Herkese merhaba! Uzatmadan hikayeye geçelim.
Erkekler ile tanıştığımızda Alev toprağın soyadına takılmıştı bu yüzden toprağa Güloğlu dese iyi o da değildi ona Gülbahar diyordu yanlış okumadınız gerçekten Gülbahar diyordu toprakta çok sinir oldu için ona şişman Alev bombası diyordu bunu ne zaman söylese kafasına doğru bir tava geliyordu ya ben ya da Toprak kendine Kalkan yapıyordu tabii bunu ilk söylediğinde ne olacağını bilmiyordu ve kafasına tavayı yemişti laboratuvarda onu iyileştirecek otlar ve yapraklar ile bir iksir yapmıştım ve ona içirmişdim iyileştiğinde o tavanın ona atıldığı an gözünün önüne gelip duruyordu her neyse şimdiki zamana geçelim merak etmeyin Toprak iyiydi biraz gezinelim ve güçlerimiz ile yemek bulalım dedik ormanda kurt olarak gezerken bize tuzak kurulduğunu hissetmiştim ama çok geçti çünkü Alev çukura atlamıştı bile Alev çukura düştüğünde bileğine burkmuştu ona rağmen Anka kuşuna dönüşüp çukurdan çıkmıştı toprağa o çukuru sarmaşıkları ile doldurmasını söyledim. Ve yanıma aldığım iksirlerden birini içirdim Alev kendini daha iyi hissetmeye başladı yürüyebilecek kadar iyileşmesini beklerken yanımızda olan yiyeceklerden ve sudan yiyip içtik ve konuşmaya başladık Toprak:
- Doğa bizim erzaklarımız bitmişti bu meyveleri nereden buldun
Doğa:
-bak canım bahçedeki küçük fidanı fark etmemişsin onu büyüttüm bir sürü meyve aldım
Neyfel:
-ah Toprak ah
bulut
gerçekten yazık kafana
güneş
bulut doğru diyor
Alev
aman ne konuştunuz be beni unuttunuz ben iyileştim
ben hemen alev'in yanına gittim bileğine baktım ve ayağı kaldırdım yürüyüp yürüyemediğine bakmak için onu bıraktım ve yürümesini söyledim Alev konuşmaya başladı
kız Gülbahar insan yardım eder neyse gündüz bak bana bir nasıl görünüyorum Güneş
bana bak Alev gündüz değil Güneş hem ne yapayım ben senin güzelliğini
Alev
bana bak oğlum annen seni başa bela ol diye mi doğurdu hem oğlum bir daha güzelliğime laf edersen seni parampirçik yaparım kül olursun canımmmmm...
Diyip sigara içmek için bir köşe buldu.Bölüm bitmedi bölümün part ikisi olacak....