1. Bölüm

140 16 24
                                    


Bang Christopher Chan

Her zaman övündüğüm sakin ve aklı başında kişiliğim, yaşadığım şeylerden dolayı yavaş yavaş bedenimi terk ediyordu.

Ancak bundan rahatsız olmamam aklı başında olan Chan'i delirtirdi, biliyordum.

26 yıllık yaşamımı adadığım şeyi kaybetmiştim.

Hayatım boyunca abim ve ben yalnızca tek bir şey için eğitilmiştik.

Babamın kurduğu imparatorluğun varisliği.

Piyasayı tek kelimeyle domine eden bir ilaç şirketinin varisiydik ikimizde. Her zaman yaşım küçük olduğu için yürüdüğüm bu yolda engellerle karşılaşmıştım. Vücudumu saran tehlikeli ve iğrenç boyuta gelen hırs gözümü çoktan kör etmişti.

Yaşımın küçük olmasını aldırış etmememin sebebi babamın beni karşısına alıp sarf ettiği o cümlelerde saklıydı.

"Eğer gerçekten bunu istiyorsan her şeyi göze almalısın Christopher. Gözlerinde gördüğüm istek bana gençliğimi hatırlatıyor, eğer o koltuğu haketmek istiyorsan bunu göster bana."

Küçükken kendimi avuttuğum o cümlelerin hepsi yalandı.

Ben ne kadar çabalarsam çabalayım babam aklındaki kişiyi en başında seçmişti.

Abim Bang Jake Jiwon.

Abim kötü biri değildi, aramızda küçüklükten beri olan o rekabet olmasa kesinlikle harika bir abi-kardeş ilişkimiz olurdu bundan emindim.

Bana göre abimin gözlerine o hırs perdesi inmemişti, o her zaman kendine güvenirdi. En dibe batacağını anlasa bile asla kaybedeceğine ihtimal vermez ve dediğini yapardı.

Rakibim olmasa bu özelliğine kesinlikle içten bir hayranlık duyardım.

Yaptığı her hayran bırakıcı hareketin bendeki karşılığı saf kıskançlık ve öfkeydi.

Bundan nefret etsemde zamanla alışmıştım.

Öz abime nefret duymaya alışmıştım, şaka gibi.

Oradan bakılınca abim bu işe daha uygundu belki, belki de babam onu yakıştırmıştı, aklım durmuştu. Düzgün düşünemiyordum.

Madem en başında aklındaki isim abimdi, neden hayatımı çaldı benden?

Her zaman daha iyisi için çalışmamı söyledi, onun istekleri, onun hayalindeki gelecek...

Hayatımı sikmişti, bir hiç uğruna.

Kimyadan nefret ederim.

Küçükken aldığım ilaçlardan dolayı ilaçlardan da tiksinirim.

Ben, her kötü özelliğiyle benim için çizilen geleceği kabul etmiştim.

Ağlayarak sınavlara çalıştığım günler, kaç olmuştu?

İçimde, gerçekten bunun ben olmadığımı bağıran benliğimi susturup onların istediği gibi biri olmaya odaklandım.

Tiksindiğim her şeyi kabullendim.

Ve işte buradayım, kendimi toplantı sonrası şirketten atar atmaz hızlı adımlarla girdiğim rastgele bir sokakta.

Düşündükçe uyuşuyordu beynim, bedenimi koca bir hiçlik duygusu sarıyordu.

Nefes alamıyordum, almak istemiyordum.

Belki ağlasam rahatlayacaktım ama olmuyordu. Gözlerim bile yaşarmıyordu.

İyi olduğunu düşündüğüm bu hallerim aslında beni felakete sürükleyecekti.

Bunu geç anlamıştım.

...Ready For It? |Hyunchan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin