bu arada anal denedin mi hic

793 76 86
                                    

seungmin'in dersten çıkması ve evine olabilecek en kısa sürede ulaşmak için otoparktaki arabasına koşması yalnızca üç dakika sürdü. jeongin ve hyunjin'le yaptığı sohbetlerle bu arabaya gelişi en az yirmi dakikayken, okul binasından çıkıp uzun bacaklarının avantajını hayatında ilk kez kendisi için kullandı ve üç dakikanın sonunda arabasının içindeydi.

aynadan yaptığı kısa bir görünüş kontrolünün ardından kampüsten uzaklaşıp evine doğru yola çıktı. evi sakin bir muhitteydi ve bu her zaman sevdiği bir özellik olmuştu fakat bugün durum farklıydı. şehrin içindeki gürültüyle yaşayamayıp da düzenli villaların olduğu sakin bir muhitte yaşayacak kadar lüks bir yaşam sürmek, sürebilmek bugün onun için işkenceydi. sürekli olarak minho'nun evde neler yapıyor olacağını düşündüğünden kalbi hızlanıyordu. içi boş bir heyecan bile değildi. minho onun evindeydi, özenle giyinmiş seungmin'i bekliyordu.

hyunjin'den gelen mesajlarla ekranı aydınlanan telefonunu eline aldı ve arkadaşının spam şeklinde attığı minho'nun fotoğraflarına baktı. araba sürerken ne büyük yardımı dokunmuştu...

evinin bulunduğu sokağa geldiğinde dikkatli bir şekilde arabasını evinin bahçesine soktu ve park etti. heyecanlı olabilirdi ama can güvenliği söz konusuydu değil mi? evin kapısına koştuğunda, kapıyı üzerinde seungmin'in tişörtlerinden biriyle ve şortuyla minho açtı. elbisesi elinde düzgünce duruyordu. seungmin'in heyecanı söndü ve yüz hatları bu beklenmedik durum karşısında tuhaf bir hal aldı.

"boş boş oturunca elbise kırışır diye çıkarttım, gel hadi ben yine giyinip gelirim yanına. hem bak..."

arkasının dönüp şortun altından görünen kuyruğunu ve elbette kıçını salladı iki yana.

"kuyruğu çıkartmadım hemen hazırlanırım."

minho'ya, seungmin'in kalp krizi geçirdiğini düşündürten o tuhaf surat ifadesinin yerini aptalca bir gülümseme aldığında, minho koşarak seungmin'in ona ayırdığı odaya çıktı. hızlıca üzerindeki tişört ve şortunu çıkarttı ve seungmin hemen alt katta hyunjin'e küfürlerle süslü mesajlar atarken minho elbisesi, siyah yumuşak kuyruğu ve jeongin'in niyetini yüzüne yansıtan arsız gülümsemesiyle 'ne olur ne olmaz' diyerek çantasına tıkıştırdığı kostümün parçası olan kedi kulaklarıyla merdivenden inmeye başladı. yaptığı şeyin saçmalığını düşünmek bir yana oldukça mutluydu.

seungmin'in paltosunu çıkartıp astığını, üzerinde salaş açık mavi renkli gömleği ve siyah kumaş pantolonuyla koltukta otururken telefon ekranını kıracakmış gibi bir hırsla mesaj yazdığını gördü.

"seungminnie bak giyindim."

seungmin kafasını kaldırdığında parmak uçlarına çıkıp etrafında döndü. ellerini arkasına götürüp kalça hizasında kavuşturmuş, elbisesinin görünüşünü öne çıkartmıştı.

"güzel görünüyor muyum?"

elbette minho güzel olduğunu biliyordu. pijamalarının içinde, saçları karman çorman haldeyken bile seungmin'in kalbini hızlandırabilirdi. önceki sabah kendisini yatağın altında kıvrılmış uyurken bulduğunda bile parıl parıl gözlerle onu kucaklayıp yatağa koymaya çalışırken bunu kanıtlamıştı zaten. bir de kafasını vurduğunu düşündüğünden özür dileyip minho'nun saçlarını sevmişti.

"harika görünüyorsun."

seungmin bunu söylediğinde, söyleyebildiğinde nefesi kendisine yetersiz geliyormuş gibi hissetti. üzerindeki gömlek mi çok kalındı oda mı sıcaklamıştı?

minho koltukların arasından geçip seungmin'in ayaklarının ucuna oturdu. kollarını kavuşturup seungmin'in dizlerine yaslandı ve çenesini de kollarının üzerine koydu.

saçlarını hangi şampuanla yıkıyosun - [2min]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin