gidemeyiş.

888 66 90
                                    

Darren Hayes - Insatiable

***

Dışarıda yağmaya başlayan sağnak yüzünden koşar adımlarla içeri giren Jisung evin arka kapısının açıldığı turucu ışıkla aydınlatılmış koridora adımını attığında yağmurun hızlandığını duyabiliyordu.

Abisi Chan'ın en yakın arkadaşı olan Minho ani bir kararla İngiltere'ye taşınmaya karar verdiğinden onun için bir veda yemeği düzenlemişlerdi.

Bahçedeki masa aniden bastıran sağnak yüzünden hızla boşalırken Jisung belki odasına çıkıp büyüklerin sıkıcı muhabbettinden bir an olsun kaçabileceğini düşünerek arka kapıdan içeri girmişti.

Sarı saçları ıslandıkları için alnına yapışırken ıslak kollarını havada salladı ve sessiz koridorda huysuz sesler çıkarmaya başladı.

Jisung içeri girdiğinden sadece bir an sonra kimsenin uğramayacağını düşündüğü kapı ardından yeniden açıldığında Jisung yakalanmış gibi hızla arkasına döndü.

Minho kahverengi kabanı ve ıslak siyah saçlarıyla kapıdan içeri girerek eşikte dikilmeye başladığında Jisung ne diyeceğinden emin olmayarak sadece en az kendisi kadar ıslak adama bakakaldı.

"Yağmur yemeği sonlandırmış gibi duruyor. Gitmeden önce veda etmek istedim."

Jisung gergince yutkunarak başını salladığında Minho ceplerindeki soğuk ellerini yumruk yaparak etrafına bakındı.

Ne söyleyeceğini ölçen bakışları duvardaki çiftlik temalı tabloları tararken Jisung sonunda ağzını açabilmişti.

"İçeri girelim istersen hyung. Burası soğuk."

Genellikle annesinin kitap okumak için kullandığı küçük odayı işaret ettiğinde Minho hemen başını sallayarak onu takip etti ve sönmek üzere olan şöminenin ılık havasıyla buluştu.

Jisung Minho'nun kapıyı ardından kapatmasına aldırmamaya çalışarak odanın içinde biraz ilerlediğinde sırtındaki gözlerin keskinliğini hissedebiliyordu.

"Gerçekten gideceksin yani hyung, öyle mi?"

Annesinin mor kadifeyle kaplı olan koltuğuna kalçasını dayayarak kapının dibinde bekleyen adama döndüğünde ıslak saçları ve yapılı vücudunu gizleyen uzun kabanıyla nasıl da yağmurda ıslanmış bir kediye benzediğini düşündü.

Minho ellerini ceplerinden çıkararak biriyle diğerinin bileğini tuttu ve komutanının önünde selam duran bir asker dikliğinde Jisung'un karşısında başını salladı.

"Gitmeliyim Jisung. Daha fazla-"

Gözleri bir anlığına Jisung'a dalarken sözü yarım kaldı.

"Daha fazla buna katlanamıyorum."

Jisung göğsünde bağladığı kollarını çözerek olduğu yerde dikleştiğinde dudakları hafifçe aralanmıştı. Minho'nun kaşlarının aldığı şekil sanki ağlamanın eşiğindeymiş gibi görünmesine neden oluyordu.

"Hyung, iyi misin? Yoksa bir şey mi oldu-"

Jisung'un suratındaki sahte ifade onu daha da kahrederken derin bir nefes alarak gözlerini sıkıca yumdu.

"Jisung."

Jisung uyarıyla sözlerini yarıda kestiğinde arka kapıdan girdiği için kendine lanet okuyordu.

"Hiç mi acımıyorsun bana?"

Küçük olanın kaşları çatıldığında  Minho bir adım daha yaklaştı.

my love for you is insatiable // minsung [oneshot]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin