and all my single friends are jealous.

319 30 72
                                    

"Hadi ama y/n, biraz eğlence kimseye bir zarar vermez!" dedi telefondaki arkadaşın. Bugün bir kutlama bahanesiyle barda buluşup kız kıza eğlenmek istiyordu arkadaşların.

"Pekala ama çok uzun kalmayacağım tamam mı?" dediğinde telefondaki arkadaşının sevinçli sesi kulağını patlatacaktı. "Tamam o zaman akşam ben seni alırım." diyerek telefonu kapattığında kendini yatağa doğru fırlatmıştın.

Bu aralar her şey güzel ilerliyordu, ailen seni meşgul edecek işler vermiyor ve güzel devam eden bir ilişkin vardı. Bu aralar oluşabilecek tek sorun olan Eren ise ortalıklarda görünmüyordu.

Her şeyin bu kadar güzel ilerlemesi seni bir yandan mutlu ederken bir yandan da tedirgin ediyordu.

Bir de her ne kadar ortalıklarda görünmese de aklını kurcalayan bir sorun vardı, Eren.

Eren ile son konuşmanızdan sonra Eren bir daha karşına çıkmamıştı, babasıyla bile katılmıyordu o gösterişli kutlamalara. Seninle karşılaşıp rahatsız etmek istemiyordu, sen onu istemediğini açıkça belirtmiştin.

Peki ya neden kalbin hâlâ onun adını duyduğun an sanki daha önce duymamış gibi çarpıyordu, onun bu kutlamalara katılma ihtimali bile seni heyecanlandırmaya yetiyordu? Yoksa seni korkutan o ihtimal gerçek mi oluyordu, sen tekrardan Eren'e aşık mı oluyordun?

"Sevgilim?" sen bu şekilde derin düşüncelere dalmışken Jean sana seslenip arkandan sarılmıştı. Elleri bedenine sardı ve saçlarına küçük bir öpücük kondurdu. Bu ani davranışı korkmana sebep olduğunda kıkırdadı. "Korkutmak gibi bir amacım yoktu, kusura bakma." dediğinde gülümseyerek belinin etrafındaki elleri kendi ellerin ile birleştirdin.

"Dalmıştım." dedikten sonra Jean gülümsedi ve seni döndürüp kendine doğru çevirdi, bu sefer öpücüğü dudaklarına kondurdu. "Bir sorun mu var?" ona sorunun hiçbir sorun olmaması deseydin muhtemelen saçmaladığını düşünürdü, eski sevgilinin birdenbire ortaya çıkışı kafanı karıştırdığını söyleseydin bu çok normal bir konuşma olmazdı.

"Hayır, yok. Dalmışım sadece." dediğinde anladığını belirtecek bir şekilde ses çıkarıp mutfak tezgahının üstündeki kahve makinesine doğru yöneldi. "Sen de ister misin?" diye sorduğunda cevap vermek yerine onaylar anlamda başını salladın. Kahveyi severdin ve günün çoğu saati içerdin, bu soruyu sana sormak bile saçmaydı.

Tezgahın üstüne doğru oturdun, size kahve hazırlayan sevgilini izliyordun. "Biriyle konuşuyordun sanki, yanlışlıkla kulak misafiri oldum." dedi kahveyi hazırlarken.

"Ah, evet. Kızlarla ufak bir kutlama yapacağız." dediğinde Jean elindeki malzemeleri bırakıp sana doğru ilerledi. "Bu aralar pek görüşemiyoruz sanki." diyerek eliyle saçını kulağının arkasına attı. "Seni özlüyorum." dediği şeyle beraber az önce düşündüklerin seni suçlu hissettirdi. Jean seni seviyor ve sana oldukça değer veriyordu. O herkesin sahip olmak istediği, tüm bekar arkadaşlarının kıskandığı türden bir erkekti. Sana karşı çok ilgiliydi, ne olursa olsun sana her fırsatta yardımcı olmaya çalışır ve her türlü sorunun için çözüm bulmaya çalışırdı.

Etrafında böyle mükemmel bir erkek varken nasıl Eren'e aşık olduğunu düşünebilirdin ki?

"Bu aralar fazla meşgulüm ama söz veriyorum en kısa zamanda bu durumu telafi edicem." dediğinde Jean tekrardan dudaklarını senin dudakların ile birleştirdi. Dudaklarının üstündeki baskıya karşılık vermeye başladın.

Birkaç saniye sonra bu öpüşmeniz senin geri çekilmen ile sonlanmıştı. "Kahveyi unuttun." dediğinde Jean "Umurumda değil." diyerek tekrardan seni öpmeye başlamıştı. Onun bu hareketi seni güldürürken bir yandan da dudaklarındaki baskıya karşılık verdin.

•••

Garson en sevdiğiniz içkilerinizi masanıza servis ettikten sonra arkadaşların ile koyu bir sohbete dalmıştın. "Geçen gün Eren Yeager ile yemeğe çıktığını duydum." diyerek sana imalı bir şekilde gülümsedi Mikasa. Onun bu imalı bakışlara göz devirerek "Sadece iş hakkında konuştuk, önemli bir konuşma değildi." demiş ve masanın üstünde duran içkinden bir yudum aldın.

"Konuşma içeriğinden bana ne, ben Eren Yeager'dan bahsediyorum. Belki benim de onunla yemeğe çıkmam için bana yardımcı olabilirsin." diyerek güldüğünde, senin içtiğin içki boğazında kalmış ve öksürmeye başlamıştın.

"İyi misin?" diye sormuştu Historia, endişeli bir tavır ile. Sen kendine geldiğini hissettiğinde onaylar anlamda başını salladın. Arkadaşının bu beklenmedik teklifi seni şaşırtmıştı, her ne kadar haberi olmasa da eski sevgilin ile bir akşam yemeği teklif etmişti.

Seni ilgilendirir miydi ki? Sonuç olarak sen onun eski sevgilisin, artık ona aşık değilsin. Senin bir erkek arkadaşın vardı. Arkadaşınla bir randevuya çıkması senin için neden sorun olacaktı?

Mikasa'nın Eren'le bir randevuya çıktığının hayali bile seni oldukça rahatsız ediyordu, bu hayal onun eski sevgilisi olduğu için miydi yoksa onu kıskandığın için miydi?

"O senin için uygun bir erkek değil." dediğinde ona bakmak yerine başka bir yöne bakmaya çalıştın. Mikasa ise bu söylediğin şeye göz devirdi. "Neden benim için uygun bir erkek değilmiş? Ondan bahseden herkes ne kadar kibar ve yakışıklı bir adam olduğundan bahsediyor. Yoksa sen onun hakkında başka bir şey mi biliyorsun?"

"Hayır ne alakası var? Dediğim gibi o sana göre biri değil. Birbirinizle uyumlu değilsiniz ve..." tanıdık bir yüzü görmenle sözün yarıda kesilmişti, Eren Yeager biraz uzağında bulunan masada yalnız başına içkisini yudumluyordu. Dikkatini çeken şeyin Mikasa'nın da dikkatini çekmemesi için bakışlarını Eren'in üzerinden çekip tekrar Mikasa'ya doğru yönlendirdin. "Onun uzun zamandır gizlediği bir sevgilisi olduğunu duydum."

Mikasa'nın yüzündeki gülümseme anında sönüp yerini hayal kırıklığı alırken sen çoktan bunu söylediğine pişman olmuştun. "Üzülme Mikasa, eminim ki senin için daha iyi olan birisini bulacaksın." dediğinde elini onun omzuna koyup gülümsedin. Mikasa ise alay edermişcesine güldü. "Tabii senin için bunu söylemesi kolay. Seni herhangi bir karşılığı olmadan, her şeyden çok seven bir adama ve etrafında bulunan herkesi kıskandırabilecek türden bir aşka sahipsin. Sevilmek istiyorum, değer görmek istiyorum ama senin bunun ne demek olduğu hakkında en ufak bir fikrin bile yok." dedikten sonra gözünden akan birkaç damla yaşı hızlıca silmişti.

Söylediği şeyler sana kendini kötü hissettirmişti, sen sadece arkadaşına destek olmak istemiştin ama bu pek iyi sonuçlanmamıştı. Şimdi ise ne demen veya ne yapmam gerektiğini bilmediğin için sessiz bir şekilde bekledin. Arkadaşların senin durumunu fark edince hemen konuyu değiştirmişlerdi.

Masanın üstündeki çantanı aldın ve lavaboya gideceğini söyleyerek onların yanından ayrıldın. Ama bu bir yalandı.

✼ •• ┈┈┈┈๑⋅⋯ ୨˚୧ ⋯⋅๑┈┈┈┈ •• ✼

peynir y/n is basinda (bu bir saka ironi)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

peynir y/n is basinda (bu bir saka ironi)

the way i loved you | eren x jean x readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin