianna'nın kafası havada uçuyordu, vücudu ise yok olmuştu. "Bu ...harika bişey!" dedi Ann heyecanla.

Xianna Ann'e sırıttı. "Harika." pelerini çıkartıp katladı. Daha sonra ikisi de Alex'i yanağından öpüp teşekkür ettiler. Köşke geri döndüklerinde büyükler çoktan hazırlanmıştı.

"Hadi bakalım, eşyaları arabaya yükleyin. Muggle yoluyla gideceğiz." dedi sarışın kadın. Herkes eşyalarını bir muggle arabasının bagajına koydu. Sırayla içeri oturdular. Dışarıdan göründüğü gibi değildi. Arabanın içi en az 10 kişiyi alırdı. Alex ve Ann arka koltuklara yayıldılar, Xianna ise aralarına oturdu. Sonra babaları Kings Cross istasyonuna sürdü.

Xianna, komik bir şekilde ayaklarını uzatarak oturan Ann ve Alex'i hafifçe dürttü.
"Ann, düzgün otur! Alex, sen de! Hadi ama, buradaki tek insan ben olamam, olmamalıyım!"
Ann, uyarılarını dikkate almadan Xianna'nın ayaklarını tutup sehpaya uzattı.
"Kabul et, böyle daha rahat."
Xianna biraz kızardı ama ayaklarını çekmedi. Gerçekten rahattı.

Sonunda istasyona varmışlardı. Bavullarını indirip bir valiz arabasına koydular ve peron 9 3/4'e doğru sürmeye başladılar. Ann çok heyecanlıydı, yerinde duramıyordu, valiz arabasındaki beyaz gelincik de öyle. Yato, Xianna'nın valiz arabasındaki rakunu Miku'ya sataşıp duruyordu.

Yeni Bir Nesil -Harry Potter FanFiction-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin