Yazım yanlışı ve noktalama hatası bolca görebilirsiniz affedin.
İyi okumalarrr..."Duru uyan hadi!" diyerek. Birinin beni sarsması ile gözlerimi açtım.
Duru "Noluyor lan."
Cansu "Hemen gitmemiz gerekiyor."
Ne olduğunu soracakken duyduğum silah sesleri ile yataktan kalkmam bir oldu.
Duru "Eğil Cansu ve ben gelmeden yerinden sakın ayrılma."
Tam yanından ayrılıp salona geçecekken kolumdan tutup gitmeme engel oldu."
Cansu "Hiçbir yere gitmiyorsun."
Duru "Bakıp geleceğim bir şey olamayacak söz veriyorum."
Cansu "Ama bu çok tehlikeli."
Duru "Cansu ısrar etme gidip ne olduğuna bakıp geleceğim. Sonra da bu evden sağ salim çıkacağız güven bana."
Cansu "Ama-
Tam ısrar edecekken konuştum.
Duru "Eğil ve bekle lütfen."
Odamdan ayrılıp dikkatli adımlarla salona ilerledim. Camdan dışarısı çok net gözükmese de gözüme birkaç takım elbiseli adam çarptı. Dikkatlice komidinin üzerindeki silahı alıp güzelce kavradım. Pencereyi açıp kendimi koruyabileceğim bir duvarın arkasına geçip bende ateş saçmaya başladım. En sonunda sesler kesildiğinde gittiklerini anladım. Hemen ardından Cansuya bakmak için odama geri döndüm. Gördüğüm tablo ise bir dehşet anını anlatır gibiydi. Yerde kanlar vardı. Cansu ise odada değildi. Hızlıca bütün evi aramaya koyuldum. Baya aramanın sonucunda Duruyu bulamadığım için pes ettim. Oturdum ve sakinleşmeye çalıştım.
Bu kız neredeydi En önemlisi ise durumu nasıldı. Oturduğum yerden kalkıp dışarıya çıktım. Etrafı aramaya başladım. Sesim kısılana kadar bağırdım. Sokak sokak gezdim. Fakat Cansuyu bulamamıştım. Çıldıracak gibi hissediyordum. Cansu bana teyzemin emanetiydi. Ailesi öldükten sonra kimsesi kalmamıştı. Ben alıp sahip çıktım. Şimdi ise almışlardı onu benden. Başına ne geldi bilmiyordum. Kötü olduğu ihtimalini düşünmek istemiyordum. O kadar çaresizdim ki şuan. Karokola doğru ilerlerken telefonuma gelen mesajla duraksadım. Açıp baktığım da bilinmeyen numaradan arama geldiğini gördüm. Cansuyla ilgisinin olabileceğini düşünüp direkt açtım. Kalın bir erkek sesi doldurdu kulaklarımı.
Baran "Selam Prenses ."
Duru "Sen kimsin lan."
Baran "Hiç uzatmayacağım. Cansu elimizde. Yarım saat sonra abini de alıp evinin hemen bir sokak altındaki deponun önüne gel."
Tam cevap verecekken telefonu suradıma kapanmasıyla afalladım. Kimdi bu adam ve abimden ne istiyordu. Abimi tehlikeye atmak istemiyordum. O yüzden Cansuyu kendim kurtarmam gerekecek. Eve gidip üstümdeki pijamaları değiştirdim. Hava biraz serin olduğu için. Üzerime siyah sweetimi giyip altıma sporcu taytımı geçirdim. Saçlarımı sıkı at kuyruğu yaptım ve silahımı alıp evden ayrıldım. Deponun önüne yaklaştıkça kalbim hızlanıyordu. Deponun önüne nihayet geldiğim de durdum. Ve bir giriş yeri aramaya koyuldum. Deponun arkasına dayalı bir merdiven olduğunu gördüm. Merdivenleri çıkıp deponun çatısına ulaştım. Pencere gibi bir alan vardı ve oradan içerisi rahatlıkla gözüküyordu. Gözüm etrafta dolaşırken sandelyenin üzerinde elleri ve kolları bağlı olan Cansuyu gördüm. Pencereyi biraz zorladım. Açılınca gülümsedim. Tam içeriye girmeye hazırlanırken biri saçlarımdan tutup beni geriye çekti.
Baran "Yakalandın Prenses."Umarım beğenmişsinizdir
Giriş bölümü olduğu için kısa oldu. Diğer bölümleri daha uzun tutmaya çalışacağım.
Lütfen yorum yapıp bölümü beğenelim. Yorumlarınız benim için çok önemli. Bir sonraki bölüm de görüşürüz. Kendinize iyi bakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Ateşi
General FictionBir gece ansızın saldırıya uğrayan ve kuzeni kaçırılan Durunun hayatı artık eski si gibi olmayacaktı. İntikam ve aşk dolu bir hikayeyle karşı karşıya bırakıyorum sizi.