Paramparça ile hayatınızda neler değişti?
Şu an hayatımdaki en büyük değişiklik sokakta insanların verdiği tepki ve ilgi. Alışık olmadığım için bana çok komik ve şirin geliyor. Cansu karakteri şu aralar dizi sektöründe çok fazla karşımıza çıkmayan ve özlediğimiz bir tiplemeydi. Muhtemelen insanları etkileyen de bu masumiyet oldu. Ona karşı ayrı bir sevgi besledikleri için de genelde hep olumlu şeyler söylüyorlar. Hatta bazen yanıma gelip sadece 'Ayy tatlım!' deyip sarılıp gidiyorlar. Çok ilginç bir his, çok güzel; fakat insanların seni tanıması demek artık toplum içinde hareketlerimde daha dikkatli olmam gerektiği anlamına geliyor. Bazen bunu kendime hatırlatmam gerekse de ilerleyen zamanlarda öğreneceğim. Bunların dışında ev ortamında, okulda ve derslerimde ya da sosyal hayatımda çok bir şey değişmedi.
Leyla'nın hayalleri ve esas hedefi nedir?
Bence benim jenerasyonumun artık her iş kolunda olduğu gibi oyunculukta da ülke sınırlarını aşmayı ve uluslararası standartlara ulaşmayı hedeflemesi gerekir. Ben de oyunculuk kariyerimin henüz çok başında olmama rağmen hedefim yurtiçinde ve yurtdışında önemli projelerde yer almak ve uluslararası çapta bir oyuncu olmak. Üniversitede de Koç Üniversitesi medya ve görsel sanatlar bölümünü hedefliyorum.
Oyuncu olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
Bahsettigim gibi medya okumak ve medya yöneticiliğinde uzmanlaşmak istiyorum. Bu, oyunculuk olmasaydı yapmak istediğim bir iş değil aslında hala aynı düşüncedeyim. Ben ikisini de paralel götürebileceğime inanıyorum ama zaman neyi gösterir bilmiyorum.
Leyla için aşk, mutluluk ve şöhret. Her birini ayrılıkta tarif edebilir misiniz? Yoksa üçü de bir birine bağlı mı?
Bu kavramların her biri başlı başına fazlasıyla karmaşık ve derin konular. Bunları birbirlerine bağlamak basitleştirmek olur gibi geliyor bana. Şöhret asla size mutluluğu garantilemez ya da aşk her zaman mutlu sonla sonuçlanmayabilir. Bu soru için aklıma gelen en çarpıcı örnek geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Robin Williams.
Sektörü bir genç olarak değerlendirseniz nelerden şikayetçi olursunuz?
Daha sektörü eleştirecek kadar iyi tanıdığımı söyleyemem ama şu anki tecrübelerimden örnekler vermem gerekirse en büyük sorun her şeyin çok çabuk değişmesi. Güneşin batma saati, hava durumu gibi konular yüzünden programı son dakika değiştirmek zorunda kalıyoruz bu da sosyal hayatımda plan yapmamı zorlaştırıyor. Sektörle ilgili söylemek istediğim bir diğer konu da yönetmenler hakkında duyulan o kalıplaşmış önyargılar. Başka setleri bilemem ama kendi adıma konuşmak gerekirse Cevdet Hocam bana oyunculuğu sevdirdi. Ayrıca ben sette hep oyuncuların işi zor diye düşünürdüm ama oyuncular dışında kalan set çalışanları asıl izdirabi çekenlermiş. Hepsine sonsuz bir saygım var o yoğunlukla kısa sürede harika işler başarıyorlar.
Eğer elinizde bir şans olsaydı; yine günümüz oyuncusu mu yoksa yeşilçam oyuncusu mu olmak isterdiniz?
Günümüz oyuncusu olmak isterdim. Biz şu zamanda bile kostüm olsun teknolojik imkanlar olsun bir sürü açıdan zorluk çekebiliyoruz. Yeşilcam oyuncularının o dönemde o imkanlarla çektikleri sıkıntıyı tahmin bile edemiyorum.
- Beyaz perde hayalleriniz var mı?
Kendimi bildim bileli hep sinema filmlerinde oynamayı hayal ettim. Sinema benim için çok ayrı, çok başka. O çok farklı bir kültür. Izlemeye bile bu kadar bayılıyorsam içinde olmak için ne kadar sabırsızlandığımı tahmin edebilirsiniz. Özellikle ortaçağ donemi Avrupası'nda geçen bir filmde oynamak çok isterdim.
Biraz edebiyat.. Edebiyat sizin için nedir? Edebiyatsız yaşayabilir misiniz?
Edebiyat rutinden kaçıştır. Ben ne zaman şu an yaşadığım bu tempolu hayattan yorulsam kitaplarımla uzaklaşırım. Italyan Lisesi'nde okuduğum için de özellikle Italyan ve ingiliz olmak üzere dünya edebiyatı derslerimin önemli bir bölümünü kapsıyor. Bu yüzden Dante'den Bocaccio'dan Shakespeare'e kadar bir çok yazarı calıştım, eserlerini okudum; fakat ben fantastik edebiyat hayranıyım. Bana göre edebiyat, beni büyünün gerçek olduğu, elflerin, cücelerin yaşadığı uzak dünyalara götürmeli.
Kitap yazmak gibi fırsatınız olsa ilk hikayeniz hangi konu üzerine olur?
Hayatta çok zor şartlardan sıyrılıp inanılmaz büyük işlere imza atan insanların biyografisini yazmak isterdim. Bu şekilde başkalarına örnek olabilecek, umut verecek bir kitap yazmış olurum.
Leyla'ya hayat en çok neyi öğretti?
Hayat bana hedeflerini büyük koymaktan asla korkmamayı ve gerçekten istediğin neyse onun peşinden gitmeyi öğretti. Önündeki zorlukları engel olarak değil de basamak olarak görmeyi öğretti.
Samimi ve doğal birisiniz. Aslında dizideki karakterinize de çok yansıtmışsınız bunu. Cansu'da biraz Leyla var mı?
Cansuyla aramızdaki en büyük fark anne sevgisinden yoksun büyümüş olması. Tam tersine ben aile bağlarına önem veren, samimi, sıcak bir aile ortamında büyüme şansına sahip oldum. Annemle gerektiğinde anne-kız gerektiğinde de iki en yakın arkadaş kadar içten olabiliyoruz. Yani dizideki gibi evimizde soğuk bir resmiyet yok neyseki. Ayrıca çok mükemmeliyetçi bir insanım hatta bu konuda benim daha çok Dilaraya, annemle babamın da rahatlıklarıyla Cansu'ya benzediğini söyleyebilirim. Mesela bir sınavdan beklediğimden düşük bir not aldıysam, kendime sinirlenen üzülen ben, beni rahatlatmaya çalışan ve cesaret veren de onlar olur. Bunların dışında samimiyet ve doğallık açısından Cansu'ya olabildiğince kendimi katmaya çalıştım. Yeni tanıştığım insanlarla bile kısa sürede uzun süredir arkadaşmışız gibi olabilirim. Çok fazla makyaj yapıp süslenmem. Ben de duygusalımdır, sinirlendiğimde ya da üzüldüğümde hissettiklerimi saklayamam bir anda patlarım. Bahsettiğim gibi babası ve abisiyle olan ilişkisi, insanlara çok hızlı güvenebilmesi, şüpheci yaklaşmaması gibi bir sürü özelliğini kendi tecrübelerimi katarak oynamaya çalışıyorum. Yalnızca şunu söylemeliyim ki, onun kadar saf ve hassas olduğumu da düşünmüyorum. Cansu karşısındakine cevap vermek yerine susmayı tercih eden bir kız bense haksızlığa uğradığımda tam tersi susamam.
![](https://img.wattpad.com/cover/39222496-288-k977718.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyla Tanlar
RandomArkadaşlar umarım kitabımı beğenirsiniz. Ama en önemlisi Leylamın okuyup beğenmesi.. HERKESE İYİ OKUMALAR...